Kim Ki Duk'tan film sözü aldı

Festival süresince sadece ‘Yay’ filmini izlemeye fırsatı olduğunu belirten Kekilli, “Aslında tüm filmleri izlemeye geldim ama çok yoğunum. Vakit bulamadım. Daha izlemek istediğim birçok film var. Bu arada film yönetmenleri ve yapımcılarla da tanışıyorum” dedi.

Türkiye'deki yönetmenlerden birkaç kez kendisine teklif geldiğini söyleyen Kekilli, “Senaryoları bana uygun değildi, kabul etmedim. Güzel bir senaryo olursa Türkiye'de çevrilen bir filmde oynamak isterim” dedi.

“BANA BU TÜR ŞEYLER SORMAYIN”

Dizi oyuncusu ve sunucu Gamze Özçelik'in başına gelenler konusunda düşüncesi sorulan Kekilli, “O olayı bilmiyorum. Bana bu tür şeyler sormayın. Hiç ilgilenmiyorum. Yalnızca sinema konuşmak istiyorum” dedi.

Antalya Kültür Merkezi bünyesindeki Balerin Kafe'nin ‘Mestan' adlı kedisiyle yakından ilgilenen Kekili, hayvanları çok sevdiğini söyledi. Kafe işletmecilerinden salam isteyen Kekilli, sevimli kediyi kucağına alarak yedirdi. Tüylerini okşayıp oynadığı kediyi doyuran Kekilli, kafe müşterilerinin yoğun ilgisiyle karşılaştı.

KİM Kİ DUK: KENDİMİ EVİMDE HİSSEDİYORUM

The Bow’ (Yay) adlı film ile 1'nci Avrasya Film Festivali'nde yarışan Kim Ki-Duk, bugüne kadar 12 film çektiğini belirterek, başarısını, ‘kötü film yaparak edinilen tecrübe’ olarak nitelendirdi. Güney Koreli yönetmene yarın yapılacak kapanış gecesinde onur ödülü verilecek.

Bu yıl 42'ncisi yapılan Antalya Altın Portakal Film Festivali ile eş zamanlı yapılan 1'nci Uluslararası Avrasya Film Festivali'ne ‘The Bow’ (Yay) adlı filmiyle katılan Güney Koreli yönetmen Kim Ki-Duk, kendisini ülkesinde gibi hissettiğini söyledi. Hillside Su Oteli'nde basın mensuplarının karşısına çıkan Güney Koreli ünlü yönetmen, şapkasıyla dikkat çekti. “Türkiye'den davet aldığım için teşekkür ederim” diye sözlerine başlayan Kim Ki-Duk, Türk- Kore dostluğunu vurguladı ve 2002 Dünya Futbol Şampiyonası'ndan bunun bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Güney Koreli yönetmen, “Antalya'yı gezdim, Türk insanını tanıdım ve Korelilere çok benzediğini farkettim. Kendimi evimde hissetim” dedi.

NURİ BİLGE CEYLAN'LA TANIŞTIM

Sinemaya, Güney Kore'deki bir senaryo yarışmasına katılarak başladığını anlatan Kim Ki-Duk, şöyle konuştu:“İlk çekim zor oldu. Çektiklerimi bir kaç kez çöpe attım. Denizciydim. Yaşamımdan etkilendiklerimi yansıttım. Kore filmi son yıllarda ilgi çekiyor. İyi yönetmenler var. Güney Kore'de eski dönemlerdeki sıkı kontroller olmadığı için daha iyi filmler ortaya çıkıyor.”

Ülkesinde sinema sektörünün Çin, Hong- Hong, Tayland'ın önüne geçtiğini belirten Ki-Duk, filmlerinde fantastik tarzı tercih etmeye başladığını kaydetti. Bir soru üzerine Avrupa'da birkaç Türk filmi seyrettiğini söyleyen Kim Ki-Duk, Antalya'da Nuri Bilge Ceylan ile tanıştığını, ülkesine dönünceye kadar Türk filmi izlemek istediğini söyledi.
Hayatında ‘siyah ve beyaz aynı renktir’ felsefesini benimsediğini söyleyen Ki-Duk, ülkesinde bir filmin maliyetinin 40 milyon doları bulduğunu, kendisi ise bunu paranın yüzde 20'sini harcayıp, yapımcının istekleri yerine, düşüncesine göre film çektiğini belirtti.
‘Azınlık Raporu’ filmine hayran olduğunu belirten Kim Ki-Duk, özel röportaj veremediği için gazetecilerden özür diledi, “Daha çok çalışarak iyi filmler yaparak yine geleceğim” diye konuştu.

YARIN GECE ÖDÜL ALACAK

‘The Bow’ filminin başrol oyuncusu Yeong Sung-hwan da basın toplantısında, yönetmen ile tanışmasından sonra yaşamının değiştiğini söyledi. Filmde 60'lık bir ihtiyar ile teknede yaşayan 16 yaşındaki kızı canlandıran Yeong Sun-hwan, repliklerin az olmasınının sorulması üzerine, “Bir gülüş ya da gözyaşı, kelimerden çok fazla şey ifade edebilir” diye konuştu.

Güney Kore'nin tanınmış yönetmenlerinden olan ve kendine özgü stili bulunan Kim Ki-Duk, 1993 yılında ‘A Painter and A Criminal Condemmed to Deat’ ile Paris Senaryo Okulu'nun ‘En İyi Senaryo’ ödülünü almıştı. Ünlü yönetmen bugüne kadar 12 filme imza attı. Kim Ki-Duk'a yarın yapılacak kapanış gecesinde onur ödülü verilecek.