17 yaşında şehit olan Uhud Işık, astsubaylık sınavına girmiş

Güncelleme Tarihi:

17 yaşında şehit olan Uhud Işık, astsubaylık sınavına girmiş
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2016 12:37

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı önünde açılan ateş sırasında kurşunların hedefi olan 17 yaşındaki Uhud Işık'ın, 15 Temmuz sabahı astsubaylık sınavına girdiği öğrenildi.

Haberin Devamı

15 Temmuz darbe girişiminin sivil kahramanları arasına giren 17 yaşındaki Sağlık Meslek Lisesi Anestezi Bölümü mezunu Uhud Işık, geride gözü yaşlı anne ve babası ile iki kardeşini bıraktı.

Baba Işık yaptığı açıklamada, darbe girişiminin yaşandığı gece camilerden okunan selalar üzerine oğlu Uhud ile darbecilere karşı koymak için yola çıktıklarını söyledi.

"SIKINTI VAR GERİ DÖNELİM DEDİM"

"Normalde bakkala ekmek almaya bile gitmem" diyen Işık, Keçiören Aktepe'den Kızılay'a 3 saat yürüyerek vardıklarını anlattı. Sabaha karşı Kızılay'a gittiklerinde karşılarında tankları ve ezilmiş arabaları gördüklerini ifade eden Işık, "Oğluma 'Sıkıntı var geri dönelim' dedim. O da bana 'Madem sonuna kadar gitmeyecektik, niye buraya kadar geldik' dedi. Bunun üzerine gittik." dedi.

"BEN OTURDUM OĞLUM DEVAM ETTİ"

Akay Kavşağı'ndan Genelkurmay'ın önüne döndükleri sırada kendisinin dinlenmek için oturduğunu ancak oğlunun devam ettiğini aktaran Işık, "O sırada Meclis'in içine bomba attılar. Uhud'a telefon açtım, yanıma çağırdım. Bana 'Gelmeyeceğim ben sağlık mezunuyum. Belki yaralanan olur, yardım ederim' dedi. 'Ambulanslar gelir, sen yanıma gel' dedim. Geldiğinde bir hareketlenme oldu. Ben telefonla görüşüyordum. Sonra tekrar ileri doğru koşmaya başladılar." diye konuştu.

Işık, helikopterden yoğun ateş açıldığı sırada kendisinin Emniyet Genel Müdürlüğü içerisinde nöbetçi kulübesine sığındığını ifade ederek, yaşananları şöyle anlattı:

"SIRTINDA ÜÇ KURŞUN YARASI VARDI"

"Oğlumu aradım ama ulaşamadım. Korkuluklardan atlayıp Genelkurmayın önüne koştum. Yaralandığını gördüm, yanında birileri yardım etmeye çalışıyordu. Nefes alıyordu, nereden vurulduğunu görmek için vücudunu açtım. Sırtında üç tane kurşun yarası vardı. Oluk gibi kan akıyordu. Üzerine bastırdım taşıyalım dedim. Orta refüjün oraya gelince bir arabaya bindik. Acil servise geldiğimizde ameliyata aldılar. Bir, iki saat sonra da vefat haberi geldi. Sonra da bizim film koptu."

"İMTİHAN ÇOK İYİ GEÇTİ DEMİŞTİ"

15 Temmuz sabahı oğlunu Kara Harp Okuluna astsubaylık sınavına girmesi için götürdüğünü ifade eden Baba Işık, "Sağlık astsubayı olmak için başvurmuştu. Akşam geldiğimde yatıyordu, Kızılay'a giderken konuştuk. 'Baba orası benim ikinci evim gibiymiş. Ben astsubay olmaya karar verdim, imtihan çok iyi geçti. Sporu geçtim, yarın mülakata gireceğim. Büyük ihtimalle olurum' dedi. Fakat akşamında askerler oğlumu vurdu. Yaşasaydı sağlık lisesi mezunu olduğu için sağlık astsubayı olacaktı. Bize en çok o koyuyor." ifadelerini kullandı.

Oğlu Işık'ın bayrak sevgisinin çok yüksek olduğunu ifade eden baba Mehmet Işık, Çankırı'nın Kalfat ilçesindeki köylerinin ilk şehidinin de oğlu Uhud olduğunu söyledi.

Anne Naciye Işık da çocuklarını vatan ve millet sevgisiyle yetiştirdiklerini belirterek, "Cumhurbaşkanımızın çağrısı ve camilerden verilen selalar bizi çok etkiledi. Küçük çocuğum olmasa ben de giderdim. Oğlum 'Vatan için gideceğim. Türkiye bunu hak etmiyor. Tayyip Erdoğan da bunu haketmiyor. Bu resmen darbe' dedi." ifadelerini kullandı.

Oğlu Uhud ile yaptığı son konuşmayı gözyaşlarıyla anlatan acılı anne Işık, şöyle konuştu:

"Babası aşağıya indi. 'Uhud' diye seslendim. Odasının camından bakıyordu. 'Oğlum baban aşağıya inmiş, gidecek misin? Baban bekliyor' dedim. Çok manevi bir haldeydi. Küçük oğlum da 'Anne ben de gideyim mi?' dedi. Uhud kardeşine 'Annem ile Elifnur sana emanet' dedi. Kapıdan çıkarken de 'Anne ben vatan için, bayrak için gidiyorum. Allah'a emanet ol' dedi. Bayrama gider gibi çıktı, merdivenlerden yıldırım hızıyla indi." dedi.
Oğlunun çocukken polis olmak istediğini anlatan anne Işık, "Oğlum, 'Polis olacağım, şehit olacağım. Ben şehit olursam sakın ağlama, benimle gurur duy. Şehit olacağım. Ağlama, hep dik dur' diyordu. Allahıma çok şükür çocuklarım donanımlı büyüdüler. 1,5 yaşında kızım var, onu da mücahide yetiştireceğim. Eşimle ikimiz imam hatip mezunuyuz. Tayyip Erdoğan da bir mücahittir. Amerika'da olan o kişinin elim yakasında olacak." diyerek duygularını anlattı.

BAKMADAN GEÇME!