Pekin’e zorunlu iniş
Güncelleme Tarihi:
Metehan DEMİR / Hürriyet Bakan’ın uçağındaydı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2010 00:00
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız salı akşamı arayıp, “Metehan bizim için kısa, ama Türkiye için uzun bir yolculuğa, nükleer santralin kapısını açmaya gelir misin” teklifini yaptığında, tereddüt etmemiştim. Ama bu ziyaretin, bu kadar uzun ve maceralı olacağını hiç aklıma getirmemiştim. Üç gün planlanan ve sadece Tokyo’yu kapsayan gezi, sıradışı gelişmelerle neredeyse altı güne sarktı.
Tokyo’dan ayrılacağımız cumartesi gecesi Bakan ve beraberindeki heyet, şehrin ünlü New Otani Oteli’nde dünya devleri arasında olan Mitsubishi, Itochu, Tetco holdinglerinin CEO’ları ile bir araya geldi. Muazzam bir işbirliğinin gerçekleşeceği, gelecekteki modern Türkiye’nin Japonya ile nükleer ortaklığının temelinin atıldığı bu toplantı Başbakanlık GAP uçağının pilotlarından gelen haberle neredeyse yarıda kesildi. Aslında GAP uçağı ile ilgili kafalar, daha salı akşamı, Türkiye’den hareket edildikten sonra yolda karışmıştı. Çünkü doğrudan uçuşla Ankara’dan Tokyo’ya gelemeyen uçak, Kazakistan’da doğal olarak mola verecekti. Kazakistan’ın Almati şehrine sabaha karşı tekerlek konulduğunda, başta bakan, kimse gördüklerine inanamadı. Pilotların deyimi ile 10 cm karın olduğu piste mucize eseri bir iniş başarılmıştı. Pilot bu inişi, “Hayatımda ilk kez böyle bir iniş yaptım” diye tanımlayacaktı. Yolda, geçilen ülkelerden alınmayan hava sahası izinleri de ayrı bir stres nedeni olmuştu.
Elçilikte uyku
Tüm bu gerginlikler Tokyo’dan Ankara’ya dönüşü de stres altına aldı. Pilotların verdiği bir haberle gerginlik daha da arttı. İlk gelen haberde pilotlar, Kazak hava sahasının yoğun kar nedeniyle kapandığını bildirdi. Daha sonra uçak kanadında yakıt sızıntısına benzer bir arıza olduğu haberi geldi. Bakan Yıldız, Ankara’da önemli toplantıları bulunduğunu belirterek pilotlara, “Uçuş emniyetini ihlal etmeden gerekirse başka bir güzergah bulun” diye talimat verdi. Bunun üzerine pilotlar, ilk önce Tayland- Hindistan ekseninden uçulacağını söyleseler de ardından bunun uçuşun uzamasına neden olacağını aktardılar. Bu süre sarkmasının ise uçuşu imkansız kılacağını ifade ettiler çünkü bu uçuş ‘güvenli pilot mesaisi’ kurallarına aykırıydı.
Gece 22.30’da planlanan uçağın kalkışı, bu belirsizliklerle birlikte 02.00’ye sarktı. Bu sarkış üzerine heyet üyeleri, Tokyo’da otellerde yer bulunmadığı için Türkiye Büyükelçiliği’ne geçti. Yorulmuş olan heyet üyeleri battaniyeleri üzerlerine çekerek kanepelerde uyudu. İki saat sonra “Sabaha kadar kesinlikle uçamayız” diyen pilotlardan, “Uçabiliriz” mesajı geldi. Heyet, gelen bu haber üzerine elçilikten apar topar 04.00 sularında Haneda Havaalanı’na yola çıkıldı. Havaalanına varıldığında pilotlar, uçuş için bir sorun olmadığını, ilk hedefin Kazakistan olduğunu, olmazsa Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e inişin deneneceğini söylediler. 04.39 sularında kalkan GAP uçağı, planlamaya göre dokuz saat sonra mola verecek, iki saatlik bu molanın ardından da altı saatlik bir uçuşla Ankara’ya varılacaktı. Kalkıştan hemen sonra hostesler uçakta, kuvvetli türbülans olabileceği uyarısında bulunup panik yapılmamasını söylediler. Bir saat sonra yemek servisi başladığında, kabinde aşırı sıcaklık hissedildi. Bu sırada yorgun düşen heyet koltuklarında sızmıştı.
Basınç düştü
Biraz sonra Bakan’a, ben ve Yatırım Ajansı Başkanı Hüseyin Aslan’ın bulunduğu bölümde bir yatak yapıldı. Bakan gibi Aslan ve ben de uykuya daldık. Ancak Aslan ve ben biraz sonra hostesler tarafından uyandırıldık. “Ciddi bir durumla karşı karşıyayız, kabin basıncını kontrol altına alamıyoruz. 20 dakika içinde inmek zorundayız. En yakın meydan Pekin, acil iniş izni istedik” diyen hostesler Bakan Yıldız’ı da uyandırıp aynı bilgileri aktardı. Sonuçta GAP uçağı neredeyse düşercesine süzülerek, sıfıra yakın kabin basıncı ile Pekin Havaalanına doğru alçalmaya başladı. Bu sırada kabinde muazzam bir uğultu yükseldi. Bazılarımız kısa süreli fenalık geçirdi. Aşırı kulak rahatsızlığı ve baş ağrısından yakındı. Bakan Yıldız’ın kulaklarında da ağrı oluştu.
Vizesiz Pekin
Yerel saatle 07.20’de GAP uçağı alana indi. Uçağı saran Çinli görevliler ilk önce normal pasaport sahiplerinin Çin topraklarına ayak basamayacağını söylediler. Bu yeni sorun da pilotlar kabin arıza nedeniyle yurtdışından orijinal parça gelmesi gerektiğini söyleyince aşıldı. Ancak bu kez Çinli görevliler heyetin havaalanında kalmasını, şehre gitmeden beklemesini istedi. Bu noktada devreye Büyükelçi Murat Esenli ve ekibi girdi. Böylece tarihte hiç olmayan bir şekilde Türk vatandaşları vizesiz Pekin’e girdi. Bakan ve heyet bir şehir turu ile stres attıktan sonra akşam THY’nin tarifeli uçağı ile Türkiye’ye yola çıktı. Öte yandan 1983’ten beri kullanılan GAP uçağının ocak’ta büyük bir bakımdan geçirileceği belirtilirken, teknoloji olarak da geride kaldığı için yenilenmesinin de düşünüldüğü aktarıldı.
Elçilikte uyku
Tüm bu gerginlikler Tokyo’dan Ankara’ya dönüşü de stres altına aldı. Pilotların verdiği bir haberle gerginlik daha da arttı. İlk gelen haberde pilotlar, Kazak hava sahasının yoğun kar nedeniyle kapandığını bildirdi. Daha sonra uçak kanadında yakıt sızıntısına benzer bir arıza olduğu haberi geldi. Bakan Yıldız, Ankara’da önemli toplantıları bulunduğunu belirterek pilotlara, “Uçuş emniyetini ihlal etmeden gerekirse başka bir güzergah bulun” diye talimat verdi. Bunun üzerine pilotlar, ilk önce Tayland- Hindistan ekseninden uçulacağını söyleseler de ardından bunun uçuşun uzamasına neden olacağını aktardılar. Bu süre sarkmasının ise uçuşu imkansız kılacağını ifade ettiler çünkü bu uçuş ‘güvenli pilot mesaisi’ kurallarına aykırıydı.
Gece 22.30’da planlanan uçağın kalkışı, bu belirsizliklerle birlikte 02.00’ye sarktı. Bu sarkış üzerine heyet üyeleri, Tokyo’da otellerde yer bulunmadığı için Türkiye Büyükelçiliği’ne geçti. Yorulmuş olan heyet üyeleri battaniyeleri üzerlerine çekerek kanepelerde uyudu. İki saat sonra “Sabaha kadar kesinlikle uçamayız” diyen pilotlardan, “Uçabiliriz” mesajı geldi. Heyet, gelen bu haber üzerine elçilikten apar topar 04.00 sularında Haneda Havaalanı’na yola çıkıldı. Havaalanına varıldığında pilotlar, uçuş için bir sorun olmadığını, ilk hedefin Kazakistan olduğunu, olmazsa Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e inişin deneneceğini söylediler. 04.39 sularında kalkan GAP uçağı, planlamaya göre dokuz saat sonra mola verecek, iki saatlik bu molanın ardından da altı saatlik bir uçuşla Ankara’ya varılacaktı. Kalkıştan hemen sonra hostesler uçakta, kuvvetli türbülans olabileceği uyarısında bulunup panik yapılmamasını söylediler. Bir saat sonra yemek servisi başladığında, kabinde aşırı sıcaklık hissedildi. Bu sırada yorgun düşen heyet koltuklarında sızmıştı.
Basınç düştü
Biraz sonra Bakan’a, ben ve Yatırım Ajansı Başkanı Hüseyin Aslan’ın bulunduğu bölümde bir yatak yapıldı. Bakan gibi Aslan ve ben de uykuya daldık. Ancak Aslan ve ben biraz sonra hostesler tarafından uyandırıldık. “Ciddi bir durumla karşı karşıyayız, kabin basıncını kontrol altına alamıyoruz. 20 dakika içinde inmek zorundayız. En yakın meydan Pekin, acil iniş izni istedik” diyen hostesler Bakan Yıldız’ı da uyandırıp aynı bilgileri aktardı. Sonuçta GAP uçağı neredeyse düşercesine süzülerek, sıfıra yakın kabin basıncı ile Pekin Havaalanına doğru alçalmaya başladı. Bu sırada kabinde muazzam bir uğultu yükseldi. Bazılarımız kısa süreli fenalık geçirdi. Aşırı kulak rahatsızlığı ve baş ağrısından yakındı. Bakan Yıldız’ın kulaklarında da ağrı oluştu.
Vizesiz Pekin
Yerel saatle 07.20’de GAP uçağı alana indi. Uçağı saran Çinli görevliler ilk önce normal pasaport sahiplerinin Çin topraklarına ayak basamayacağını söylediler. Bu yeni sorun da pilotlar kabin arıza nedeniyle yurtdışından orijinal parça gelmesi gerektiğini söyleyince aşıldı. Ancak bu kez Çinli görevliler heyetin havaalanında kalmasını, şehre gitmeden beklemesini istedi. Bu noktada devreye Büyükelçi Murat Esenli ve ekibi girdi. Böylece tarihte hiç olmayan bir şekilde Türk vatandaşları vizesiz Pekin’e girdi. Bakan ve heyet bir şehir turu ile stres attıktan sonra akşam THY’nin tarifeli uçağı ile Türkiye’ye yola çıktı. Öte yandan 1983’ten beri kullanılan GAP uçağının ocak’ta büyük bir bakımdan geçirileceği belirtilirken, teknoloji olarak da geride kaldığı için yenilenmesinin de düşünüldüğü aktarıldı.