Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın!

Güncelleme Tarihi:

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2020 07:00

‘Hayvan hakları yasası’ndan halen ses yok. Bunun cezasınıysa maalesef dostlarımız çekiyor. Ama sadece yasa yeterli değil. Bizim de sorumluluğumuz var. Biz onları kurtarmak yerine satın aldıkça üretilmeye, mal gibi görülmeye ve işkenceye maruz kalmaya devam edecekler.

Haberin Devamı

Ankara, Keçiören’deki bir bodrumda bulunan ve ses tellerinin alındığı iddia edilen 68 köpek vicdan sahibi herkesi ayağa kaldırdı. Hayvanseverler uzun bir süredir ‘hayvan hakları yasası’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine gelmesini bekliyor. Hürriyet Pazar olarak biz de son bir yıl içinde bu konuyu birkaç kez gündeme getirdik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan da bu konuda çok hassas. Cumhurbaşkanının sık sık “Ne bekliyorsunuz?” diye hatırlatmasına rağmen ilerleme kaydedilemiyor!

Yasa koyucuların taleplere ivedilikle cevap vermemesi büyük bir sorun. Ancak çuvaldızı kendimize batıralım! Biz barınaklar yerine petshop’lardan kedi ya da köpek aldıkça bu sömürü düzeninin devam etmesine olanak sağlıyoruz. Biz onlara para kazandırdıkça, onlar olumsuz şartlarda üretime, hayvanların yaşam hakkını görmezden gelmeye devam ediyor. Oysa ilgi ve bakıma ihtiyaç duyan bir canı barınaktan kurtarabilir, ona sevgi dolu bir ortam sunabiliriz. Bunun ömür boyu sürecek bir sorumluluk olduğunu unutmadan! Karantina günleride yalnız kalanların bir dost sahiplenip sonra onu parklara, sokaklara terk etmesi de sorunu büyütüyor! Gelin uzmanların ve hayvanseverlerin sözlerine kulak verelim, bir canı hayata bağlayalım.

Haberin Devamı

ELBET BİR TANESİ KALBİNİZE DOKUNACAK
Şebnem Aslan, Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Onursal Başkanı

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

Bir hayvanı sahiplenirken nelere dikkat etmek gerekiyor?

Aile bireylerinin hepsinin bir canlının yaşam sorumluluğunu uzunca bir süreliğine alma konusunda hemfikir olması ilk şart. Çocuklara karne, sevgililere ‘Sevgililer Günü’ ya da yılbaşı hediyesi olarak, düşünülmeden alınan hayvanlar ne yazık ki daha sonra sokak veya belediye bakımevlerinde ölüme terk ediliyor. Eğer yuvanızı bir hayvana açacaksanız; onun ortalama 13-15 sene yaşayacağını, dolayısıyla en başta sevginiz olmak üzere aşı ve tedavilerini eksiksiz yaptırmanıza, kaliteli bir mamayla beslemenize, günde en az iki kere tuvalet için dışarıya çıkarmanıza ihtiyaç duyacağını unutmamalısınız. 

Haberin Devamı

Kararlı olanlar ömürlük dostlarını nereden sahiplenmeli?

Eğer bir köpek sahiplenmeye karar verdiyseniz, öncelikle birçok terk edilmiş köpeğin sıcak bir yuva umuduyla beklediği belediye bakımevlerini ziyaret etmelisiniz. Eminim oradaki köpeklerden biri kalbinize dokunacaktır. Ayrıca evinizin bu hayvanın ihtiyaçlarına uygun olması önemli. Sahiplenmek istediğiniz boy ve ırktaki köpeklerin bahçeye ihtiyaç duyup duymayacağı göz önünde bulundurulmalı. Hayvanın huy özellikleriyse evdeki çocuk veya yaşlılar açısından düşünülmeli. Yanlış kararlarla alınıp sokağa ya da belediye bakımevlerine terk edilen hayvanların çok fazla yaşamadığını unutmayalım.

Peki hayvan sahiplendirirken nelere dikkat etmeliyiz?

Haberin Devamı

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre sahipli hayvanların kısırlaştırılması ve belediyelerde kayıt altına alınması esastır. Evdeki kedi ve köpekleri mutlaka kısırlaştıralım. Ancak eğer birini sahiplendirecekseniz onu arada kontrol etmeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Çok uzaktaki bir aileye vermeyin. Ayrıca bu hayvanı sahiplenmeye niyetli olanların daha önce o tür hayvanlara bakmış olması, yani tecrübeli olması önemli. Sahiplendirmeden önce hayvanın yaşayacağı ortamı kontrol edin. Sahiplendirme, kimlik fotokopisi ve ikametgâh alınarak ve sözleşme (şahitle birlikte) imzalatılarak yapılmalı.

Sokaktan kurtarılanlar çok daha sadık oluyor

Haberin Devamı

Sokaktan ya da barınaktan hayvan sahiplenmenin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?

Ben ve birçok arkadaşım şimdiye kadar sadece sokak ya da belediye bakımevlerinden dostlar sahiplendik. İnanın en ufak olumsuzluk yaşamadık. Aksine bakımevlerinden ya da sokaklardan kurtarılan hayvanlar çok daha sadık oluyor. Asla kaçmaya çalışmıyorlar. Onu bırakacaksınız ve tekrar sokak ya da bakımevlerine düşecekler diye ödleri kopuyor, gözünüzün içine bakıyorlar. Ayrıca melez hayvanların bağışıklıkları çok daha güçlüdür. Daha az hastalanıyorlar ve genetik zayıflıklara sahip olmuyorlar. 

Bize kolay alışması için illa yavru mu sahiplenmeliyiz?

Kesinlikle hayır. Aksine gerek gürültü gerekse tuvalet alışkanlığı açısından çok daha zordur.

Haberin Devamı

Petshop ve üretim çiftliklerinden hayvan alarak nelere sebep oluyoruz?

Petshop veya üretim çiftlikleri tıpkı hayvanat bahçeleri, sirk ve yunus parkları gibi hayvan sömürü merkezleridir. Buralarda o kadar çok hayvan hakkı ihlalleri yaşanıyor ki! Damızlık olarak tutulan hayvanlar, bodrumlarda gün yüzü görmeden ölünceye kadar doğurtuluyor. Yavrularıysa petshop denen ticari mekânlarda birileri para kazansın diye bir metrelik, havasız ve susuz ortamlarda ayakları bir kere bile toprağa, çimene değmeden uzun süre tutuluyor. Üstelik bu yavrular daha ufak ve şirin görünsün diye annelerinden yeterince süt emmeden ayrılıyor. Bağışıklıkları zayıf oluyor ve hastalandıklarında mal muamelesi yapılıp yenisiyle değişim öneriliyor. Hasta yavrular arka odalarda ölüme terk ediliyor. Üstelik sokak ve bakımevlerinde yuva bekleyen o kadar çok hayvan varken…

Bu ticari döngüden nasıl kurtulabiliriz?

Hayvanlar sırtından kanlı para kazanan bu ticarethanelerdeki üretim ve hayvan satışının durması sokak ve bakımevlerindeki hayvanların sahiplenilmesini de teşvik edecektir. Bu nedenle petshop’larda, üretim çiftliklerinde, merdivenaltında hayvanların üretilip satılmasını asla istemiyoruz. Yurtdışından kaçak hayvan girişinin tamamen durdurulmasını ve yapılacak yeni yasal düzenlemede de hayvan üretim ve satışının yasaklanmasını talep ediyoruz. Ankara, Keçiören’deki elim olay da Türkiye’deki petshop gerçeğinin bir yansıması! Ülkedeki petshop’lara hayvan tedarik eden yerler rezil bir sömürü düzeninin tezahürüdür. Cezası da hayvan başına 181 lira! Buralardan hayvan almak bu kanlı sektörü desteklemektir.

‘Kendi sahibinden bile koruyacak yasalar olmalı’

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

Şebnem Aslan, Samsun, Havza’da bir Golden’ın ayaklarının kesilmesiyle ilgili haberleri hatırlatarak “Hayvanları herkesten, hatta kendi sahibinden bile koruyacak ağır ve caydırıcı cezalar gelmedikçe bu tür haberleri çok duyacağız. Zavallı köpek yaşam savaşı veriyor şu an. Hayvana işkence, cinsel istismar, öldürme ve hayvan dövüştürmeyle birlikte bir hayvan neslini yok edici ihlallerde ceza alt sınırının üç yıldan başlamasını ve bu cezaların hiçbir şekilde hafifletilmemesini talep ediyoruz” diyor. Salgında ortaya çıkan bir diğer riskiyse şöyle anlatıyor: “Evdeki hayvanlardan bize

COVID-19 bulaşır düşüncesi doğdu. Çok fazla kedi ve köpek sokaklara terk edildi. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki onlardan bize virüs bulaşmıyor. Ancak bizden onlara bulaşabilir.

Ayrıca eve kapanan, evden çalışan ve sıkılan insanlar çok fazla düşünmeden kedi veya köpek edindi. Unutmayın, bir hayvanın tüm sorumluluğunu almak ciddi bir konudur. Pandemi bitip insanlar işyerlerine gitmeye başlayınca çok fazla hayvan mağdur olacak. Terk edilmelerinden korkuyoruz. Lütfen anlık kararlarla değil, ileriyi de düşünerek, sorumluluk duygusuyla dostlar sahiplenin.”

Hürriyet Ekler süreci takip ediyor

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın
Aralık, 2019... Yücel Sönmez’in haberi (solda) ve Ağustos, 2020... Gizem Coşkunarda imzalı haber.

KÖPEKLERİN HEPSİ BİZDE, SAĞLIK DURUMLARI İYİ
Fatih Karaman, veteriner hekim (Keçiören Belediyesi)

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

Ankara’da bodrumda bulunan köpeklerin sağlık durumları şu an iyi. Muayene için Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne gönderildiler. İddia edildiği gibi ses telleri alındı mı alınmadı mı bakılıp rapor verilecek. Ses çıkarmakta zorluk çektikleri için böyle bir düşünce oluştu. Dün endoskopi oldular. Zaten Tarım ve Orman Bakanlığı da olayı takip ediyor. Korkmuş, tedirgin ve kötü durumdalardı. Hayvan refahına uygun bir şekilde yaşamadıkları her hallerinden belliydi. Temizlikleri yapıldı, dişi ve erkek olmak üzere ayrıştırmaları yapıldı. Sterilize edilmiş, ısıtmalı odalarda bakılıyorlar. Bakımları ve tedavileri tamamlanıp kısırlaştırıldıktan sonra sahiplendirilme işlemlerine başlanacak. 

EKONOMİK DURUMUNUZ DA ÖNEMLİ
Cem Pakkan, veteriner hekim

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

Sahiplenilecek hayvanın evdeki diğer canlılarla iletişimine ve uyumuna dikkat edilmeli. Evde çocuklar ve başka hayvanlar varsa agresif bir hayvan sahiplenmeyin. Ailenizin ekonomik durumu da önemli. Örneğin, ekonomik gücümüz kısıtlıysa kocaman, Saint Bernard ırkı bir köpeği sahiplenip sağlıklı yaşaması için gerekli bakım ve veteriner hizmetlerini karşılayamayacaksak daha küçük ırk bir köpek sahiplenmeyi tercih edebiliriz.

Hayvanlar huzurlu ve sevgi dolu bir ortama ihtiyaç duyar. Huzursuz ortamda yaşayanlar kesinlikle hayvan sahiplenmemeli. Hayvan rahat etmeli, ihtiyaçları yerine getirilmeli. Örneğin kediler için tırnaklarını törpüleyebileceği tırmalama tahtası gibi malzemeler ve oyuncaklar kendilerini mutlu hissetmelerini sağlar. Köpekler içinse özgürce koşup oynayabilecekleri küçük de olsa bir bahçe onların hem enerjilerini boşaltabilecekleri hem de mutlu olmaları için paha biçilmez alanlardır. 

EN TEMEL İHTİYAÇLARI SEVGİNİZ...
Tolga Çelik, veteriner hekim

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

B akıma muhtaç yavru kedi ve köpeklerin sahiplenilmesi öncelikli olmalı. Genel durumunu belirlemek için veteriner hekim muayenesinden geçirin. Bulaşıcı hastalık taşıyor mu, takip edilmesi gereken bir rahatsızlığı var mı, beslenme kaynaklı bir sağlık problemi var mı? Bu kontrol hem onun hem de sizin için önemli. Bu sağlık kontrolünde beslenme ihtiyaçları, alması gereken besinler, yapılması gereken koruyucu aşılar ve benzeri planlanacaktır. Hayvanınızın oyun ve sosyalleşme ihtiyacını da, diğer hayvanlarla ilişkisini de düzenlemelisiniz. Ve en önemlisi sevginiz onların en temel ihtiyacıdır... Bir hayvanın ses tellerinin alınması, kuyruk ya da kulak kesimi gibi etik olmayan, mevzuat gereği tıbbi gereksinim dışında yasaklanmış bir operasyon. Hayvanın havlayarak gürültü çıkarmasının engellenmesi için uygulanıyor. Böylece hayvanların uygun olmayan şartlarda, çevredekiler farkına varmadan üretilmesine olanak sağlar. Hiçbir gerekliliği yoktur. Havlayamayan köpek nasıl iletişim kuracak? Bundan büyük işkence olur mu?

DOĞRU ELLERDE OLAĞANÜSTÜ VARLIKLARA DÖNÜŞEBİLİRLER
Aydan Üstkanat, şef, yemek yazarı

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

Aslında bir can dostu edinmek çocuk sahibi olmaya benzer. Hayatlara girişleri kimi zaman planlı, kimi zaman da sürprizdir. Sizinle birlikte yaşayacak evcil hayvanlar koşulsuz sevgiyle beslenir. Sokak hayvanları için hayat gerçekten çok zor. Kedi veya köpek almak isterseniz önce kendi mahallenizi tarayarak başlayın işe. Ardından sosyal medya ağlarında biraz dolaşın, barınaklardaki çocuklara şans verin. En agresif köpek de, en hasta ve naif kedi de doğru ellerde olağanüstü varlıklara dönüşebilirler. Yeter ki şans verilsin! Üretime vesile olabilecek her davranıştan uzak durmalıyız. Satın alınan her hayvan bir sonraki üretimi tetikliyor. Üretilen hayvanlar da doğal seleksiyona uğramadıkları için hastalıklara yatkın oluyor.

Kurtarma timi oluşturuyoruz

Hayvan satmak, bundan para kazanmak ahlaksızlık. Üretimi desteklemek de dolayısıyla ahlak dışı bir tutum. Bunu fark etmek gerek.

İzmir depreminden sonraki gün bir telefon geldi, “Aydan 5 aylık bir kedinin üzerine bina yıkıyorlar” diyordu karşıdaki ses. İnanmadım. Maalesef yanıldım... O binalar içeride hayvanlar varken yıkılmaya başladı. Sonrasında yönetimlerle görüşüp yıkımları ertelemek için uğraştık. Eşzamanlı olarak sahada gönüllü bir grup kurup hayvanları tek tek çıkardık.

Hayvanları kurtarmanın mutluluğuyla pilot bir uygulamanın temellerini attık. Avukatımız Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu, İzmir’den gönüllü ve resmi birimlerden oluşan bir ekiple CAKUT (Can Dostlarını Kurtarma) İzmir kurtarma timi kuruyoruz. Proje bu tip afetlerde evcil hayvan kurtarma prosedürü oluşturmak üzere şekilleniyor. Ben ve buna yürekten inanan arkadaşlarımla en iyi hazırlığı yapmak için yola çıktık. Amacımız doğru bir sistemle kurtarma çalışmalarına dahil olmak. 

ARABA ALIR GİBİ RENK, CİNS SEÇİLMEMELİ
Arzu Yazdani, @parkkedisi

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

Kedi sirkülasyonunun çok yoğun olduğu bir alanla ilgileniyoruz. Terk edilen kedilere kendi sayfamız ya da popüler hayvan sahiplendirme sayfaları üzerinden ilan açıyoruz. Bu ilanlara dönüş yapanlarla mülakatlar yapıyor, belirli kriter ve şartlara uyan kişilere sahiplendiriyoruz. Sonrasında da bu hayvanları takip ediyor, iyi bakıldıklarından emin oluyoruz.

Ev hayatına alışmış hiçbir hayvan dışarda yaşayamaz. Kediler dokuz canlı olarak bilinir. Oysa yaşadıkları alanı benimserler ve alan değişimi bağışıklıklarını düşürür, hastalanırlar. Yemek bulamaz, arabalardan ve köpek saldırılarından kendilerini koruyamazlar.

Köpeklerde durum daha da vahim. Hemcinslerinin saldırılarına da açıklar. Parklara terk edilen birçok hayvan ezilme tehlikesiyle de karşı karşıya. Parkta ömürleri azami iki ay! Sahiplendiremediklerimiz maalesef hayatını kaybediyor.

Yardıma muhtaç bu kadar hayvan varken lütfen petshop veya hayvan satışı yapan diğer yerlerden hayvan satın almayın! Araba alır gibi renk, cins seçilmemeli. Bunu durdurmanın tek yolu talep etmemek! Aksi takdirde laboratuvarda üretilmeye devam edecekler.

BİZ ONA, O DA BİZE İYİ GELDİ
Feyza Mehmet, psikolog

Barınaktan sahiplenin, üretim zincirini kırın

Pandemi nedeniyle evden çalışıyorum. Fırsat buldukça Moda sahilinde ya da Yoğurtçu Parkı’nda yürüyüş yapıyordum. Bu yürüyüşler zamanla hava almak, hareket etmek yerine parktaki yavru kedileri besleme, onlarla ilgilenme etkinliğine dönüştü. Uzun zamandır bir kedi sahiplenmeyi düşünüyorduk. Ama cesaret edemiyorduk. Yavru kediyle ilgilenmek zaman istiyor.

Pandemi bu hayalimizi gerçekleştirmek için müthiş bir fırsat yarattı. Chucky ile karşılaştığımızda ensesinde bir yara vardı. Çok çaresiz ve hasta görünüyordu. Tedavi ettirip aldığımız yere bırakmayı veya sahiplendirmeyi düşündük. Ancak altı aydır bizimle. Büyüdüğünü, sağlığına kavuştuğunu ve mutlu olduğunu görmek, bunun için emek vermek bizim için de ruhsal anlamda müthiş iyileştirici bir deneyim oldu. Pandemide biz ona, o da bize iyi geldi. Şimdi ona arkadaş olacak ikinci bir kedi sahipleneceğiz. Bir hayvanla birlikte yaşamak, insana sevgiyi birçok yönüyle yeniden öğretiyor. Herkesin deneyimlemesi gereken bir şey!

BAKMADAN GEÇME!