Erdoğan: Hedef kişi değil terör

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Hedef kişi değil terör
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2016 23:40

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Fırat Kalkanı operasyonunun hedefi herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleridir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Söylediklerimizi de kimse başka yere çekmesin” dedi. Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Kudüs sempozyumunda “Zalim Esed’in hükümranlığına son vermek için biz Suriye’ye girdik” açıklaması yapmıştı. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki 30’uncu Muhtarlar Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

KİMSE BAŞKA YERE ÇEKMESİN
Türkiye bölgedeki operasyonlarıyla Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ihlal etmek değil, tam tersine sınırlarını terör örgütlerinden temizleme amacı güdüyor. Hemen yanı başımızda DEAŞ, PYD, YPG gibi terör örgütlerinin cirit attığı yerler oluşmasına asla izin veremeyiz. Irak ve Suriye devletleri kendi halklarını bir arada tutabilecek iradeyi gösterip, bu terör örgütlerine karşı gereken mücadeleyi verebilselerdi bizim halen yürüttüğümüz operasyonlara ihtiyaç kalmazdı. Fırat Kalkanı Operasyonu’nun hedefi de herhangi bir ülke, kişi değil sadece terör örgütleridir. Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta hiç kimsenin şüphesi olmasın. Söylediklerimizi kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin.

HAÇLI ZİHNİYETİ TARİH OLDU
Avrupa’daki birtakım firmalar ülkemize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar. Kötü komşu insanı hane sahibi yapar. Biz bu sancıları en başından beri yaşadığımız, hissettiğimiz için 14 yıldır kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı sağlayacak bir altyapıyı kurmaya çalışıyoruz. Bunlar zavallı ya. Artık Haçlı zihniyetleri tarih oldu. Yoksa bunu mu uyandırmak istiyorsunuz, böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Eğer böyle bir teşebbüsün içindeyseniz çok yanlış bir şey. Önce kendimizi test edin, bu ülke bir NATO ülkesidir. Bir NATO ülkesine karşı biz böyle bir adım nasıl atarız diye kendinize bir sorun. Yanlış yoldasınız, kendinizi bir defa ciddi olarak test edip doğru yola gelin. Biz bütün bu tehditleri bir kenara koyuyoruz, ciddi şekilde yolumuza devam ediyoruz.

SABRIMIZ, TAKATIMIZ KALMADI
Avrupa’nın peşinden koşacak sabrımız ve takatımız kalmadı. Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacılığın yorgunluğu var. 53 yıl... Kendi değerleriyle çelişme pahasına Türkiye’ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Şayet Avrupa kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler. Türkiye’nin Batı’yla olan bağı güçlü de Doğu’yla olan bağı zayıf mı? Rusya ile İran ile tüm Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle, Güney Asya ülkeleriyle, Çin ile, Japonya ile siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi en ileri seviyede tutmak istiyoruz. Batı ile olan ilişkilerimizi Doğu’ya, Doğu’yla olan ilişkilerimizi Batı’ya alternatif görmüyoruz. Tam tersine bu konumumuzu kendimiz ve dostlarımız açısından birbirini tamamlayan, bütünleyen ilişkilerin teminatı olarak görüyoruz.”

AVRUPA'DA EV SAHİBİYİZ
AB kendi değerleriyle çelişme, kendini var eden kriterleri inkar etme pahasına ülkemizi istediği kadar dışlamaya çalışsın Türkiye aynı zamanda bir Avrupa ülkesidir. Bizi Avrupa’dan dışlamaya ne AB kurumlarının ne de ırkçılık hastalığının pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya olan Avrupa devletlerinin gücü yetmez. Biz Avrupa’da misafir değil ev sahibiyiz. Avrupa Birliği ve bazı Avrupa ülkeleriyle son dönemde yaşadığımız sıkıntılar güncel siyasi çatışmalardır.

HEPSİ SUÇ ORTAĞI
15 Temmuz ihanetinin başını çeken örgütün asker, polis, öğretmen, işadamı, akademisyene kadar üst düzey yöneticilerinin çoğu yurtdışına kaçtı. Bu kişilerin sığındıkları ülkelere ve oralarda gördükleri hüsn-ü kabule baktığınızda asıl niyetin ne olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Bu insanları eğer bu ülkeler bağırlarına basıyorlarsa kusura bakmasınlar, hepsi de suç ortağıdır. Verin diyeceğiz vermeyeceksiniz. Hukukta buna yardım yataklık denir. Maalesef müttefik dediğimiz, pek çok platformda birlikte çalıştığımız ülkeler, tercihlerini Türkiye’den ve meşru yönetimden değil, terör örgütünden yana kullanıyor.

ÜYE OLMAYA HAZIRIZ
Diğer tüm müktesabatımızla birlikte Avrupa’dan, Batı’dan da mümkün olan en üst düzeyde istifade etmenin yollarını tabii ki arayacağız. Bu çerçevede şayet ülkemize karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa hemen yarın AB’ye tam üye olmaya hazırız. AB ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar Avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz.

DARBE KOMİSYONU İFADELERİNE TEPKİ: FATURA MI KESİYORSUNUZ
Şimdi Darbe Komisyonu’na birileri gelip bazı şeyler söylüyorlar. Burada kalkıp son 10, 14 yılı Darbe Komisyonu’nu adeta icrası olarak değerlendirme garabeti içinde gezenlere sesleniyorum. Bu olay 40 yıllık olaydır. Silahlı Kuvvetler’in içine girenler son 10, 14 yıl içinde girmedi. Nasıl olur da siz bunları kalkar son 10, 14 yıla sığdırırsınız. Yoksa bu iktidara fatura mı kesmeye çalışıyorsunuz? Böyle bir yanlışa müsaade etmek mümkün değildir. Önce bu faturanın baş amiri kendileri, sizler bu askeri liselerden bu FETÖ terör örgütünün mensuplarını sizler yetiştirdiniz. Ve bunları görmediniz, görmezden geldiniz. Bu oyunun içinde sizler de oldunuz şimdi de iş ortaya çıkınca ‘yok şöyle yok böyle’ deyip başkalarına fatura kesmeye çalışıyorsunuz. Şu anda askeri liseleri kaldırıp tüm sivil liselerden Milli Savunma Bakanlığı Üniversitesi’ne rahatlıkla herkes girebilecek.

BAKMADAN GEÇME!