GeriSeyahat Hem İstanbul’un yanı başında hem de doğanın kucağında Durusu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Hem İstanbul’un yanı başında hem de doğanın kucağında Durusu

Hem İstanbul’un yanı başında hem de doğanın kucağında Durusu

Eski adıyla Terkos, yeni adıyla Durusu ve çevresi haftasonu gezileri için ideal. Yazın gölde kanoyla gezi yapmak, balık tutmak mümkün. Kışın ise mutlak sessizliğin içinde, doğanın ortasında ya da şömine karşısında başınızı dinliyorsunuz. Durusu’nun 26 kilometre uzağındaki Karaburun ise hırçın Karadeniz’in dalgalarla dövdüğü uzun sahilleri ile ünlü.

1876 yılından beri denizcilere yol gösteren feneri dev bir abide gibi kayalıkların üzerinden yükselirken, geceleri Karadeniz açıklarındaki gemilere yol gösteriyor.

Soğuk, yağmurlu kış günleri artık bıktırdı. Yemyeşil kırlar, insanın içini ısıtan güneş hepimizin hayali. Haftasonlarında küçük kaçamaklarla kentin dışına çıkmak ve baharı karşılamak herkese nasıl da iyi gelir. İstanbul’a çok yakın ama doğanın içinde olan yerlerden birisi de Durusu Gölü, ya da eski adıyla Terkos Gölü ve çevresi. Şehre 60 kilometre uzaklıkta. Göl ve yanı başındaki Durusu Köyü’ne gitmişken, 26 kilometre kuzeyindeki Karadeniz sahilinin şirin ilçesi Karaburun’u da gezebilirsiniz.

GÖLÜN ÇEVRESİ 11 MİL

Durusu Gölü, yerkabuğunun şekillendiği dönemlerde, Karadeniz’de bir koy iken günümüzde alçak bir kumsalla denizden ayrılmış, içinde yüzlerce canlının barındığı bir göle dönüşmüş.

Fındık Dere, Deli Yunus Deresi ve çok sayıda kaynak suyu ile beslenen Durusu, 39 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Göl derin değil, hatta bazı yerleri oldukça sığ. En derin yeri sadece 10 metre. Yılda 162 milyon metreküp su potansiyeli ile İstanbul çevresindeki tatlı su rezervlerinin yüzde 22’sine sahip. Ayrıca kentin kullanım suyunun önemli bir bölümünü de burası karşılıyor.

Etrafı sazlık ve suyu tuzluca ama berrak. Gölde sudak, yayın, turna, alabalık, kızılkanat, çapak, sazan, kadife balığı, karagöz balıkları yaşıyor. Balık merakınız varsa ve mangalınız da yanınızdaysa balık avlamayı deneyebilirsiniz. Göl çevresindeki sazlıklarda ise kaz, ördek, karabatak, saka, balıkçıl, martı, yelve, yelkovan gibi kuşlar bulunuyor.

DURUSU PARK ARAZİSİYLE ÖZEL

Köyün içinde gezecek ve görecek çok fazla yer yok. Buraya insanlar daha çok doğayla başbaşa kalmak için geliyor. Ancak ilçeye adını veren Terkos Gölü’ne kadar gelmişken, Durusu-Büyükçekmece yolu üzerindeki Durusu Park’a mutlaka uğrayın. Kulüp Otel niteliğindeki tesis, yolun kenarından Terkos Gölü kıyısına kadar uzanan 500 hektarlık bir alanda kurulu.

Burası bir doğa harikası adeta. Hatta Fatih Sultan Mehmed’den, II. Murad’a kadar birçok hükümdarın avlandığı bir bölge. Tarihe şahitlik etmiş ‘bilge’ ağaçlar, yüzlerce tür canlıyı barındıran, onlara besin ve korunak sağlayan doğal yapı, meyve ağaçları, rengarenk yabani çiçekler, şifalı otlar bu arazinin içinde.

Göle hakim bir tepede, iki katlı Tripcano Durusu Country Club adlı 75 odalı bir otel de var. Otel bünyesindeki kapalı ve açık yüzme havuzları, lokanta, bar, çocuk oyun alanları ve şarap evi gibi bölümlerin hepsi göl ve doğa manzaralı. Her pazar günü açık büfe brunch, öğleden sonraları da gölbaşında barbekü partisi düzenleniyor. Arazinin giriş kapısının yanında, yörenin simgesi olan bir de kule var. Bu kulenin üst bölümü kafeterya ve restoran. Giriş katı ise Yaban Hayat ve Av Müzesi.

BİSİKLETE VEYA ATA BİNİN

Tripcano’da doğanın içinde spor yapmak isteyenler için, yürüyüş, jogging, bisiklet ve binicilik için düzenlenmiş doğal parkurlar var. At binmek istiyorsanız manej ve patikalar meraklılarına göre hazırlanmış. Atı binmenin yarım saati 35 YTL, bisikletin saati 10 YTL. Balık avı, yelken, kürek dahil su sporları için ise, göl sizi yaz aylarında bekliyor. Ama benim tercihim havuzdan yana derseniz, bu mevsimde kapalı yüzme havuzunu seçmek zorundasınız. Sauna ve fitness salonunda yorgunluk atmak da olası. Sauna ve kapalı havuzun günlük kullanım ücreti 20 YTL. 6 yaş altı çocuklardan ücret alınmıyor. Göle hakim manzaralı ve havuzu olan lokanta bölümü günübirlik ziyaretçilere de açık.

KARABURUN FENERİ 1856’DAN BERİ HİZMET VERİYOR

Durusu’dan 26 kilometre sonra Karadeniz kıyısına çıktığınızda, tipik bir Karadeniz yerleşimi olan Karaburun’a ulaşıyorsunuz. Çevrede deniz feneri dışında görülebilecek önemli bir yer yok. Balıkçı lokantaları ve plajından yararlanabilir, göz alabildiğince uzanan kumsalında yürüyüş yapabilirsiniz.

Ama buralara adını veren Karaburun Feneri’ni kesinlikle görmeden geçmeyin. Çünkü bu fener 1856 tarihinde yapılmış. 1983 yılında restorasyon görmüş. Gece karanlığında denizcilerin can simidi olan fenerin içinde 1856 yılından beri kullanılan billur kristalli 24 mercek var. Bu mercekler sayesinde gecenin zifiri karanlığını yırtarak denizcilerin imdadına koşuyor. Fenerin ışığı açık havalarda gece 60 mil uzaktan bile gözüküyor. Ancak gündüzleri bu mercekler güneş ışınlarından zarar görmesin diye örtüyle kapatılıyor.

NASIL GİDİLİR

İstanbul’dan TEM otoyolunu kullanarak gitmek isterseniz, Hadımköy gişelerini geçtikten sonra, Hadımköy ve Durusu levhasının önünden sağa sapın. Yaklaşık 10 kilometre ilerledikten sonra karşınıza ‘Tank ve Süngü’ adlı bir heykel çıkıyor. Heykelin solundan düz devam edin. Yolun bitimindeki benzin istasyonu yakındaki Durusu Yassıören yönüne sapın. Askeri bölgenin bitiminde karşınıza yine Durusu levhası çıkacak. Yine sağdan yola devam edin. Yaklaşık 3 kilometre sonra Yassıören köyüne ulaşıyorsunuz. Köyün bitimindeki kavşaktan da sola saptıktan sonra ilk yol ayrımında yine karşınıza Durusu levhası çıkacak. Bunun önünden sağa sapın. Kısa bir süre sonra solunuzdaki araziyi çevreleyen büyük bir duvarın yanındaki yoldan devam edin. 10 dakika sonra Durusu köyündesiniz. İstanbul’dan Durusu, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden itibaren 80 kilometre, TEM İkitelli gişelerinden sonra da 50 kilometre, Hadımköy çıkışından itibaren 35 kilometre uzaklıkta. Durusu - Karaburun arası ise 20 kilometre.
False