‘Doğum koçu’ skandalı! Evde doğum yaptırdı, bebek hayatından oldu

Güncelleme Tarihi:

‘Doğum koçu’ skandalı Evde doğum yaptırdı, bebek hayatından oldu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2022 07:00

Ankara'da bir bebeğin evdeki doğum sırasında ölmesi, 'doğum koçu' adı altında usulsüz çalışan kişileri tartışmaya açtı. Prof. Dr. Cansun Demir, "Herhangi bir tıbbi eğitimi olmayan kişinin doğum yaptırması te kelimeyle cinayettir" dedi.

Haberin Devamı

Ankara’da yaşayan 41 haftalık hamile Ö.G.’nin, geçen cumartesi akşamı doğum sancıları başladı. Müdahalesi, ismi öğrenilemeyen ‘doğum koçu’ tarafından evde yapıldı. Bu sırada bebeğin başı önde olması gerekirken ayaklarının önden geldiği görüldü. Ters doğum (makat doğum) nedeniyle 112 Acil Çağrı Merkezi’nden yardım istendi. Ö.G., eve gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırıldı. Yapılan incelemede doğumun ters gerçekleştiği ve bebeğin doğum kanalında kaldığı tespit edildi. Ö.G., ameliyata alınırken, doğum sırasında uzun süre oksijensiz kalan bebek öldü. Doğum sırasında bebeğin önce bacaklarının hareket ettiği; ancak daha sonra morarmaya başladığı ve 112 Acil’e haber verildiği öğrenildi.

Haberin Devamı

UZMANLAR TEPKİ GÖSTERDİ: BUNUN ADI CİNAYET

‘SADECE PARA TUZAĞI’

* Prof. Dr. Cansun Demir (Türk Jinekoloji ve Obstetri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi): Doğum koçu diye bir kavram yok. Doğumu sadece 2 kişi yaptırabilir. Birincisi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, ikincisi ise ebedir. Herhangi bir tıbbi eğitimi olmayan bir kişinin vajinal yolla doğum yaptırması tek kelimeyle cinayettir. Doğumlara ‘doğal doğum’, ‘keşkesiz doğum’ gibi isimler veriliyor ancak bu doğru bir şey değil. Doğum, doğumdur ve bahsettiğimiz gibi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir hekim ya da ebe tarafından gerçekleştirilmelidir. Bu tip yaklaşımlar belli bir sosyoekonomik düzeydeki insanları çekmek için sadece bir para tuzağıdır.

‘ANCAK DESTEK OLABİLİR’

* Doç. Dr. Oktay Kaymak (Kadın Doğum ve Perinatoloji Uzmanı): Doğum koçlarının doğum sırasında destek olunması amacıyla hastane ortamında anne adayının yanında olması kabul edilebilir bir durum olabilir. Ancak doğum koçlarının evde ‘doğal doğum’ adı altında ebe veya hekim yerine konması doğru değildir. Çünkü her doğumun kendine göre riskleri olabilir. Bu risklerin ekarte edilebilmesi için tam teçhizatlı hastane ortamında doğumun gerçekleşmesi gereklidir. Çünkü bebeğin geliş şekli, rahmin uzunluğu daha önceki doğumdan ya da anneden ya da bebekten gelebilecek pek çok risk olabilir.

Haberin Devamı

SERTİFİKALARI ALIŞVERİŞ SİTELERİNDEN

* İnternet üzerinden 2-3 haftalık eğitimlerle hiçbir uzmanlık şartı aranmadan verilen sertifikaların ardından kişi, doğum koçu adı altında çalışabiliyor. Çeşitli özel kurumların verdiği bu eğitimler, alışveriş sitelerinden bile satın alınıyor ve 1 ay sonra başarısız olunsa dahi ‘katılım sertifikası’ veriliyor. Doğum koçu ya da ‘doula’ denilen bu kişilere ulaşmak için yine bazı internet siteleri üzerinden fiyat teklifi almak da mümkün. Doğum koçu olmak için ilkokul, ortaokul mezunu olmak gibi şartlar dahi aranmıyor. Sadece tek bir sınava girilerek koç olunabiliyor.

EBELER DE ŞİKÂYETÇİ

* Anadolu Ebeler Derneği Başkanı Uzman Ebe Nesibe Üzel, Sağlık Bakanlığı’na geçen temmuz ayında konuyla ilgili bir yazı yazdıklarını belirterek şunları söyledi: “Biz 10 yıldır böyle bir tehlikeyi zaten öngörüyoruz. Bu tür mesleklerin türemesi, kadınlara sosyal medya üzerinden denetimsiz bir şekilde erişebilmeleri, bu durumun çok korkunç düzeylere ulaşması konularında uyarılar yaptık. Bu davaya müdahil olacağız ve süreci takip edeceğiz. Kendi alanıyla ilgili görev yapmayan kişilerin neden olduğu olumsuz sağlık sonuçları ile derneğimiz, suç duyurusunda bulunmuştur. Doğuma hazırlık, danışmanlık merkezleri açılması ile ilgili 2018 yılında bir genelge yayınlandı. Burada örneğin (bu kurumların) ebenin sorumluluğunda ve kadın doğum hekiminin varlığında açılması gerekliliği var; asla görev alanı dışına giren bir meslek tanımı yok. Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 milyon 250 bin doğum gerçekleşiyor ve 58 bin ebemiz var. Bunu orantıladığınız zaman sayılar şahane görünüyor. Ancak ebelerin hemşirelik alanına kaydırılması, bu ihtiyaçları ve bu tehlikeleri doğurdu.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!