GeriSeyahat İşadamları öğle arası şort giyip sahilde koşuyor, Maoriler sokakta yalınayak dolaşıyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İşadamları öğle arası şort giyip sahilde koşuyor, Maoriler sokakta yalınayak dolaşıyor

İşadamları öğle arası şort giyip sahilde koşuyor, Maoriler sokakta yalınayak dolaşıyor

Özlem Özbay (37) İstanbul’da yaşıyor. İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü mezunu. Peyzaj mimarı olarak çalışıyor, aynı zamanda dublaj sanatçısı. Ağaçlara ve doğal taşlara meraklı. Piyano dersleri alıyor. Hayatta en çok sevdiği şey seyahat. Özbay, bir ay kaldığı Yeni Zelanda’nın başkenti Wellington ve aşağısındaki Güney Ada’yı anlattı.

Daha önce nerelere seyahat ettiniz?
- Üniversiteden sonra 3 yıl Londra’da kaldım. Bu sayede kolay ve ucuz seyahati keşfettim. Sonra her fırsatta kendimi yollara attım. İngiltere’nin yanı sıra İskoçya, Hollanda, İtalya, Fransa, İspanya, Mısır, Yunanistan ve Amerika’nın pek çok eyaletini gördüm. Yazları Selanik ve Ege kıyılarına yakın Yunan Adaları’na gitmeyi seviyorum. Ama beni en çok etkileyen yer Yeni Zelanda’daki Wellington oldu.

Wellington’a gitmeye nasıl karar verdiniz, orayı nasıl buldunuz?
- Wellington’da yaşayan kardeşimi görmek için gittim. Ama onları ziyaret ettikten sonra tek başıma Güney Ada’yı gezdim. Kardeşimin evinin yanı sıra hostel ve üç yıldızlı otellerde kaldım. Kaikoura’da sırtçantalıların mekanında konakladım. Tüm seyahatim bir ay sürdü. Yeni Zelanda iki adadan oluşuyor. Wellington ilk adanın aşağıdaki ucunda, Güney Ada’ya en yakın noktada. Başkent “Rüzgarı Hiç Bitmeyen Şehir” ve “Yeni Zelanda’nın İncisi” diye anılıyor. Geniş bir sahili,
/images/100/0x0/55ea4bc1f018fbb8f876a4ea
sıcak günlerde halkın serinlediği plajları var. Genelde Yeni Zelanda’da hakim olan huzur dolu sakin hayat Wellington sokaklarında da kendini gösteriyor. Öğle yemeği arasında takım elbisesini çıkarıp şortunu giyen işadamları sahil boyunca koşuyor. Öğle saatlerinde yüzlerce kişiyi koşarken izlemek ilginç. Wellington’ın sahilinde Maori kültür ve tarihini anlatan Tepapa Müzesi bulunuyor. Maoriler buranın yerli halkı. Maori kültürü ve Maoriler, yüzlerinde dövmeleri ve çıplak ayaklarıyla şehirde sık sık karşınıza çıkıyor.

Etraftaki gezip görülecek yerler nereler?
- Wellington’tan kalkan feribot, 3.5 saatlik enfes manzaralarla dolu yolculuktan sonra Güney Ada’nın Picton Limanı’na ulaşıyor. Picton’dan Nelson’a geçip Güney Ada’nın kuzey bölgesinde bulunan “Abel Tasman” National Parkı’na ulaşabilirsiniz.
Burası masmavi sahillerin, farklı yürüyüş rotalarının ormanla bütünleştiği, rehberle ya da kendi başınıza gezebileceğiniz bir doğal park. “Abel Tasman” Yeni Zelanda’yı keşfeden Hollandalı beyaz adamın adı. Zaten bütün ülke burası gibi national parklar ve görülmesi gereken muhteşem doğa manzaralaryla dolu. Picton’dan güneye trenle inmek en iyisi. Ben “Kaikoura” adlı, balinaları, fok ve albatroslarıyla ünlü küçük kasabada mola verdim. Burada bulunan denizaltı kanyonu nedeniyle sperm balinaları çok iyi gözleniyor.

TURİSTLERE HİZMET İÇİN ÖRGÜTLENMİŞLER

Gideceklere neler önerirsiniz?
- “Information center”lar, kalacak yer, tren bileti, sizi tren istasyonuna götürecek servis, hatta yapacağınız turları ücretsiz planlıyor. Yeni Zelanda’da tren yolculuğu ucuz, keyifli ve popüler. Trenler eski ama konforlu. Her katarın sonuna manzara seyir vagonları yerleştirilmiş, rahatça fotoğraf çekip püfür püfür seyahat ediyorsunuz. Ben Kaikoura’da balina ziyaretinden sonra Güney Ada’nın en büyük şehri Christchurch’e ulaştım. Lakabı “Bahçe Şehri”, ortasında iki
/images/100/0x0/55ea4bc1f018fbb8f876a4ec
büyük park var. Muhteşem, dev ağaçların altında günün nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Ayrıca şehir “Avon Nehri” ve üzerine kurulmuş köprülerle süslenmiş. Katedral ve harika kütüphanesi şehrin simgeleri. “Dünyada Yapılması Gereken İlk 10 Tren Yolculuğu”ndan TranzAlpine turu Christchurch’den başlıyor. Güney Ada’yı Doğu’dan Batı’ya aşıyor, adanın ortasında bütün ihtişamıyla uzanan Alpler’i geçiyorsunuz. Tren yol boyunca Alpler’in manzarasının yanında uzun bir kanyon üzerinden geçiyor. Yol boyunca neredeyse bütün tren yolcuları ayakta. Çünkü manzara büyüleyici. Alplerin tam eteklerinde yürüyüşçüler için bir durak var: Artur’s Pass Köyü ve National Parkı. Ben de burada inip iki parkurda yürüdüm. Kendimi bir ara “Yüzüklerin Efendisi” filminde gibi hissettim. Bütün orman yosunlarla kaplı ve parkur boyunca sürpriz şelaler karşınıza çıkıyor. Güney Ada’da görmek istediğim Milford Sound ve Fiordland’ı bir sonraki seyahatime bıraktım. Gerçekten o kadar küçük bir yüzölçümünde bu kadar çok doğa harikası olması şaşırtıcı.

Ulaşım ve konaklama seçenekleri nasıldı?
- Yeni Zelanda’ya uçak yolculuğu 24 saat sürüyor. Singapur, Malezya veya Melbourne aktarmalı gidiliyor. Aktarma arasını uzatıp, uğranılan şehirleri gezmekte yarar var. Çünkü doğuya uzun uçuşlarda jetlag etkisi artıyor. Singapur transit vize istemediği için aktarma yapmak için çok uygun. Vize başvurusu sadece Ankara’daki konsolosluğa yapılabiliyor. En büyük harcama uçak bileti, yaklaşık 1500 Euro. Seyahatinizi 5-6 ay önceden planlayıp, bilet alırsanız fiyat yüzde 50 ucuzluyor. Her yerde hosteller ve sırtaçantalılara yönelik pansiyonlar var. Ucuz, konforlu ve temizler. 35-50 TL’ye geceleyebilirsiniz. Şehirler arası tren biletleri 60 TL’den başlıyor. Bütün ülke turislere hizmet için örgütlenmiş adeta. Her şey çok kolay. Belki de çok seyahat eden bir millet oldukları için.

Başınızdan ilginç bir olay geçti mi?
- Tanıştığım, İstanbul’dan geldiğimi öğrenen neredeyse herkes, Türkiye’yi görmüştü. Bursa’nın güzelliklerini anlatan ya da Fethiye’de bir süre yaşamış olanlarla tanıştım. Bu arada, Yeni Zelanda’nın bungee jumping ve extreme sporlarla ilgili bir şöhreti var. Kanyonlarda atlayış yapıp, nehirler üzerinde sallanabilirsiniz.

İklim koşulları nasıldı?
- Yeni Zelanda, Güney Yarımküre’de. Türkiye’nin kışı, oranın yazı. Ekim - kasımda gittiğimde bahardı. Aralıktan şubata yazın en sıcak günleri, yani şimdi gitmek için ideal zaman.
False