Baraj altında kalacak liderlere barajdan kurtulma büyüleri

Güncelleme Tarihi:

Baraj altında kalacak liderlere barajdan kurtulma büyüleri
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2002 01:41

Uğur Dündar, geçen perşembe Hürriyet manşetindeydi ve ekonomik kriz nedeniyle Zuhuratbaba' nın türbesini ziyaret edenler şimdi eskisi gibi şifa yahut hayırlı bir koca istemiyor, ‘‘iş’’ talep ediyorlardı.

Haberin Devamı

Uğur Dündar, ekonomik krizin öteki álemle olan münasebetlerimizi bile etkiler hale geldiğini ve İstanbul'un en meşhur evliyalarından olan Zuhuratbaba'nın türbesini ziyaret edenlerin artık eskisi gibi şifa yahut hayırlı bir koca istemeyip evliyanın ruhundan ‘‘iş’’ talep ettiklerini yazdı.

Hürriyet'te geçen perşembe günü manşetten çıkan bu haberi okuyunca ‘‘Acaba oy sıkıntısı çekenler de neden aynı yola başvurmuyorlar?’’ diye düşündüm ve liderlerimize küçük bir yardım olsun diye, bundan tam 515 sene önce yazılmış ‘‘Dávetnáme’’ isimli eserden, derdlerine deva sayılabilecek bazı ‘‘öteki dünya operasyonları’’nı nakledeyim dedim.

UĞUR Dündar, geçen perşembe günü Hürriyet'in manşetindeydi ve ekonomik krizin artık ‘‘evliya’’ ve ‘‘keramet’’ bahislerini bile etkiler bir hal aldığını yazıyordu: İstanbul'un en meşhur evliyalarından biri olan Zuhuratbaba'nın türbesini ziyaret edenler şimdi eskisi gibi şifa yahut hayırlı bir koca istemiyor, evliyanın ruhundan ‘‘iş’’ talep ediyorlardı.

Ekonomik krizin öteki álemle olan münasebetlerimizi bile etkiler hale geldiğini ve geçim sıkıntısı çekenlerin çareyi evliya türbelerinde aramaya başladıklarını öğrenince, ‘‘Acaba oy sıkıntısı çekenler de neden aynı yola başvurmuyorlar?’’ diye düşündüm. Meselá, baraj altında kalma endişesi taşıyan devletlularımız, sayelerinde işsiz kalan onbinlerle beraber Zuhuratbaba'ya gidebilir, türbenin başında avuçlarını göğe yükseltip ‘‘Bana yüzde 10 nasib eyle!’’ diye yakarabilir yahut ‘‘Partimizi baraj belásına maruz bırakma Yarabbi!’’ deyip sandukanın örtüsüne yüz-göz sürebilirlerdi.

Ama insanımızın öbür taraftan yardım isterken dua etmek yahut evliya türbelerine adak adamak dışında kullandığı başka metodlar da vardı. Okutup üflemek yahut geceyarısından sonra karanlık bir mekánda tütsüler yakıp bazı görünmeyen varlıklardan birşeyler talep etmek gibisinden metodlar...

Siyasi partilerimizin içerisinde bulundukları durumu ve birbirlerine karşı uyguladıkları taktikleri düşündüm. Kimisi yüzde 10 barajından dertliydi, bu yüzden ‘‘Gidip de gelmemek var, iyisi mi seçimi erteletmenin bir yolunu bulalım’’ diyor; kimisi ise seçim sonrası için koalisyon hesapları yapıyordu.

İşte, parti liderlerine bu yollarda belki bir yardımım dokunabilir diye düşündüm ve derdlerinin devasını, bundan tam 515 sene önce yazılmış bir kitapta buldum: Uzun Firdevsi'nin ‘‘Dávetnáme’’ isimli eserinde.

Önce, Uzun Firdevsi'nin kim olduğunu kısaca söyleyeyim: 1453'te doğmuş bir şairdir ve 1487'de kaleme aldığı ‘‘Dávetnáme’’sine bildiği cinlerin, meleklerin ve uçsuz bucaksız gökyüzünde dolaştığına inandığı bedensiz varlıkların isimlerini tek tek yazmış ve bunlara iş gördürmenin usullerini ayrıntılarıyla anlatmıştır.

Ben, Zuhuratbaba'nın yanında Uzun Firdevsi'yi de bir çare olarak gördüm. Partileri içerisinde bulundukları şartlara göre değerlendirdim, hangi partinin neye ihtiyacı varsa o ihtiyacı gidermenin yolunu Uzun Firdevsi'ye sordum ve kitapta siyasilerimizin bütün derdlerinin devasının yazılı olduğunu gördüm.

Yandaki kutuda, parti liderlerinin Uzun Firdevsi'den öğrenip yapmaları gereken bazı işler yeralıyor. Ben olsam ‘‘Acaba tutar mı?’’ demez ve bu tavsiyeleri hemen yerine getirirdim. Zira işin ucunda seçim sonrasında gidip de gelmemek yahut siyasetten ebediyyen yasaklı olmak gibisinden ihtimaller varken, uğraşmaya değer...

BU DA BARDAKÇI’NIN SİYASETNAMESİ


Hangi lider ne büyüsü yapmalı


Bülent Ecevit


Sığır ödünden mürekkep yapmalı

Öncelikle yapması gereken iş eski sağlığına yeniden kavuşması ve seçim meydanına, sağlık meselesini hallettikten sonra çıkmasıdır. Dolayısıyla ayın Gafre denilen takımyıldıza yaklaşmasını beklemeli, o anda hemen bir kara koyun kurban etmeli, bu sırada ‘‘Ahdname-i Süleyman’’ denilen duayı okumalı, misk ile safrandan yapacağı bir mürekkeple de bir tılsım yazıp tılsımı boynuna asmalı ve bol bol tütsü yakmalıdır. Sağlık sorunlarını bu yolla hallettikten sonra, sıra rakiplerinin siyaset meydanında güçlerini kırmaya gelmiştir ve Bülent Bey seçimi kazanmasını istemediği kişilerin isimlerini kızıl sığır ödüyle bir káğıda yazıp káğıdı ateşe attığı takdirde bu iş de hallolacaktır. Artık hiçbir rakibi kalmayacak, hatta DSP'den istifa edip gitmiş olanların isimlerini de listesine yazarak, o kişilerin siyasi hayatlarını sona erdirebilecektir.


MESUT YILMAZ


Eşek derisine muska yazmalı

Barajı aşmak, seçim sonrası hükümete katılmak, dolayısıyla daha şimdiden koalisyon flörtüne başlamış olan CHP ile AK Parti'nin arasını açmak zorundadır. Mesut Bey'in yapması gereken iş şudur: Ay, dünya ile arasındaki mesafenin üçte bir yakınına geldiği sırada, bazı tılsımlı sözleri keten yağından yapılmış bir mürekkeple ufak bir ken parçası üzerine yazacak ve iki yolun kesiştiği yere gömecek ve bu sırada yazdığı tılsımı yüksek sesle okuyacaktır. Eğer rakiplerin arasının daha fazla açmak isterse, aynı tılsımlı sözleri bu defa eşek derisi üzerine kurt ödünden yapılıp tuz katılmış bir mürekkeple yazacak ve bu sırada rakiplerinin isimlerini yüksek sesle ve tek tek söyleyecektir. Eşek derisini bir Yahudi mezarlığına gömmesi, neticeyi çabuklaştırabilir. O gün acı ve ekşi yemekler yemeyip üç ayrı kişiyle sıkı bir kavgaya tutuşulursa, AK Parti ile CHP, bir daha birbirlerinin yüzüne bakamayacak şekilde kapışırlar. DSP'den ayrılıp YTP'ye geçen milletvekillerini ANAP'a transfer edip partisinin sandalye sayısını arttırmak isterse, o zaman yapacağı iş daha başkadır: Ay, Boğa veya Arslan burcuna girdiği zaman yağmur suyuyla safrandan bir mürekkep imal edecek, bu işe mahsus olan tılsımı yine káğıda yazıp káğıdı bir çömleğe koyacak, çömleği de bir ocağın altına gömecektir. Ama bunu yapmak için seçimleri erteletmesi gerekir, zira güneşin o burçlara girmesine daha aylar vardır.


TAYYİP ERDOĞAN


Hüdhüd kuşunun kulağını kanatmalı

Tayyip Bey, hakkında yeni davalar açılmasını önlemek zorundadır ama biraz geç kalmıştır, zira bu iş güneş balık burcuna girdiği sırada yapılabilir. Dolayısıyla, 3 Kasım seçimlerine zaten girmeyecek olan Tayyip Bey, önümüzdeki şubat ayının son haftasında biraz çalışmak zorundadır. Önce bir hüdhüd kuşu bulacak, kuşun kulağının dibinden birkaç damla kan akıtacak, burçta o sırada görevli olan meleğin adını sarı renkli bir káğıdın üzerine hüdhüdün kanıyla ve káfurla yazıp tütsüleyecek ve kuşu serbest bırakacaktır. Bu işi perşembe gecesi yahut cumrtesi sabahı erken bir saatte yaptığı takdirde, başbakanlığı garantidir.


DENİZ BAYKAL


Elmas yüzükle tütsü yapmalı

Seçimlerden sonra AK Parti ile koalisyon kurmakta kararlı ise, Tayyip Erdoğan'ı kendisine bağlamalıdır Yay burcunu korumakla görevli meleğe ait mührü misk ve safrandan yapılmış bir mürekkeple káğıt üzerine çizip kendi evinin altına gömecektir. Deniz Bey, kadın oylarının CHP'ye gelmesini de isterse, kadınların kendisine muhabbet beslemelerini sağlamak zorundadır: Ay, Venüs'ün menziline girdiği zaman bir káğıdın üzerine bildiği bütün kadın isimlerini yazmalı, káğıdı göğsü hizasında tutup isimleri tek tek okumalı, sonra sekiz defa dumansız bir ateşin buharına tutmalı ve bütün bu işleri yaparken rengárenk elbiseler giyip parmağına da elmas yahut zümrüt gibisinden kıymetli bir yüzük takmış olmalıdır. Bütün bunları yaptığı takdirde kadın oyları CHP’nindir.


TANSU ÇİLLER


At kılıyla muhabbet tılsımı yapmalı

Kadınlara mahsus büyüleri kullanmak zorundadır. Gümüş bir levha üzerine bir muhabbet tılsımı yazmalı, levhayı beyaz at kılı ile sarıp bir kuyuya bırakmalı bu sırada ‘‘Ahdname-i Süleyman’’ı okumalıdır. Hayran sayısını arttırmak isterse, büyük bir bezin üzerine öd, şeker ve ládin kömüründen yaptığı bir mürekkeple bildiği bütün erkek isimlerini yazmalı ve bezin üzerinde birkaç saat oturmalıdır.


DEVLET BAHÇELİ


Soğan kabuğuna muska yazmalı

‘‘Bir saniye düşünmez, asardım’’ dediği kişinin idamını infaz ettirebilmek için uğraşmasına gerek yoktur ve yaklaşık yarım saatlik bir çaba gösterdiği takdirde idamını istediği kişiyi öbür tarafa göndermek zaten elindedir. Yapacağı iş şudur: Hayatının nihayet bulmasını istediği kişinin ve annesinin ismini bir soğan kabuğuna yazıp eline bir makas alacak, kabuğu bu makasla arpa tanesi boyunda parçalara ayırıp bütün parçaları rüzgára verecektir. Ayrıca bir kefen parçasının üzerine kara horoz kanıyla yine o kişinin ve annesinin isimlerini yazıp kefen parçasını eski bir mezara gömerse, yaşamasını istemediği idam mahkûmu infaza gerek kalmadan dünyasını hemen değiştirir ve Devlet Bey de seçmenlerine hitaben büyük bir rahatlıkla ‘‘İşte, size ettiğimiz vaadi tuttuk’’ diyebilir.


MİLLETİN GÖZÜNÜ BOYAYANLAR


Kaz derisine köpek cini çizmeli

Uzun Firdevsi, bu işin nasıl yapılacağını şöyle anlatıyor:

‘‘...Tılsım, yarasa ve fare kanıyla yazılır. Bu iş, başka hiçbir canlının bulunmadığı yalnız bir mekánda, ayın ilk çarşamba gecesinde yapılır. Tılsım kaz derisine yazılır ve koltuk altında taşınır. Yazma sırasında Merkür'e mahsus buhur yakılır; köpeğe benzeyen cinin tılsımı da aynı kaz derisinin üzerine çizilir ve yıldızlara vekálet eden altı adet devin isimleri de birarada yazılarak dize bağlanır.’’


Liderlerin derdlerinin devası sandıkta çürüyor


UZUN Firdevsi'nin ‘‘Dávetnáme’’ adlı elyazması eseri dünya üzerinde tek nüsha ve bu tek nüsha İstanbul Üniversitesi'nin Merkez Kütüphanesi'nde, TY. 208 numarada bulunuyor.

Aslında ‘‘orada idi’’ demem lázım, zira dünyada bir başka örneği olmayan bu eser, üniversite kütüphanesinin başında bulunan Prof. Meral Alpay'ın akıl vermesi ve rektör Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun bu akla uyması üzerine şimdi bir sandıkta çürüyor. 1999 depreminden sonra kütüphanedeki diğer binlerce elyazmasıyla beraber o da bir mahzene atıldı ve akıbeti meçhul.

Ben, ‘‘Dávetnáme’’den yukarıda naklettiğim bahisleri Boğaziçi Üniversitesi'nin Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mensuplarından Dr. Fatma Büyükkarcı'nın 1996'da Harvard Üniversitesi'nin Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü tarafından yayınlanan ‘‘Firdevsi-i Tavil and His Dávetnáme’’ isimli eserinden aldım.

Uzun Firdevsi'nin eserini merak edenler kitabı İstanbul'da göremeyecekleri için taaa Harvard'a kadar uzanmak zorundalar
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!