Çanakkale'nin hasretzede valideleri

Güncelleme Tarihi:

Çanakkalenin hasretzede valideleri
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2022 07:00

Çanakkale’yi geçilmez yapan binlerce kahramanın ya şehit ya da esir haberi ulaştı ailelerine. Kiminden ise tek bir haber alınamadı. Geride bıraktıkları gözü yaşlı anneler, Sevimli Ay Dergisi ve Resimli Ay Dergisi’nin açtığı sayfalara yazdıkları mektuplarla, evlatlarını yıllarca aradı. İşte kendilerine ‘hasretzede’ diyen o validelerin mektuplarından yürek sızlatan satırlar...

Haberin Devamı

Bugün 18 Mart 2022 1915’deki büyük Çanakkale Zaferi’nin üzerinden tam 107 yıl geçti. Genç yaşlı demeden herkesin vatanı savunmak için koştuğu cephede yüz binlerce insan toprağa düştü şehit oldu. Çanakkale’nin yanı sıra Balkanlar’da, Irak, Suriye, Filistin, Hicaz ve  Kafkasya cephelerinde de çok canlar kaybedildi. Bu savaşlara ve en sonunda Kurtuluş Savaşı’na gidip de dönmeyenler arkalarında acılı anneler, eşler, kardeşler bıraktı. Gözü yaşlı anneler cephe gerisinde evlatlarından gelecek bir hayırlı haberi yıllar değil belki on yıllarca bekledi. O savaşa giden evlatlarından yıllar geçse de haber alamayan ve kendilerine “hasretzede” diyen anneler 1920’ li yılların ortalarında yani Çanakkale Savaşı’ndan yaklaşık10  yıl sonra Resimli Ay Dergisi’nin ve Sevimli Ay Dergisi’nin sayfalarına mektuplar yazmaya başladılar. Anneler evlatlarının artık dönmeyeceğini bilse bile bu mektuplarla onların akıbetine dair bir habere ulaşmaya çalışıyordu.

Çanakkalenin hasretzede valideleri

Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Fatmagül Demirel savaş sonrası yıllarda gazete ve dergileri incelediği çalışması sonucu, Cumhuriyetin ilk yıllarında Birinci Dünya Savaşı sonrası cephelerden dönmeyen asker yakınlarının gazetelere yazdıkları hasret mektuplarını ve savaş zamanını değerlendirdi:

Haberin Devamı

MEZUN DEFTERLERİ BOŞ KALDI
“Türk ordusu birçok cephede savaşsa da kuşkusuz en önemlisi Çanakkale cephesi olmuştur. Savaş yıllarında öğretmen ve öğrencilerin yedek subay olarak orduya alınmaları nedeniyle eğitim hayatı da sekteye uğramıştır. Lise son sınıf öğrencilerinin de askere alınması sürecinde Çanakkale Savaşı’na rastlayan dönemde pek çok lisenin mezun veremediği görülmektedir.

“HASRETZEDE” ANNELER OĞULLARINI İLANLA ARADI
Evlatlarını harbe gönderen aileler yıllar geçse de cephelerden dönmeyen oğullarını veya yakınlarını arayanlar gazete ve dergilere mektup yazarak içinde bulundukları durumu anlatmışlar. Özellikle dönemin dergilerinde yer alan ‘Hasret Kavuşturan Sayfası’nda kendisini ‘hasretzede’ olarak tanımlayan anneler seslerini duyurmaya çalışmışlar. 1924 yılında oğlunu arayan bir anne mektubunda, oğlundan en son 1918 yılında mektup aldığını bu tarihten sonra kendisinden bir daha haber alamadığını, ne esareti ne de şehadeti hakkında hiç bir bilgisini olmadığını yazmış. Oğlundan haber bekleyen anne ‘insanım, bilhassa valideyim, ümit ile yaşıyorum’ diyerek acısını özlemini umutla kağıda dökmüş.

Haberin Devamı

1926 yılında yine Hasret Kavuşturan Sayfasında mektubu yayınlanan Hafize anne ise mektubunda ‘oğlum sağ mı yoksa ölü mü ne olduğuna dâir hiçbir haber alamıyorum’  yazarak gazete aracılığıyla kendisine yardım edilmesini istiyor. Bu hasret mektupları cephe gerisinde kalanların halet-i ruhiyesini yansıtması bakımından çok değerlidir.”

Çanakkalenin hasretzede valideleri
İŞTE O MEKTUPLAR
“Zevci, zevcesine, evladı validesine, valideyi evladına kavuşturmak hususunda izhâr buyurmakta olduğunuz insaniyet ve ulüvv-i cenabınıza mecmuanızı okuyan her fert hayran ve kurban olmuştur.

“Ben de Harb-i Umumî’de milletime bir evladımı kurban verdim. 1333 senesi Şam’da hayvanât deposunda misafir 606 numaralı Alman Makinalı Tüfenk Tamirhanesi’nde mahdûmum Dersaadetli Hüseyin oğlu Hacı Hidayet’den mektup alırdım. En son mektubunu, ki 4 Haziran 1334 (4 Haziran 1918) tarihinde almıştım, aldığım zaman: Birinci Fırka 70. Alay’da Misafir 183 Makinalı Tüfenk Bölüğü Çavuşluğu’nda idi.

Haberin Devamı

Bu tarihten sonra ne esâreti ve ne de şehâdeti hakkında hiçbir malumat alamadım. Esâretden avdet edenler etti. Şehit ise şube bana neden malumat vermiyor? İnsanım, bilhassa valideyim, ümit ile yaşıyorum. Belki şehit değildir de esâretde kalmıştır. Muhterem mecmuanızla neşr buyurulup da mevkiini tanıyanlardan belki birisi zuhur eder fikriyle işbu istirhâmâtımı takdime ictisâr ettim. Son günlerimde size duacı olmak için bu istirhâmâtımı tervic buyurursanız Allah’a da hoş görünür.

Tekfurdağı’nda Belediye Ebesi Hüseyin oğlu Hacı Hidayet’in validesi
1331 (1915) senesinde Bursa’nın Hacılar Mahallesi’nden biraderim Halil oğlu Mehmed Efendi bütün emsalleriyle birlikte askere sevk edilmişti. Bir defa Edirne’den mektubu geldi. Bir daha hayat ve memâtından malumât alamadım. Lutfen mecmuanız vasıtasıyla nerede olduğunu öğrenmek ehass-ı emelimdir. Hayatından beni haberdar eden zevâta fakr halime rağmen elli lira müjde vereceğimi vaad ederim.

Haberin Devamı

Bursa’nın Tahtalımescit Mahallesi’nden Halil Kerimesi ve Mehmed Zevcesi bedbaht Cemile.

GAZETENİZİN VALİDELERİ SEVİNDİRDİĞİNİ İŞİTTİM
Muhterem gazetenizin kayıpları arayıp bulduğunu ve benim gibi dertli valideleri sevindirdiğini işittiğim zaman dünyalar benim oldu.

Oğlumun 1333 senesinde Suriye cephesinde Alay191 kaleminde müstahdem olduğuna dâir en son bir mektubunu aldım. O günden bu güne kadar nerede bulunduğuna, sağ mıdır yoksa ölü müdür ne olduğuna dâir hiçbir haberini alamadım. Lutfen gazetenizle ilanı ve icab eden devâir nezdinde teşebbüsâtda bulunulmasına himmet buyurulmasını istirham eylerim!.

Kasaba: Menteş Baba Mahallesi’nden Alay 191 kaleminde müstahdem müteveffâ Tevfik Hoca mahdumu piyade küçük zâbit ve el-yevm kayıp Halil Rıfat Efendi validesi Hafıze.

Çanakkalenin hasretzede valideleri
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZ GELECEĞİ İNŞA EDECEKTİ
Anadolu’dan harbe giden birçok öğrenci ve mezun şehit oldu en çok şehit veren okullardan biri de Galatasaray Lisesi’ydi. Okula girdiğinizde karşınıza “Vatan Uğruna Şehitlerimiz” yazılı duvar çıkıyor ve o duvarda, 1908’den Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar Galatasaraylı şehitlerin adları yazılıdır.

Haberin Devamı

Galatasaray Liseli ve Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir; Bu duvar bizlere iki duyguyu eş anlı yaşatır: Hüzün ve gurur… Bu duvarın fikir babası da Ziyat Ebüzziya ve devre arkadaşlarıdır. Galatasaray Lisesi, bu zor süreçte gerek mezunlarından, gerekse öğrencilerinden şehit ve gaziler vermiştir. Savaşta her düzeyde ve her alanda görevlerini hakkıyla yerine getirmişlerdir.  Vatanını düşmandan kurtarmak için elinden geleni canı da dâhil olmak üzere vermekten kaçınmamış ve gelecek kuşaklar için de çok değerli bir örnek teşkil etmişlerdir. 

Çanakkale Savaşı’na giden gençlerimiz aynı zamanda ülkemizin beyinleri, geleceği ve kaderidir. Orada büyük oranda gençlerimizi ve ülkemizin aydın isimlerini de yitirdik.

BAKMADAN GEÇME!