Bardağın yarı boş tarafına takıldım

Güncelleme Tarihi:

Bardağın yarı boş tarafına takıldım
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2003 23:00

1927 sayımında okuryazar kadınların oranı yüzde 4.5. 76 yıl sonra, 2003 yılında oran yüzde 87.5. Bardağı yarı dolu ya da yarı boş görmek meselesi.

Ne kadar ciddi bir yol alınmışsa da, her sekiz kızdan birinin hálá okuryazar olmaması canımı sıkıyor.

BELKİ aynı gazeteden, belki değil...

Bu hafta içerisinde beni en fazla etkileyen iki resimden birinde, mavi formalarını giymiş ilkokul çocukları bir kova taşıyor.

Kırmızı kova neredeyse boylarından büyük.

Yer Fethiye'nin Kayacık Köyü. Fethiye'nin 60 kilometre uzaklığındaki okulda içme ve kullanma suyu yokmuş. Su bir kilometre uzaklıktaki dereden taşınıyor. Bir kovayı iki küçük ancak kaldırabiliyor.

OKUL KİTABINDAKİ KADIN

İkinci resim Erzurum'dan. Halitpaşa İlköğretim Okulu'nun çocukları sıraya dizilmiş, terlikli ayaklarını gösteriyor. Çocukların yüzde 90'ı ayakkabıları olmadığından terlikle okula geliyormuş. Bazıları terliklerle okula gelmekten utanıyormuş.

Cumhuriyet'in 100. yıldönümünde yani 20 yıl sonra, okulda sular akacak mı? Ayaklarda bağcıklı ayakkabılar olacak mı?

Bu sorulara ‘‘kesinlikle evet’’ diyebilmeyi isterdim ama burası Türkiye.

Ne olacağı belli olmaz.

Üniversiteye başlayan kızım geçenlerde bir öğretim görevlisinin araştırmasından söz etti.

Araştırmayı yapan Dr. Firdevs Gümüşcüoğlu, 1945 öncesi ilkokul kitaplarını ve özellikle hayat bilgisi kitaplarını incelemiş.

1945 öncesi kitaplarda, kadınla erkek eşit, her şeyi paylaşıyorlar.

Kadın dışarda çalıştığı gibi, evdeki rolü daha çok eğitici düzeyinde.

Resimlerde, elinde bir kitapla çocuklarına okumayı öğretirken görülüyor.

1945'ten sonra ise çarpıcı bir değişiklik var.

Kadın tamamiyle başka bir konumda.

Hemen hemen tüm resimlerde, mutfakta ocağının başında yemek yapıyor.

Gümüşcüoğlu, bu değişimi anlatırken o yıllarda Marshall yardımı veren Amerika Birleşik Devletleri'nin geleneksel aile modeli üzerinde ısrar ettiğini söylüyor.

Geleneklere bağlılık komünizmle mücadelenin yollarından biri diye düşünüyorlardı herhalde.

1945 sonrası, Cumhuriyet'in ilk yıllarının gerisine düşmüşsek, 2023 yılı Kayacık Köyü için bazı soru işaretlerinin olması doğal.

Tam bu noktada diyeceksiniz ki, AB faktörü var. Doğru.

Soru işaretlerinin bir bölümünü silmek için bir neden. Hepsini değil.

1927 sayımında okuryazar kadınların oranı yüzde 4.5.

76 yıl sonra, 2003 yılında oran yüzde 87.5.

BİZİM NESİL SABIRSIZ

Bardağı yarı dolu ya da yarı boş görmek meselesi.

Ne kadar ciddi bir yol alınmışsa da, her sekiz kızdan birinin hálá okuryazar olmaması doğrusunu isterseniz canımı sıkıyor.

Cumhuriyet'in 80. yılında bardağın yarı boş tarafına takılmam kimi zaman yabancı arkadaşlarımı şaşırtıyor: ‘‘Daha çok genç bir cumhuriyetsiniz. Biz bugünlere gelinceye kadar ne kazalar atlattık, ne hatalar işledik.’’

Belki onlar haklı.

Bizim nesil mi yoksa pek sabırsız, pek teláşlı.

Sahi şimdi aklıma geldi...

Cumhuriyet Bayramı çocukluğumuzda, çoğunlukla kırmızı, beyaz krepon kağıdı süslemeleri ve tahta sapının kıymıkları elinize batan küçük bayraklar demekti.

Krepon kağıdı süslemeleri duruyor mu?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!