Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim!

Güncelleme Tarihi:

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2020 07:00

Yapılan canlı yayınlarda fonda sürekli kitaplıkların olması sosyal medyanın yeni eğlencesi. Kimileri bunu gösteriş olarak görürken kimileri de arkalarında hangi kitaplar var, onları nasıl yerleştirmiş, zengin bir kütüphane mi diye daha da merakla izledi. Kültür-sanat ve yayıncılık dünyasından önemli isimlere bu tartışmayı, kendi kütüphaneleriyle ilişkilerini, okuma-düzenleme alışkanlıklarını sorduk.

Haberin Devamı

KİTABIN GÖRÜNDÜĞÜ HER KARE BENİ MEMNUN EDER
Doğan Hızlan, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim

Kitaplar görsel olarak doyurucu bir fon tabii ama bu aldatıcı olabilir. Yapılan konuşmalarda o kişiye kitapları üzerine de soru yöneltilmeli ki biraz olsun doğruya yaklaşalım. Fakat kitabın göründüğü her kare beni memnun ettiği için görünmesi yararlı. Kitaba ilgim çok küçük yaşlarda başladı. Anne-babalar evde bir kitaplık kurmamışlarsa çocukta kitap hevesi uyanmaz. Ancak kitap alırken çocuğun da düşüncesi sorulmalı ki benimsesin. Fatih’te annemin bana verdiği ev, özel kütüphanem ve adıma açılmış kütüphane bölümleri var. Günlük ve haftalık turlarımda mutlaka kitapçılara uğrarım. İlgimi çeken her kitabı satın alırım. Kütüphanem temizlenirken başında bulunurum. Her kitapsever alıcı gözle bakar, hatta kitabı alabilmek için teşebbüslere geçebilir. Kıskançlıkla karışık bir zevktir aldığım.

Haberin Devamı

EVİ EN GÜZEL GÖSTEREN ŞEY
Aslı Perker, yazar

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim

Kişisel kütüphanemi 1997’de oluşturmaya başladım. O zamana kadar annem ve babamınkiler bana yetiyordu da artıyordu bile. Bana göre bir evi en güzel gösteren şey kitaplardır. Kaç kitabım var bilmiyorum. Biriken kitap demek artan bir vicdan azabı demek. Genelde tek kitap okurum. Arada birkaç kitaba birden dadandığım olur. Kızım Leyla’yla okuma rutinimiz var, akşamları ona ben okuyorum. Şimdi bir de Storytel’den kitap dinletmeye başladım. Kütüphanemde hiçbir sistem yok. Nereye, ne denk gelirse... Ancak çok çok iyi bir görsel hafızam var. Aradığımı elimle koymuş gibi bulurum. Herman Melville, John Irving, J.D. Salinger, Mark Twain kitaplarımı ölürüm de kimseye vermem. Başkalarının kitaplıklarına bakarım. İyi bir kütüphane kriterim sevdiğim bütün yazarların kitaplarının olması.

Haberin Devamı

KOKUSUNU İÇİNE ÇEKTİĞİM KİTABI KİMSEYE VERMEM
Derya Büyükkuşoğlu, ZAİ Bodrum (yeni nesil kütüphane) kurucusu

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim
Yayınlarda kitaplık önünde oturmak estetik ve güzel bir tercih. Hatta başka insanlar için teşvik edici olabilir. Kendi kütüphanemi 14 yaşımda oluşturmaya başladım. Tam bir roman tutkunuyum. Kişisel kitaplığımda 3 bine yakın, ZAİ kütüphanemizdeyse 11 binin üzerinde kitap var. Kitap alma rutinim çok sıktır. Hemen hemen tüm yayınevlerini, edebiyat dünyasındaki gelişmeleri takip ediyorum. Açıkçası bu dönem kargo çalışanlarını risk altına sokmamak için kütüphanemde okunmayı bekleyen kitapları değerlendirdim. Bir düzenleme sistemim yok ama neyin nerede olduğunu her zaman bilirim. Çok sık eleme yapmıyorum, elim gitmiyor. Ödünç kitap vermeyi de sevmiyorum. Sevdiklerime hediye kitap veririm ama hikâyesini paylaştığım, kokusunu içine çektiğim kitaplarımı tutmak istiyorum.

Haberin Devamı

KİTAPLIK KADAR KİŞİLİĞİ YANSITAN BİR ŞEY YOK
Cem Erciyes, Doğan Kitap Yayın Direktörü

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim
Kimse salonunu, oturma odasını kamuya açmak istemiyor ama farkında değiller ki kitaplık aslında en kişisel alan… Türkiye’de kitabın hem takdir edilen hem de uzak durulan bir şey olduğu muhakkak. Genel olarak okuyan insana saygı hatta hayranlık duyulur. Bazen bu kıskançlığa döner, kitap düşmanlığının altında böyle bir kompleks olduğunu düşünüyorum. Kişisel kütüphanem hiçbir zaman öyle muhteşem olmadı. Daha çok yayınevine ve konusuna göre düzenlenmiş durumda… İlk baskıları saklamayı seviyorum. Bir kütüphaneyi mükemmel kılan kişisel olmasıdır. Başkalarının kütüphanelerine bakarım, çünkü bir kitaplık kadar insanın kişiliğini iyi yansıtan başka bir şey var mıdır bilmiyorum. Hangi kitaplara değer verdiği, kişinin nasıl olduğu kadar nasıl görünmek istediğini de belli eder.

Haberin Devamı

AHŞABA, DÜZENE DEĞİL, ‘NE OKUYOR’ DİYE BAKILIR
Can Öz, Can Yayınları Yönetim Kurulu Başkanı

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim
Sosyal medya her türlü yorumun fazlaca bulunduğu bir yer. Kütüphanelere laf atan insanlar olması da şaşılacak şey değil. Şu an değişik yerlerde binlerce kitabım var. Bilimsel araştırmalar, tarih okumaları, popüler bilim/kültür. Bir de tabii çok özel olan kitaplarım... 16 yaşında okuduğum, beni çok etkileyenler babamın eliyle verdiği ‘Genç Werther’in Acıları’, ‘Brigge’nin Notları’ veya ‘Dünya Nimetleri’ gibi. Canınız ne isterse okuyabilmek fazlasıyla şımartıcı bir rahatlık. İyi edebiyat zevki veya iyi bir entelektüel birikimi destekleyen, gösteren bir kitaplık iyidir. Ahşabın kalitesi, kitapların düzeni, bunların pek bir önemi yoktur. Artık refleks oldu, kitaplık görünce “Neler okuyormuş, nasıl biriymiş” diye merakla bakınıyorum. Ancak edebi bir merak değil bu, galiba daha çok röntgencilik.

Haberin Devamı

DAĞINIKLIĞINDAN UTANILMAYACAK TEK MEKÂN
Ayşegül Sönmez, Sanatatak, sanat eleştirmeni

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim

Kitapla gösteriş yapmanın ne sakıncası olabilir? İnsanın dağınıklığından utanmayacağı tek mekânı kitaplığı bence. Bizim evde her yer kitaplık. Kütüphane dışında üst üste yığılan, kendiliğinden oluşmuş kitaplık oluşumları var. Genellikle toplu alım yapmam ama bu süreçte bütün Yaşar Kemal’leri ve Selim İleri’nin ‘Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu’ndaki okumadığım tüm romanları aldım. Aynı anda birkaç kitap okurum, not alırım. Şiir kitapları mesela gün içinde mutlaka okuduğum kitaplardandır. İnceleme teori de çok okurum, onlarla birlikte biyografi çok iyi gider mesela... Başkalarının kütüphanelerine bakmaya bayılırım. İyi bir kitaplık diye bir şey yok, iyi okur var. Sahafım olsun isterim, mesela Beşiktaş’ta serin bir pasajda; Türk kahvesi önümde, Beatles çalıyor... Uzak bir hayal değil.

EŞİM, KİTAPLARI RENKLERİNE GÖRE DÜZENLİYOR
Nermin Mollaoğlu, Kalem Ajans, edebiyat ajanı

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim

Kitaplarla bağım 6. sınıfta kitap kolu seçilmemle başladı. Şu an kaç kitabım var bilmiyorum. Evde ve ofiste kitaplık olmayan bir duvarımız yok. Kitapçı gezmeyi çok seven biri değilim. Yıllar içinde kitabı sevmeyen çok kitapçı çalışanıyla karşılaştığım için soğudum sanırım... Aynı anda bir sürü kitap okuyabilirim. Eşim Mehmet Demirtaş (müzisyen) kitaplığımızı renklerine göre düzenliyor. İlk düzenlediğinde çok dalga geçmiştim ama şimdi alıştım. Ofistekileri de yazar isimlerine göre alfabetik olarak ben düzenledim. İlk kez girdiğim evde önce kitaplığa gözüm kayar. Teknik olarak bir marangoz iki haftada en şahane kitaplığı hazırlayabilir; bir günde o kitaplığı dünya edebiyatının pırlantalarıyla da doldurabilirsiniz ama sizinle birlikte yaşamadığı için aynı dili konuşamazsınız ve benim için de hiçbir kıymeti yoktur.

4 BİNE YAKIN KİTABIM VAR
Levon Bağış, yeme-içme uzmanı, yazar

Bana kütüphaneni göster sana kim olduğunu söyleyeyim
Büyük ihtimalle evinde kitap olmayan insanlara evde kütüphane olması garip geliyor. Sosyal medyada bu tartışmayı başlatanlarla kütüphaneni görünce “Bunların hepsini okudun mu” diye soranlar aynı insanlar. Babamın kütüphanesinden aldığım ve çok beğendiğim kitaplar, onun hediye aldığı kitaplar ilk kütüphanemi oluşturdu. Daha sonra bilinçli olarak alıp biriktirmeye başladım. Kendi kitaplarımı üçe ayırabilirim; gastronomi ve tarih kitaplarıyla edebi eserler. Ciddi bir çizgi roman ve polisiye merakım var. Bir de Ömer Hayyam kitaplarının gittiğim her ülkeden o dilde yapılmış tercümelerini alıyorum. Şu anda 4 bine yakın kitabım var. Hep zamanım olsun, evde kitap okuyarak geçireyim derdim. İki ayı aşkın evdeyim, şaşkınlıkla görüyorum ki normalden daha az kitap okudum bu dönemde.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!