BİR SORUDAN FAZLASI | Eşim için kariyerimden vazgeçmeli miyim? 'Rahatça aldatabilmek için işi bırak demiş'

Güncelleme Tarihi:

BİR SORUDAN FAZLASI | Eşim için kariyerimden vazgeçmeli miyim Rahatça aldatabilmek için işi bırak demiş
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2023 14:06

Hayatın her alanında fedakarlıklar yapılır, ancak ilişkilerde biraz daha fazla... Bazen bu fedakarlıklar kişinin hayatını alt üst ederken bazen de aksine güzel şeylere sebep olabilir. Biz de Bir Sorudan Fazlası serimizde eş durumu sebebiyle kariyerinden vazgeçenlerle konuştuk. İşte detaylar...

Haberin Devamı

İlişkide her iki tarafta fedakarlıklar yapabilir. Ancak bazıları var ki yaptıkları fedakarlıkların sonu büyük bir pişmanlık… Bunlardan biri de Laura Wheatman ve işte onun hikayesi…

“Evlendiğim yıl öğretmenlik yapmaya başladım ve eşimle üniversiteyi birlikte okuduğumuz Oregon'da yaşıyorduk. Öğretmenliğimin ilk yılı, çoğu öğretmenliğin ilk yılı gibi zordu. Bu yüzden eşim Philadelphia'da diş hekimliği okulunu kazanınca derin bir oh çektim. Yeniden başlayabilirdim.

Kocam için taşınmak doğru bir şey miydi? O zamanlar hiçbir endişem yoktu, annem ya da güvendiğim arkadaşlarımın da yoktu. Taşındığımız yerde ortaokul İngilizce ve drama öğretmenliği işi buldum. Ancak maaşım Oregon'da aldığımdan daha yüksek olmasına rağmen yine de kiramızı ve diğer yaşam masraflarımızı karşılamıyordu. Bu sebeple ailemizden yardım aldık.

Haberin Devamı

Eşim mezun olduğunda Oregon’dan bir iş telifi aldı ve tekrar döndük. Ben ise çok sevdiğim işimden yine ayrılmak zorunda kaldım. Ve döndüğümüzde ‘kariyer’ olarak adlandırabileceğim yeni bir iş bulamadım. O sırada hamile kaldım ve çocuk doğduktan sonra çok hızlı bir şekilde boşandık.

Onun kariyerinde başarılar elde edebilmesi için destek oldum, işimi bıraktım. Şimdi geriye dönüp bakınca buna değmezmiş gibi geliyor. Şimdilerde kariyerimi yeniden inşa etmeye çalışıyorum. Kariyeriniz ve bağımsızlığınız konusunda tutkuluysanız, benim kadar kolay pes etmeyin.”

Biz de tıpkı Wheatman gibi eş durumu sebebiyle fedakarlıklar yapmış kişilerle konuştuk. Uzman Psikolog Ceylan Şekerci ise konuyu değerlendirdi.

‘O YÜKSEK LİSANS MEZUNU OLDU BEN İNŞAAT İŞÇİSİ’

Eren T. (29)

Üniversitede öğrenci değişim programıyla yurt dışına gittiğimde kalıcı olmak gibi planlarım yoktu. Okulda sürem dolduktan sonra Türkiye’ye döndüm. Yaklaşık üç senedir birlikte olduğum kişiyle nişan yaptık, birkaç sene sonra da düğün yapmak istiyorduk. Ancak bir anda fikri değişti ve yurt dışında yaşamak istediğini söyledi. Beni de bu fikre ikna etti ve ben de üniversite için gittiğim Avustralya’da yaşayabileceğimizi söyledim. Çünkü hem yabancı olmadığım hem de kolay iş bulabileceğimiz bir yer olması gerekiyordu.

Haberin Devamı

Gidiş işlemlerimizin daha kolay olması için nikahı yaptık ve ardından en önemli kararı alma zamanı geldi. Birimiz yüksek lisans yapacak birimiz de çalışıp evi geçindirecekti. Çift anadal yapmış başarılı bir öğrenci olarak aslında benim yüksek lisans yapmam daha mantıklıydı. Ancak ailelerin ‘erkek dediğin çalışır’ mantığı da işin içine girince, benim yüksek lisans hayallerim suya düştü.

Avustralya’ya gittiğimizde inşaatlarda çalışmaya başladım. Yüksek lisans ücretini rahatlıkla ödeyip, evi geçindirebiliyordum ama iki üniversite mezunu olarak inşaatta çalışmayı kendime yediremiyordum. Tüm bu gerginliklerle süren evliliğimiz de bir yılın sonunda bitti. Şimdi ikimiz de aynı ülkede yaşamaya devam ediyoruz. Kendisi yüksek lisans mezunu biri olarak iş hayatına da başladı. Ben de yaptığım fedakarlıklar yüzünden düştüğüm durumun pişmanlığını yaşıyorum.

Haberin Devamı

‘AYAK BASTIĞIM AN İŞİMİ BIRAKTIĞIMA PİŞMAN OLDUM’

Nur Y. (31)

Özel bir okulda rehber öğretmenliği yapıyorum. Eşim ise polis olduğundan dolayı görev sebebiyle farklı bir yere taşınmamız gerekti. Biz görev yeri değişikliği için daha iki sene olduğu için İstanbul’da bir düzen kurmuş ve hayatımızı ona göre yaşıyorduk ki görev zamanı öne çekildi. Haliyle bizim de bütün planlarımız alt üst oldu.

Taşınalı ve evleneli henüz beş ay olduğundan eşim İstanbul’da kalmamı ve mesleğimi sürdürmemi istedi. Ancak gönlüm böyle bir şeye razı gelmedi ve sevdiklerimi, ailemi kısaca her şeyi geride bırakarak eşimle birlikte gittim.

Geldiğimiz köye ayak bastığım gün ise pişman oldum. Çünkü bırakın çalışabileceğim bir özel okulu, köyde bir okul bile yoktu. Çocuklar karşı köyde bulunan okulda eğitim görüyordu. Şimdi burada nasıl üç sene geçireceğimi düşünüp duruyorum ve eşimi dinleyip İstanbul’da kalmadığım için başımı taşlara vuruyorum.

Haberin Devamı

BİR SORUDAN FAZLASI | Eşim için kariyerimden vazgeçmeli miyim Rahatça aldatabilmek için işi bırak demiş

‘ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ BİR EV HANIMI OLACAĞIM’

Ecem D. (26)

Memleketimiz olan Giresun’a her yaz mutlaka gidiyorduk. Her yıl uzunca vakit geçirdiğimizden dolayı orada da çok yakın arkadaşlarım vardı. Yaz başında köye gittiğimde tüm arkadaşlarıma yazıp, bir toplanma ayarladım. Gittiğimde hiç tanımadığım biri vardı. Yıllarca aynı köyde yaşasak da hiç karşılaşmadığım bu kişiyle arkadaşlarım aramızı yapmak için bazı girişimlerde bulundu ve nihayet istediklerine ulaştılar.

Yaz bitip İstanbul’a geri döndüğümüzde erkek arkadaşım bensiz yapamadığını sürekli dile getirip, evlenmek istediğini söylüyordu. Kendisi üniversiteyi bitirmiş ve babasının işinde çalışıyordu. Ancak ben daha üniversiteye yeni başlamıştım ve önümde uzun bir zaman vardı. Pandemi döneminin araya girip okulların da online ilerlemesini fırsat bilip beni ve ailemi düğün yapmaya ikna etti. Çok hızlı bir kararla bir sene içinde düğün yaptık ve sorunsuz bir şekilde ilerliyordu. Sorunlar ise okulların açılmasıyla ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Son sınıfa başladığımda okulda çoğu ders örgün olarak ilerliyordu. Öğretmenlerimle konuşup durumu anlattığımda ise anlayışla karşıladılar ama bir şartları vardı. Derslere devamlılık gerekmese de sınavlara gitmem gerekiyordu. Bunu eşime söylediğimde ‘Sınav için Giresun’dan İstanbul’a mı gidilir!’ diye tepki verdi. Bunu duyunca hayretler içinde kaldım. Çünkü ne benimle ne de ailemle böyle anlaşmamıştı.

Ben de sınav haftam yaklaştığında annemle de anlaşarak, çok hasta olduğunu söyleyip İstanbul’a geldim. Son sınavlarda da bunu yapıp, ne şekilde olursa olsun üniversiteyi bitireceğim. Bitirince ne olacak bilmiyorum. Galiba endüstri mühendisi bir ev hanımı olacağım. Hızlı kararlarım yüzünden kariyerimin yerle bir oluşuna üzülüyorum.

‘BENİ RAHATÇA ALDATABİLMEK İÇİN İŞTEN ÇIKMAMI İSTEDİ’

Zerrin T. (38)

Benim en büyük pişmanlığım eşime güvenip işi bırakmam oldu. Evlenmeden önce 5 yıl boyunca bir şirketin muhasebe departmanında çalıştım. Zaten eşimle de orada tanışıp evlendik. Eşim yönetici pozisyonunda olduğu için kazancı iyiydi ama benim maaşım çok düşüktü. Yine de çalışmayı çok seviyordum. Evlilik kararı aldıktan sonra eşim istersem işi bırakabileceğimi söyledi. Ben işimi seviyordum ama özellikle düğün koşuşturmacasında rahat rahat her işimi hallederim diye cazip gelmişti. Yine de çalışmak istediğimi, böyle kendimi daha iyi hissettiğimi söyledim. O da bana düğünden sonra yine istersem daha iyi koşullarda daha iyi bir işe girebileceğimi söyledi. O zaman anlamamıştım ama resmen beni aynı iş yerinde olduğum için istememişti. Ben de ne yazık ki düğün telaşı ve stresine yenik düşerek istifamı verdim. İtiraf edeyim o dönemde eğer çalışsaydım bu kadar işi halledemezdim, her detayıyla ben uğraştım ve çok içime sinen bir düğün yaptım. İlk birkaç ay güzeldi ama sonra eşim işe gidince ben evde tek başıma kalınca çalışmayı ne kadar özlediğimi anladım.

Eşime bu durumdan ne zaman bahsetsem “Aman işte ne güzel çalışmamanın tadını çıkar, arkadaşlarınla gez dolaş, ne yapacaksın işi” demeye başladı. Ben ısrarcı olunca “tamam konuşacağım bir iki yerle” diye beni geçiştirmeye başladı. Artık her gün ne oldu benim iş diye soruyor ve hep aynı cevabı alıyordum. Resmen iş görüşmesine başvuranlara “Biz sizi arayacağız” derler de hiç aramazlar ya ben de aynı şeyi yaşıyordum. Ailem de bana “Mutlaka işini yapmaya devam et, ayakların yere sağlam bassın” diye baskı yapıyordu.

Eşimle resmen bu konuda sürekli kavga etmeye başlamıştık ki ağzından baklayı çıkardı. “Zaten hamile kalınca işi bırakacaksın ne gerek var birkaç aylığına işe girmeye.” Aslında biz hiç çocuk meselesini konuşmamıştık, benim için henüz çok erkendi. En az 3-4 yıl düşünmüyordum ama üstümde baskı kurmaya başladı çocuk da çocuk diye. Onun istediği bir yuva kurmak ve tez elden çocuk sahibi olmakmış, bunu biraz geç anlamışım.

Eşimi sevdiğim için tüm bunları sineye çektim ve çalışma hayalimi rafa kaldırdım. “Arkadaşlarım da daha ne istiyorsun, doğur çocuğunu rahatına bak” diye kafama girdiler. Zaten çok kısa sürede hamile kaldım ve anne oldum.

Çocuk diye ölüp biten adam iki bebeğimizi de büyütürken iki kere pışpışlayarak baba oldu. Her türlü ekonomik imkânı verdi diye kendini yılın babası ilan etmediği kaldı ama çocuğumuzun bakımı konusunda bana en ufak yardımı olmadı. Gün geçtikçe daha da mutsuzlaşıyordum ve eşime karşı soğudum. O da işinden başka bir şey düşünmüyordu, ne yapıyorsam çocuğumun geleceği için diyordu ama meğer çok başka meşguliyetleri varmış. Beni iş yerinde neden istemediğini de oradan biri ile beni aldattığını öğrenince daha net anladım.

Bu benim asla tahammül edemeyeceğim, çocuğa rağmen evliliği sürdüremeyeceğim bir şeydi. Bu gerçeği öğrendiğimde çalışmadığım için yaşadığım pişmanlığı kelimelerle anlatamam. Kenarda beş kuruşum yok, çocuğum var ve boşanmak istiyorum.

O güne kadar bir elim yağda bir elim baldaydı ama boşanmak istediğimde “Sen hangi halinle boşanmaya kalkışıyorsun” diye çalışmamam başıma kakıldı, hem de bunu defalarca isteyip dile getirmeme rağmen. Annem babam bana sahip çıktı da çocuğumun babasından boşanabildim.

Çok zorlu bir boşanma süreci geçirdim, gelirim yok diye çocuğumun velayetini bile almaya kalktı ama ben azmettim ve yarıda bıraktığım iş hayatıma daha güçlü bir şekilde devam ettim. Evlenince işi bırakarak ne kadar hata ettiğimin bir kez daha farkına vardım. Kendine değer veren hiçbir kadın kendine bu kötülüğü yapmasın ve ne olursa olsun bir işi olsun.

BİR SORUDAN FAZLASI | Eşim için kariyerimden vazgeçmeli miyim Rahatça aldatabilmek için işi bırak demiş

‘HERKES KOLAYCA İŞ BULACAĞIMI SÖYLEDİ, HUZURUM KALMADI’

Mesut B. (33)

Kendimi bildim bileli Manisa’da yaşıyorum. Benim gibi eşim de yıllardır burada yaşıyor. Üniversitede hemşirelik bölümünü kazanıp İstanbul’a gittikten sonra tekrar Manisa’ya döndü ve bir süre sonra evlendik. Ardından zorunlu görev yapması gerekti ve tercihlerinden İstanbul çıktı. Başta hemen her hafta sonu ya ben eşimin yanına ya da o benim yanıma geliyordu ama hamile kaldıktan sonra gidip gelmeler epey zorlaştı.

Artık kullanacak izin günüm de her hafta sonu İstanbul’a gidecek enerjim de kalmamıştı. Ailelerin de baskısıyla ben işimi bırakıp İstanbul’a yerleştim. Herkes orada kolaylıkla iş bulacağımı söylüyordu ancak umduğum gibi olmamıştı.

Eşimin doğum izni bittikten sonra hala iş bulamadığımdan çocukla ben ilgilenmeye başladım. Bu sefer de aileler ‘çocuğu biz bakarız sen iş bul’ baskısı yapmaya başladı. Eşimin ve çocuğumun yanında huzur bulacağımı düşünürken, tüm huzurum kaçmıştı.

Baskılara dayanamayarak mesleğimle alakasız da olsa bazı işler yaptım ama bir türlü düzen kuramadım. Görev süresi bitince ise tekrar Manisa’ya atandı ve geri döndük. İlk iş eski patronumu aradım ve işime geri dönmek istediğimi söyledim. Üç sene ara verdikten sonra bu da hiç kolay olmadı ve ben yine alakasız işlerde çalışmaya başladım. Şimdi bir düzen kurdum ama eski işimi hala çok özlüyorum. Keşke üç sene dayansaydım da işimi bırakmasaydım diye düşünüyorum. Çocuğum ve eşim için yaptığım bu fedakârlık için neredeyse pişmanlık duyuyorum.

BİR SORUDAN FAZLASI | Eşim için kariyerimden vazgeçmeli miyim Rahatça aldatabilmek için işi bırak demiş

KADIN VE ERKEĞE YÜKLENEN ROLLER DEĞİŞİME UĞRADI

Ataerkil toplumlarda kadın ve erkeğe yüklenen roller farklı olduğunu belirten Şekerci, “Erkek işe giden, para kazanan, ailenin geçimini sağlayan; kadın da evi çekip çeviren, çocuklarla ilgilenendir” dedi ve bunun günümüzde değişime uğradığını söyledi.

“Günümüzde değişen ekonomik dengeler, kadınların eskisinden daha yüksek eğitim seviyelerine ulaşabilmesi ve kendi ayaklarının üzerinde durabilmeleri bu klasik tanımda çeşitli değişikliklere sebep olmuştur. Hatta eskiye nazaran bazı ailelerde kadın çalışırken erkek işsiz olabilir.”

SAĞLAM TEMELLİ AİLE İÇİN ÇEVREDEN GELEN BASKILAR ÖNEMSENMEMELİ

Kadının çalışmaması durumu olağan karşılanabilirken, bunun tam aksi olduğunda çevreden gelen yargılamalar ve eleştirilerin arttığının altını çizen Şekerci, “Aile kurumunun sağlam temellerde sürdürülebilmesi için çevreden, toplumdan gelen baskı, eleştiri ve yargıları içselleştirilmemesi önemlidir. Her aile kendi içinde, kendine özgü dinamikleri olan, başkalarının şartlarıyla kıyaslamanın gerçekçi olmadığı farklı unsurlara sahip olur” ifadelerini kullandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!