Güncelleme Tarihi:
29 Kasım 1114’te sabaha karşı Maraş derin bir uykudaydı. Bazı manastırlarda da ayinler yapılıyordu. Kıyameti andıran deprem bu sıralarda meydana geldi. Civardaki şehirlerde de şiddeti hissedildi. Ama merkez üssü Maraş’tı. O yüzden en büyük yıkım da orada oldu. “Urfalı Mateos” olarak bilinen ve dönemi anlatan günlükleriyle meşhur ünlü tarihçi de o geceyi yaşayanlar arasındaydı. Mateos o geceyi bütün dehşeti ve sıcaklığıyla hissettiren detayları günlüğüne kaydetmişti.
“Derin bir uykuya dalmış olduğumuz sırada aniden müthiş bir gürültü koptu ve bütün dünya sarsıldı. Yeryüzü şiddetle titredi, kayalar yarıldı ve tepeler çatladı. Dağlarla tepeler şiddetle çınladı. Canlı hayvanlar gibi ses çıkardılar. Bütün ova ve dağlar sanki bakırdanmış gibi çınladılar ve ağaç gibi sallandılar. İnsanlar ağır hastalar gibi inliyorlardı. Bu sesler zelzeleden sonra da geceleyin bir saat kadar işitiliyordu. Herkes kendi hayatından ümidi kesti ve kıyamet gününün geldiğini zannetti. O gece birçok şehir ve bölge harap oldu.