Diyanet: Gücümüzü bilginin doğruluğundan alırız

Bardakoğlu, Almanya'ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, çeşitli konularda açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin, “Kadınların başı açık erkeklerle aynı safta namaz kılması görüntüleri ve cuma namazını karların üzerinde kılması” konularındaki sorularını cevaplandıran Bardakoğlu, İstanbul'daki bir camide başlayan ve medyada ilgi gören uygulama hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı'nca açıklama yapıldığını hatırlattı. Bardakoğlu, “Diyanet konusunda açıklamayı, yetkili ve bilgili kurumların yapmasında fayda var. Yoldan geçen her insana sorarsanız herkes farklı şeyler söyleyebilir. Ama din işi, ciddi bir konudur. Bilgiyle cevaplanması ve çözümlenmesi gereken bir konudur. Bunun için de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın toplumda tereddütler meydana geldiğinde açıklama yapmasını gerekli görüyorum. Her ne kadar konu bazen çok magazinin bir parçası olsa da...” dedi.

Camilerin, mümkün olduğu kadar gösteri, şov yeri, magazin haberlerine konu mekanlar olmaktan çıkarılması gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, şöyle konuştu:

“Nasıl ki, camiye giren insanın cinsiyetini, yaşını, inancını, mezhebini, kültürünü, eğitimini hiçbir şeyini sormuyor, camiden içeri giren herkesi kucaklıyor, eşit düzeyde hizmet veriyorsak, aynı şekilde sizlerin de toplumun farklı kesimlerinin de caminin bu birleştirici, kucaklayıcı, barış ve esenlik kaynağı oluşu özelliğine dikkat etmesi gerekiyor. Gönlüm arzu eder ki, camiden içeri artık kameralar girmesin. Camiden içeri girince insanlar, Allah'ın karşısında kendilerini huzurlu, mutlu hissetsinler. Hiçbir gösterişe, ayrımcılığa tabi olmaksızın o gönül huzurunu yaşasınlar.”

CAMİLERDE DÜZENLEME

Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirler başta olmak üzere kadınların camide yeterince ve rahat bir şekilde ibadet etmelerini sağlayacak tedbirlerin alınması için değişik genelgeler yayınladıklarını kaydetti. Cemaatin, “Erkekler, kadınlar, gençler ve çocuklar” olmak üzere dört unsurdan oluştuğunu vurgulayan Bardakoğlu, “Cami cemaati arasında bu dört unsurdan hangisi eksikse, din hizmetini yeterince veremiyoruz, cami yeterince insanlara kucak açmıyor demektir. Genelgelerde, camilerimizin kadınlara, gençlere ve çocuklara hizmet verecek şekilde dizayn edilmesi, tadilat yapılması ve özellikle bayanların camide kenarda, köşede, karanlık yerlerde değil, erkeklerin imkanlarına denk bir şekilde ferah mekanlarda ibadet etmelerini bir proje olarak düşünüyoruz. Bunun için de müftülüklerin, din görevlilerinin ve erkek cemaatin anlayışlı olması gerekiyor” dedi.

KADINLARIN KAR ÜZERİNDEKİ NAMAZI

Ali Bardakoğlu, Hacıbayram Camii'nde kadınların kar üzerinde namaz kılması konusuna da değinerek, şunları kaydetti:

“Bayanların camiden dışarı çıkarılması mümkün değil. Böyle bir uygulamayı tasvip etmek mümkün değil. Belki erkekler önceden giderek, bayanların ibadet edeceği mekanları işgal ediyor ve bayanlara dışarıda namaz kılmak düşüyor. Bu fevkalade üzücü. Dışarıda namaz kılması gerekli ise erkekler fedakarlık göstermeli. Cami cemaati almıyorsa, erkeklerin bu konuda daha nezaketli ve anlayışlı olması gerekli. Artık camilerimizde, kadınlarımızı, gençlerimizi, çocuklarımızı eşit düzeyde görmek ve onlara camilerde yer açmak istiyoruz. Ama camilerde yer açmadan önce gönlümüzde onlara yer açmamız gerekiyor. Onların da cami hizmetlerinden yararlanması en büyük arzumuz.”

Ramazan ayına ilişkin bu yönde yayınladıkları genelgede, “Teravih namazına kadınlar, çocuklar ve gençler devam etmeli. Onlara camide rahatsız edici üslupla bakış ve sözden kaçının” denildiğini anlatan Bardakoğlu, bu konunun sosyalleşme, bir arada yaşamaya çalışma sürecinin bir parçası olduğunu, bunların giderek azalacağına inandığını söyledi.

Bardakoğlu, söz konusu olayla ilgili gerekli uyarıların yapıldığını kaydederek, “Bu tür münferit olayların olmaması hedefimizdir. Camilerimiz yetmiyorsa dışarıda namaz kılınacak. Bu konuda erkekler ve özellikle gençler fedakarlık göstersinler ve kendileri kar üzerinde namaz kılsınlar. Hacıbayram Camii'ni genişletmemiz mümkün olmadığına göre, gönüllerimizi genişletmemiz gerekiyor” dedi.

“BİZ SADECE DOĞRUYU SÖYLERİZ”

Bardakoğlu, “Kadınların cuma namazı kılmasının farz olup olmadığına” ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
“Cuma namazı kılmanın farz olup olmadığını tartışma konusu yapmayız. Camiye gelen herkes o ibadeti almaya ihtiyaç hissediyor ki, geliyor. Camiye gelen kişinin hiçbir şeyini sormayız. Allah'ın mabedinden içeri girmek istiyor, ona ibadetin gerekip gerekmediğini, ne kadar gerektiği tartışmasını elbette yapamayız. Kapıdan içeri giren, soru soran, talepte bulunan herkes eşit düzeyde ihtiyaç sahibidir. Cumhuriyet'in diyanet projesinin mantığı budur. Din hizmeti bir kamu hizmetidir. Ama insanlar alırlar, almazlar, onların tercihidir. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, sadece ve sadece din konusunda doğruyu söylemekle, insanlarımızı doğru şekilde bilgilendirmekle yükümlüyüz. Bu bilgiyi alıp almamak, hayatlarına yansıtıp yansıtmamak insanların kendi tercihidir. İnsanların verdiğimiz bilgiyi ne kadar aldığı, uyduğu, ibadet ettiği, dindar olduğu araştırmasını yapmayız. Biz sadece doğruyu söyleriz. İnsanların özel hayatlarına, tercihlerine karışmayız.”

Türkiye'nin birçok İslam ülkesine kıyasla, din alanında büyük özgürlükler ülkesi olduğunu ifade eden Bardakoğlu, “Biz insanların din konusundaki tercihlerine, dindar mı, ateist mi araştırmasına girmeyiz. Dindarlık hayatlarına müdahale etmeyiz, verdiğimiz bilgi güçlü ve doğru ise insanların hayatlarına müdahale edecektir. İnsanların hayatlarını düzenleyen, dizayn eden, şekillendiren bir şey varsa, o biz değiliz, verdiğimiz bilginin gücüdür. Biz gücümüzü ve otoritemizi sarığımızdan, cübbemizden değil, vereceğimiz bilginin doğruluğundan ve gücünden alırız” dedi.