Türkü herkesin harcı değil

Güncelleme Tarihi:

Türkü herkesin harcı değil
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 1999 00:00

Haberin Devamı

Türkü dünyasının okullu sanatçısı Seher Dilovan kesin konuştu.

Seher Dilovan, 1971 Tunceli doğumlu. Türkü söylüyor. ‘‘Herkesin sanatçısıyım’’ diyor. Dayısı Kemal Burkay'la gurur duyuyor. Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu. İlkokuldan sonra Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümünü kazandı. Başarılı bir öğrenciydi. Ancak bir yıl bale eğitimi alabildi. Çünkü babası işçiydi ve ‘‘Maddi, manevi bakımdan benden çok farklı bir çevreydi’’ diyor. 15 yaşında lise öğrencisiyken radyoevi sınavlarını kazandı. Altı yıl Ankara Radyosu'na devam etti. Haftasonu tatillerinde orduevinde sahneye çıktı. Unkapanı'nda keşfedilince radyodan ayrıldı, kaset yaptı. ‘‘Çok sevilmiş olmalıyım ki şu an en fazla konsere, turneye giden sanatçılarındanım’’ diyor.

Bekar. Çocukları çok seviyor. Evliliği çocuk sahibi olmayı çok istiyor. ‘‘Kısmetse 2000'de.’’ Ama henüz kimseye aşık değil. Gizli aşkı anlamsız buluyor. Çok ciddi. Pembe giymeyi seviyor. Geçenlerde Siyaset Meydanı'nda türkü üzerine öyle ciddi sözler etti ki bu kez türküleriyle değil, fikirleriyle dikkatleri üzerine çekti. ‘‘Türkü ağzı’’ üzerine tartışma başlattı. Programa katılan türküsever milletvekilleri, susmayı yeğledi. ‘‘Bakmayın bu kadar ciddi göründüğüme. Yakınımda olanlar ne kadar esprili olduğumu iyi bilirler’’ diyor. Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz'a ‘‘hastayım’’ diyor. Vergi ödeme konusunda çok titiz. Gizli bir hayırsever. Hürriyet okuyucularına diyor ki ‘‘Yardım amaçlı bir konser düzenlediğinizde, Türkiye'nin neresinde olursa olsun, çağrılırsam koşa koşa giderim. Bana çok rahat ulaşabilirsiniz.’’

Bağlama, kaval da çalsalar politikacılara türküyü anlatamadınız?

- Siyasetçilerin bizimle aynı programda olacaklarını bilmiyordum. Sürpriz oldu. Bıraksınlar, kendi sorunlarımızı tartışalım derken birden konu hiç hesaplamadığım yöne gitti. Siyasetçilere içimden geleni sordum. Sanatçılara iyi davranmadıklarını, hasta sanatçılara pasaport vermedikleri için ölüme terk ettiklerini söyledim. Ayıplarınızı düzeltin sonra bu yeteneklerinizi ön plana çıkarın dedim.

Sözlerinize tepki gösterdiler.

- Daha sert çıkış bekliyordum. Kürtçe türkülerin televizyon ve radyolarla neden yayınlanmadığını sordum. Kürtçe türkü sadece siyasi fikirleri mi aktarıyor? Aşk, doğa üzerine birçok türkü var. Ne zararı olur? Bunlara izin vermeliler. Devlet, kurullardan geçirerek denetleyebilir ve bu türkülere elini uzatırsa bugün yaşadığımız birçok acıyı yaşamayız.

O gece sözünü ettiğiniz Türkü Ağzı, nedense bir türlü anlaşılamadı?

- Müzik insanlarının bu terimi yanlış anlamamaları gerekiyordu. Arif Sağ, sanki çok yanlış bir şey söylemişim gibi davrandı. Oysa radyoevinde yetişmiş bir sanatçıyım. Türkü ağzı bize orada öğretildi. Türkü okumanın bir gırtlak yapısı, ses tonu, şekli şemali vardır. Arif Hoca aynı anlamı, türkü tarzı diye geçiştirdi. Karşı çıkarken de ağız kelimesini farkına varmadan çok kullandı. Belçika ağzı gibi çok komik bir söz söylendi.

Peki nedir türkünün şekli, şemali?

- Bir türkü Türkçe bozulmadan, yozlaştırılmadan, en iyi şekilde okunmalı. Her zaman herşeyin en doğrusu yapılmalı. Şiveye de sadık kalınmalı. Diyarbakır türküsü, Diyarbakır ağzıyla hoştur. Elma attım yuvarlandı türküsünde alma derseniz o yörenin tadını verirsiniz türküye.

TÜRKÜNÜN LEZZETİ

Şükriye Tutkun gibi şan üslubuyla türkü söylenmesine ne diyorsunuz?

- Şan eğitimi almak çok iyi. Doğru nefes alıp vermeyi öğreniyorsunuz. Ama şanı ancak Batı tarzı müziklerde uygulayabilirsiniz. Şan tarzıyla halk müziği söylerseniz, havası kaçar türkünün; lezzeti bozulur. Olmaz, yakışmaz. Ama ben de türküyü böyle yorumluyorum, türkü böyle okunur derseniz, iş değişir.

Ru Su türküleri şan ağzıyla söylediği için mi Anadolu'da tutulmadı?

- Ama Ruhi Su türkücüyüm diye ortaya çıkmadı ki. O zaman kitleler acısını, hüznünü onun müziğinde buldu. Şimdi de Ahmet Kaya'da buluyor. Günümüzün özgün müziğini de o zamanlar Ruhi Su ve Rahmi Saltuk yapmıştı.

Arif Sağ'ın tartışma sırasında herşeyi bilen bir otorite edasına ne diyorsunuz?

- Arif Sağ'la çatışmak, onu karşıma almak istemiyorum. Ama o gece en azından destek beklerdim.

Doğulu olduğunuzu vurgulasanız da tüm ülkenin türkülerini, tüm ülke için söylüyorsunuz?

- Trakya'dan Artvin'e kadar sevenlerim, dinleyicilerim var. Kimsenin beni yanlış anlamasını istemiyorum. Sadece türkü konusunda insanların kafasında yepyeni bir pencere açmak istedim. Ne olur yanlış düşünmesinler, beni yanlış değerlendirmesinler. Ülkem için her zaman, her yerde varım. Benden ne bekleniyorsa onu yapmaya da her an hazırım.

Türkülerinizde, turnelerinizde yöre ayrımı yapıyor musunuz?

- Bütün yaz, Türkiye'nin her yöresini dolaşıyorum. En çok Karadeniz'e, Ege'ye gidiyorum. Giresun'un dağlarına üçbuçuk saat tırmandım, yaylada konser verdim. Karadeniz insanını çok seviyorum. Ülkemin her insanı benim için ayrı ayrı değerli.

Türkü elçisi olarak gittiğiniz yörelerde gözlersiniz; Karadeniz insanı bozlaktan, Güneydoğu insanı teke zortlatmasından hoşlanıyor mu?

- Ege'ye gittiğimde benden Çökertme'yi bekliyorlar. Elbette Diyarbakır'da da Çökertme'yi dinliyorlar. Fakat Lorke'yi söylediğimde bambaşka coşuyorlar. Sesinizi ve sizi beğeniyorlarsa dinliyorlar ve coşuyorlar. Doğal olarak da kendi yörelerinin türküsünü dinlemek istiyorlar. Karadeniz bölgesinde ilginç bir durum var. Doğu müziğini benimsemiş. Aslında Türkiye genelinde bu durum var. Bugün Trakya İpsala'da bile İbrahim Tatlıses, çok büyük bir dinleyici kitlesiyle karşılaşır. Urfa'dan Fırat türküsünü söylediğinde müthiş alkış alıyor. Benden de ısrarla Fırat'ı istiyorlar. Elazığ, Urfa yöresinden okuyorum. Batı insanı tutucu değil. Her yöreden söyleyebiliyorsunuz. Bunda televizyonun büyük etkisi var.

Türkü dünyasında neleri kanıtlamaya çalışıyorsunuz? Türkü adına karşı olduğunuz, destekledikleriniz neler?

- Karşı olduğum, liste denen şey. Listelere hiç inanmıyorum. Listeler doğruyu yansıtmıyor. İnsanlar bunu bilsinler. 100 liste varsa 80'ine inanmıyorum. Unkapanı şu birinci, bu ikinci oldu diyor. Bugün adam şovmenlik yapıyor, türkü adına emek vermemiş. Birden bire kaseti 1 numarada... Nerede 1 numarada? Hangi araştırmaya göre 1 numarada? Efendim biz depolardan aldığımız bilgilere göre... İnanmıyorum. Adam Siyaset Meydanı'ndaki tartışmaya da gelmedi. Herkes türkü okusun, kimsenin malı değildir. Ama türkü kaseti çıkarmak öyle herkesin harcı değil. Orada biraz dursunlar. Neden hemen 1 numara? Bir başka karşı çıktığım nokta da halk müziği yapıyorum diyor, bir bakıyorsun ki arabeskin en álasını yapmış, Müslüm Gürses'ten farkı yok.

Bu işi Beyaz değil, bilen yapsın diyorsunuz?

- İsim vermek istemiyorum. Ama ben Ankara Radyosu'nda altı yıl boşu boşuna mı eğitim aldım? Niye zamanımı harcadım? İşimi bildiğimi, işime sahip çıktığımı kanıtlamam gerekiyordu. Bunun içinde bir altyapımın olması gerekiyordu. Bu altyapıyı oluşturacak mekanizmalar da konservatuvarlar ve radyoevleridir. Böylece işimizi doğru yapabildiğimizi kanıtlayabiliriz.

CICIĞI ÇIKMASIN

Peki türkü adına desteklediğiniz durumlar, kişiler yok mu?

- Genç insanların çıkmasını istiyorum. Zoraki gündeme gelenlerin dışında halk müziğine ilişkin müthiş bir gençlik potansiyeli var. Konservatuvarlar, bağlama ve yorum kursları tıklım tıklım. Türkü her zaman gündemde ama bazı insanlar ve medya, türkünün yeni farkına vardı. Oysa türkü her yerde okunup çalınıyordu. Türkiye'de şu an verilen konserlerin yüzde 80'inde halk müziği sanatçısı var.

Türkünün neye ihtiyacı var, sanatçının tavrı açısından?

- Halk müziği sanatçıları, sansasyon yaratarak gündemde kalmayı artık bir kenara bırakmalıdır. Bu ne türküye ne de halk müziğine yakışıyor. Sanatçı, sanatçı gibi olmalı. Sanatçı magazin haberlerinde tabii yer alacak. Ama doğru ve ölçüsünü tutturmayı da bilmeli. Cıcığını, suyunu çıkararak değil. Ama sanatçı siyaset yapan, siyaset konuşan da olmamalı. Halkın güzel bilgiler alması için yol gösterici olabilir. Ama bir parti mensubu gibi nutuklar atmamalı.

Siyasi mesajların yer aldığı türküler türkü mü?

- Yanlış. Sanatçı, siyasi partisini göstermemeli. Herkesin sanatçısı olmalı. Doğru olanı, herhangi bir siyasi görüşe ait olmadan gündeme getirmeli. Sanatçı eğer arkasında iz bırakmak istiyorsa, gerçek sanatçı olsun.

Fantezi müzik nedir?

- Göçlerden sonra ortaya çıktı. Kimliksiz bir müzik. Kimlik bulamadıkları için böyle bir isim uydurdular.

Türküden uzaklaşılmasında TRT Yurttan Sesler Korosu gibi türkünün içini boşaltan, monotonlaştıran yapının, otantik giysilerle türkü söylenip türkünün nostaljik algılanmasına neden olmanın payı yok mu?

- Son yapılan çalışmalarda türkünün yapısı o kadar çok bozuldu ki neredeyse TRT'nin denetimlerine hak verir hale geldik. Çok despot denetimler de oldu. Kıyafetlere gelince, herşey evrime uğruyor. Bizler artık 2000'li yılların çocuklarıyız. Bu çocuklar illa cepken, şalvar giyecek diye bir kural yok. Ama bunlara da son derece bağlı olmalıyız. Bizi geçmişe bağlayan bu şeylerden kopmamamız lazım. Zaman zaman modernize edilmiş cepkenler, pantolonlar giyilebilir. Modern olmamız, geçmişimizden uzaklaştığımızı göstermez. Önemli olan türkünün bozulmaması.

Türkünün yükselişini siz neye bağlıyorsunuz?

- Çünkü pop müzik sıkıştı artık. Üretemiyor. Gazinolar kapandı. Türkü barlar var. İnsanlar, kendilerini en iyi anlatanın türkü olduğunu keşfettiler. 600 yıl boyunca Osmanlı'nın yapmadığı tek şey vardı: Halk müziğini saraya sokmadı. Osmanlı heybetliydi, birçok ülkeyi egemenliğine aldı, türküyü almadı. Çünkü halk müziği halkın duygularını dile getiriyordu. Osmanlı bunu duymak istemiyordu, dinlemedi.

Tüm hayatınız türkü mü?

- Hayır. Fırsat buldukça sokak çocuklarına ilişkin çalışmalar yapıyorum. Muhtaç insanları tv kanallarında görünce o kanalları arayıp yardım ediyorum. En son Gazi Mahallesi'nde oturan, Galatasaray maçından sonra serseri kurşunla boynundan yaralanan çocuğa yardım ettim. Hastaneye gittim. İki yıl önce Diyarbakır stadyumunda konser vermiştim. Elde edilen tüm gelir Diyarbakır Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışlandı. Bunları neden mi yapıyorum? Halkın sayesinde bu gelir düzeyine eriştim. Halkla ilgilenmek maddi, manevi yardım etmek boynumuzun borcu olmalı. Sanatçıyı sanatçı yapan kimlik de bu özellikleri taşımaktır.

Sadece türkü mü dinlersiniz?

- Bütün dünya müziklerine ilgi duyuyorum. Whitney Houston'u çok beğeniyorum. Bir zamanların Louis Armstrong'unu keyifle dinliyorum. Japon müziği de olabilir. Otomobilimde yabancı müzik dinliyorum hep. Gitar hastasıyım. Flamenko dinliyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!