Geleceğin ofislerinde çalışanlar ön planda

Güncelleme Tarihi:

Geleceğin ofislerinde çalışanlar ön planda
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2017 14:40

Nurus’un düzenlediği ‘Değer Yaratan Çalışma Alanları’ panelinde Alman araştırma enstitüsü Fraunhofer IAO’nun Office 21 Projesi’nin ön sonuçları açıklandı. Buna göre geleceğin ofislerinde çalışanların kullanım tercihlerine göre kendini ayarlayabilen yani kullanıcısıyla konuşabilen ürünler öne çıkacak.

Haberin Devamı

Geleceğin ofislerinde çalışanlar ön planda
Ofisler için mobilyalar tasarlayan Nurus, 90. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında ‘Değer Yaratan Çalışma Alanları’ adında bir panel düzenledi. Panelde Alman araştırma enstitüsü Fraunhofer IAO’nun Office 21 Projesi’nin ön sonuçları açıklandı. Panelden önce araştırma hakkında bilgi veren Office 21 Projesi Direktörü Dr. Stefan Rief, çalışma kapsamında ofis ve çalışma ortamlarının performans ve refahı nasıl etkilediği konusuna odaklandıklarını belirtti. Araştırmada ‘2025’te nasıl çalışacağız’ sorusuna yanıt aradıklarını belirten Rief, “Gördük ki, gelecek hiç de sandığımız gibi soğuk bir bilimkurgu filmine benzemeyecek. Aksine kapitalizmin, insan faktörünü yeniden öne çıkarmaya başladığına tanık olduk. Artık ana amaç, üretim ve verim değil. Bunun yerini çalışan memnuniyeti aldı. Yüz yüze iletişimde yeni fikirler doğuruyor. Yüz yüze iletişim artık ‘video konferans’tan ve ‘home ofis’ten daha etkili hale geldi. Grup halinde çalışırken, henüz hala dijital değil, gelenekseliz. Yakında toplu halde dijitalleşeceğiz. Farklı opsiyonları barındıran ofisler olacak” dedi.

Office 21 Projesi’nin Türk paydaşı Nurus’un Baş Tasarımcısı Renan Gökyay da dünya genelinde 10-12 bin çalışan ile gerçekleştirilen araştırmanın geleceğin ofislerinin ipuçlarını verdiğini söyledi. Panelden sonra Hürriyet İK’nın sorularını yanıtlayan Gökyay, verdiği bilgilerde ofislere bakış açıları bakımından üç farklı tip işveren olduğunu belirtiyor. İlk grup ofisleri sadece maliyet olarak görüyor. İkinci grup ofis giderlerini geleceğe yatırım olarak görürken üçüncü grup ise ofislere değişim yönetimlerinin merkezi gözüyle bakıyor. Burada değişim yönetiminden kasıt çevresel psikolojiyi iyi analiz etmek, tecrübeleri kullanmak, hisleri davranışlarla birleştirerek değişim ve gelişime açık olmayı anlatmaya çalışmak. Gökyay’a göre ofislerin çalışan organizasyonunu ve yapılan işi etkileyebilecek en önemli faktörlerden biri olduğunun farkına varanlar, ofisi bir stratejik araç olarak kullanıyorlar. Geleceği yakalayabilmenin de harcamaları kısarak değil inovasyona yatırım yapmakla olabileceğini savunan Gökyay, “10 yıl önce iş gören ofis tarzı bugünün dünyası için uygun değil. Tıpkı 10 yıl önceki telefonun, arabanın ya da makinenin bugünün dünyası için yeterli olmadığı gibi” diyor.

ÇALIŞANA ÖZEL MASA
Gelecekte ofislerde kullanılacak teknolojik ürünlerle ilgili bilgi veren Gökyay, çok yakın gelecekte insanların kullanım tercihlerine göre kendini ayarlayabilen yani kullanıcısıyla konuşabilen ürünlerin öne çıkacağını belirtiyor. Kendilerinin de tüm bu özellikleri sağlayabilmek için güç sistemleri üzerinde çalıştıklarını aktaran Gökyay, “Ofis içerisinde kullanılacak enerjinin tek bir yerden karşılanması yerine nesneleri enerjilendirebiliyoruz. Bu sayede sizin tercihlerinize göre yüksekliği ayarlanmış masa, sizin istediğiniz esneklikteki çalışma koltuğu, kişi kullanımına özel çalışma ortamı yaratabiliyoruz” bilgilerini paylaşıyor. Nurus’un Ankara’daki laboratuvarında akustik üzerine de çalışmaları bulunduğunu belirten Gökyay, bu laboratuvarda elde ettikleri sonuçlardan yola çıkarak ofis alanlarında olması gereken ses teknolojisini yakalamayı hedeflediklerini aktarıyor. Bunun yanında oturmaya bağlı problemlere çözüm olması açısından tasarlanan ürünler de bulunuyor.

IBM gibi bazı firmaların evden çalışma uygulamalarını bitirip çalışanları ofislere geri çağırmaları hakkındaki görüşlerini de paylaşan Gökyay, “İnsan ne olursa olsun sosyal bir varlıktır. Ancak birbiriyle uyum içinde çalışan, sürekli bağlantıda olan iyi bir ekip, daha iyi bir sonuç demektir” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!