Ödül koydum veremem

Güncelleme Tarihi:

Ödül koydum veremem
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2000 00:00

İlyas ÖZGÜVENKARŞIYAKA Belediyesi'nin İnsan Hakları Ödülü'nü bu yıl vermeyeceği haberine takıldım kaldım. ‘‘Ödül benim değilmi? İster veririm ister vermem’’ anlayışımı ağır bastı yoksa, ‘‘Rahşan Hanım Korkusu’’mu? YEREL yönetimler konusunda kendimi (gazetecilik anlamında) iyi yetiştirdiğimi düşünüyorum. Bu nedenle de yazı konularımı bu alandan seçmeye çalışıyorum. Hep Karşıyaka Belediyesi'nin konu olmasından ben de rahatsızlık duymaya başladım. Ama İnsan Hakları Ödülü konusunda yaşananlara ilgisiz kalmak mümkünmü?İNSAN Hakları Ödülü Cihan Türsen'in başkanlığı döneminde verilmeye başlandı. ‘‘Haklı-haksız’’ çok tartışılan, yapıldığında Avrupa'da benzeri olmayan İnsan Hakları Parkı'nın bitirilmesinin ardından Karşıyaka'nın adını Türkiye'ye hatta yurtdışında duyuracak böyle bir ödülün verilmesi gündeme geldi. O dönemin yönetim anlayışı, spekülasyona çok açık böyle bir ödülü, belediyeden bağımsız çalışan bir komisyonun vermesini uygun gördü. Kimler yoktu ki? Zülfü Livaneli, Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Prof. Dr. Münci Kapani, Prof. Dr. Veli Lök, Prof. Dr. İbrahim Armağan, Alparslan Berktay, Avukat Güney Dinç ilk hatırladıklarım. O dönemde ödül Aziz Nesin ve Uğur Mumcu'ya verildi. DYP'li Kemal Baysak Belediye Başkanı seçildikten sonra bence büyük bir hata yapıldı ve ödül alacakları bağımsız komisyon değil belediye meclis üyeleri belirlemeye başladı. Böyle olunca da insan hakları gibi bilimsel-evrensel bir kavramdan uzaklaşılıp daha çok ulusal kahramanlara yönelindi. BU yıl da işte o komisyon toplandı yine popüler bir isim belirledi. Başhekimlikten milletvekilliğine, insan hakları savunuculuğuna uzan çizgide benim de hayret ve ilgiyle izlediğim DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt'e ödülün verilmesini kararlaştırdı. Ancak işler beklendiği gibi gitmemişti. Pişkinsüt insan hakları konunda partisi tarafından ‘‘Afaroz edilip yeldeğirmenlerine saldıran Don Kişot gibi’’ ortada bırakılınca DSP'de yine bilinen mekanizma işlemeye başladı. ‘‘Rahşan Hanım ne der?’’ korkusu ağır bastı. İnanılmaz bir pişkinlikle, (Daha ağır kelimelerin konuyla ilgisi olmayan DSP'lileri de rencide etmesinden çekiniyorum) ödülün bu yıl verilmeyeceği duyuruldu. Herhalde bir açıklaması vardır diye bekledik. Karşıkaya'nın ‘‘Güleryüzlü başkanı’’ konuştu; ‘‘CHP'liler bu konuyu siyasi istismar malzemesi yaptı.’’ YAHU NE zaman yaptı? Nasıl yaptı? Nerede yaptı? Niçin yaptı? Ne kadar yaptı? Tık ve çıt sesi yine yok. KİM ne derse desin sayın Sema Pişkinsüt'e büyük haksızlık yapıldı. Ama bugünü anlamak için DSP'nin geçmişine bakmak yeterli. DSP'ye yıllarca hizmet etmiş, partinin oy yüzdesi tabandayken, ‘‘Ayakta çarık sırta aba’’ Ecevit sevgisiyle kapı kapı dolaşan koca koca il başkanları iki satır yazıyla görevden alınmadımı? Son yerel seçimlerde yalvar yakar ikna edilen birbirinden değerli isimlerle hazırlanan belediye meclis üye listeleri Ankara'da son dakikada değişmedimi? DSP'nin Karşıyaka Belediye Başkan adayı Cihan Türsen iken son dakikada seçim kuruluna Şebnem Tabak'ın adı verilmedimi? Dünyanın en büyük siyasi, hatta insani haksızlığı Türsen'e yapılmadımı?GALİBA böyle bir haksızlığı içine sindirip makam koltuğuna oturanların Sayın Pişkinsüt'e yaptıklarının az bile olduğunu düşünmek gerekiyor.İZMİR İnsan Hakları Ödülü'nden vazgeçmemelidir. Bazı yöneticilerin ufku bu ağırlığı kaldırmaya yetmiyorsa Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina İzmir'deki tüm belediyeler adına bu görevi üstlenmelidir. Çünkü bu iş ‘‘Son dakika yöneticilerine’’ bırakılmayacak kadar önemli ve ciddi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!