Little Fabien: “Cesur olun, ilk adımı atın. İnanamayacaksınız!”

Güncelleme Tarihi:

Little Fabien: “Cesur olun, ilk adımı atın. İnanamayacaksınız”
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2017 16:27

Little Fabien’in şahane hikayelere sahip bebeklerinin yaratıcısı Gamze Tunç Şengül bu hafta Girişimcilik sayfamızda konuğumuz. Bize hayallerle şekil verdiği hayatını ve o hayatın en görünür, en sevimli ürünü bebeklerini anlatıyor. Cesaret verici bir girişim hikayesi sizi bekliyor.

Haberin Devamı

Öncelikle seni tanıyalım. Bu sevimli bebeklere kadar gelen süreç nasıl şekillendi? Hangi okullar, şehirlerden sonra bu noktadasın?

Aslında çok klasik olacak belki ama çocukluğuma dayanan bir süreç bu. Ellerimi kullanmayı çok sevdiğimden olsa gerek, neredeyse kendimi bildim bileli yazarım, çizerim, dikerim, örerim...  Ben Ankara doğumluyum ama Muğla Üniversitesi’nde okuduğum dönem hariç neredeyse tüm hayatım İstanbul’da geçti. Sanırım annem ve babamın yoğun tempoda çalışmak zorunda olması ve benim de tek çocuk olmam, hayal gücümü geliştirmeme olanak sağladı. Muppet Show'u izleyip oradaki sahneleri canlandırmak için kâğıttan, boş kaset kapaklarından dekorlar yapıyordum mesela :) Büyürken ve şimdilerde de bu durum pek değişmedi. Bebekler dikmeye ve onlara hikâyeler yazmaya başladım bu sefer. Bilgisayar mühendisi olduktan sonra Google’dan “Seni istiyoruz” yazan bir mektup alan ve hayalinin peşinden giden utangaç Andy, kardeşiyle Brooklyn’de yaşayan, “Kiss My Fabien” grubunun söz yazarı ve vokali Paul, yirmi sekizinci yaş gününde hayatı sorguladığı bir an yaşayıp sahip olduğu her şeyi bir kenara bırakarak gerçek huzuru bulmak için Hindistan yollarına düşen Hope bunlardan birkaç tanesi. Bir süre sonra daha az hikâye yazmaya ama daha çok dikmeye başladım. Ama bebeklerimi mümkün olduğu kadar çok detaylandırdım ki bebekleri eline alan herkes hikâyesini okumuş kadar olsun.

 

Haberin Devamı

Bebeklerin değişmeyen karakteristik özellikleri var. Mesela ağızları. Bu bebekleri gören, her ne bebeği olursa olsun senin işin olduğunu anlıyor. Bu tarz nasıl oluştu ve bu değişmez özelliklerin bir sebebi var mı?

Kocaman gözleri ve zombiyi andıran ağızları var evet.  Mümkünse kaybolmayı istediğim kendi dünyamdan kaynaklanıyor bu durum. Fiziksel olarak yeryüzünde olsam da ruhum çizgi romanlar, video oyunları, animasyonlar, fantastik filmlere ait. Hafif “Nerd” denilebilecek bir karakterim sanırım. Bebeklerimi yaparken de kendimden ve kendimi en iyi anlatan bu dünyadan bir anlam katmak istedim. 

Haberin Devamı

Little Fabien: “Cesur olun, ilk adımı atın. İnanamayacaksınız”

Evet, eğlenceli ve belli ki sevdiğin bir iş yapıyorsun. Ama eminiz ki kolay olmamıştır. Tutunma sürecinden biraz bahseder misin?

Kesinlikle çok eğlenceli bir iş yapıyorum. Bu doğru. Ama bir taraftan da hayatın gerçekleri var. Faturalar, yollar, yemekler, kiralar gibi :) Ben de çevremdeki herkes gibi “daha iyi bir iş, daha iyi bir maaş” mottosuyla beslendim. Son iş yerimde uzunca yıllar ihracat uzmanı olarak çalıştım. Ama zaman içinde bu durum altın kafesteki kuşu andırmaya başladı. İşyerinden koşa koşa eve gelip bebeklerimin başına oturuyordum. Sunumlarda önümdeki kağıtlarda denediğim yeni tasarımları karalıyordum. Evet para kazanmam gerekiyordu ama çok mutsuzdum. Uzunca bir süre devam etti bu süreç. Dikiş makinesinin önünde uyuya kalıp, sabah “önemli” toplantılara girdiğim çok uzun bir süreçten bahsediyorum. Sonra bir an geldi ve işten ayrılmak istediğimi, bunun beni artık korkutmadığını fark ettim. Beni çok ama çok mutlu eden bir işe zaten sahiptim ve gerçek mutlulukla aramdaki tek şey de kendimdi.  Buradan gerçekten sevdiği şeyi keşfetmiş ama yapmaya cesaret edememiş herkese küçük bir de mesaj vereyim: İsteyin! Sizi mutlu eden şeyi bulun ve onu yapmayı o kadar çok isteyin ki yolunuzdaki tüm engeller birer birer size boyun eğsin. Siz cesur olun, ilk adımı atın. Sonrasında o kadar muhteşem şeyler olacak ki hayatınızda, inanamayacaksınız. Gurur duyacaksınız kendinizle

 

Haberin Devamı

En çok nasıl talepler geliyor? En çok ne bebeği yapıyorsun ve diğer ürünlerin neler, bununla beraber ürünlerinde kullandığın malzemeler neler?

Tanınmış karakterlerin bebeklerini yaptığım bir koleksiyon oluşturdum. Devamlı yenilerini ekleyerek güncelliyorum tabii. Sanırım şu ana kadar bu koleksiyondan en çok ilgi gören David Bowie bebeği oldu. Bir de kişiye özel yaptığım tasarımlar var. Birebir modelleme yapmaya çalıştığım için gönderilen görselde gördüğüm tüm detayları vurguladığım bu bebekler özellikle yılbaşı, sevgililer günü doğum günü gibi zamanlarda çok ilgi görüyor. Bebeklerin vücutlarını ham maddesi %100 pamuk olan kimyasal işlem görmemiş dokuma kumaşlardan yapmaya çalışıyorum ama yaptığım işin püf noktası işçilik aslında. Bir heykel tasarlamaktan farkı yok benim için bir noktada. :) “Bez bebek dikiyorum” demek, aslında yaptığım işin en basite indirgenmiş hali. “Dikiyorum” kısmı, yaptığım işin en kolay tarafı aslında. Tasarlamak ve malzeme tedariki için harcadığım süre muazzam. Bir bebeği yapmak için kullandığım tekniklerin hepsi bir el sanatları kursunda ayrı ayrı eğitimi verilen sınıfların adı. :) Bir bebeğin yapımını ortalama bir haftada bitirebiliyorum. Tabii bu süre detayları az olan bir bebek için geçerli. Süre malzeme tedariki ve vurgulamak istediğim detaylara bağlı olarak uzayabiliyor. Eğer yoğun bir sipariş trafiği içindeysem -ki bir süredir hep böyle daha uzun teslimat tarihleri verebiliyorum.

Haberin Devamı

Little Fabien: “Cesur olun, ilk adımı atın. İnanamayacaksınız”

Nihayetinde ticari bir iş bu. Başlarken planladığın hedeflerin neresindesin ve varmak istediğin bir nokta, gelecek planları var mı?

Ne yalan söyleyeyim başlarken kendimi mutlu etmek dışında çok büyük hedefler koymamıştım kendime. Sade bir blog sayfam vardı ve yaptığım işleri, dinlediğim müzikleri, izlediğim filmleri paylaşıyordum. Yarattığım karakter, insanlardan olumlu geri dönüşler aldıkça hedeflerim netleşti. Şimdilerde en büyük hayalim tanınmış karakterlerin bebekleri yanında, özellikle “kişiye özel” çalıştığım daha konsept bebeklerle uluslararası boyutta markalaşmak ve tanınmak. Bu anlamda ilgilenecek yatırımcılar olursa fikirlerimi paylaşmayı çok istiyorum.

 

Haberin Devamı

Röportaj: Erkmen Özbıçakçı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!