'YÖK'e verilen aşırı yetkilerden rahatsızım'

Güncelleme Tarihi:

YÖKe verilen aşırı yetkilerden rahatsızım
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2009 12:31

YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş, YÖK'ün üniversitelere her alanda müdahale ettiğini belirterek, “YÖK'e verilen aşırı yetkiler var. YÖK üyesiyim ama ben bile bu yetkilerden rahatsızım” dedi.

Haberin Devamı

'YAPAMIYORUZ, OLMUYOR'

Bursa'nın Mudanya İlçesi'ne bağlı Bademli Mahallesi'nde oturan YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş, Bursa'da aylık yayınlanan ‘Park Magazin Dergisi'nde yayınlanan röportajda, YÖK'ün sisteminden rektörlük seçimlerine kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de üniversite sayısının 139'a çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Eriş, bu üniversitelerin işlerine YÖK olarak yetişemediklerini belirtti. “Yapamıyoruz, olmuyor” diyen Prof. Dr. Atilla Ariş, “Ne denetleme kurulu yetişebiliyor bu işlere, ne de bizim diğer dairelerimiz. Herkes canhıraş çalışıyor ama 5-6 ay önce gelmiş evrakın işlemde olduğunu görüyoruz. Bu yanlış” diye konuştu.

'BEN BİLE RAHATSIZIM'

YÖK'ün aşırı yetkileri olduğuna dikkat çeken Eriş, YÖK'ün her türlü bütçelendirmeden, idari mekanizmaya ve akademik duruma kadar üniversitelere müdahale ettiğini dile getirdi. Prof. Dr. Eriş, “YÖK üyesiyim ama ben bile bu yetkilerden, müdahalelerden rahatsızım” diye konuştu. Türkiye'de bazı üniversitelerin ABD'deki üniversitelerden daha pahalı olduğunu anlatan Prof. Dr. Atilla Eriş, şunları söyledi:
“Öyle vakıf üniversiteleri var ki ABD'deki üniversitelerden pahalı. YÖK olarak buna karışamıyoruz ama şu anda 12 tane vakıf üniversitesi kara listede. Başlangıçta vaat ettikleri yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için. Hatta bazılarında ikazın ikinci aşamasına geçildi. Sonraki aşamada kontenjan vermiyoruz. İkazın gereğini yerine getirmezlerse önümüzdeki sene kapatılma kararı gidecek.”

Haberin Devamı

REKTÖRLÜK SEÇİMLERİ

Rektörlük seçimlerine değinen Prof. Dr. Eriş, akademik hayatta seçim olmaması gerektiğini savundu. Akademik hayatta olması gereken tek şeyin liyakat olduğunu vurgulayan Eriş, “Herkes ‘demokrasi' diye tutturuyor ama akademik hayatta demokrasiden ziyade, liyakat geçerlidir. Bence rektör olacak kişinin yönetimle ilgili tecrübeleri çok önemli. Kişilik de çok önemli. Aslında bakarsanız bana göre, rektörlükte akademisyenlik şartı aranmamalı. İyi bir idareci de rektör olabilmeli. Büyükelçilik yapmış veya valilik yapmış biri, akademik vizyona ters düşmeyecek bir kişi de rektör olabilmeli” dedi.

Haberin Devamı

'ÇİN'DE BİLE YOK'

Yükseköğretime giriş sınavı ile ilgili görüşlerini açıklayan Eriş, 139 üniversitenin aynı kefeye konularak, merkezi sınavla yönetilmesi ve yerleştirilmesinin aklın alacağı bir durum olmadığını öne sürdü. Eriş, “Çin'de bile böyle bir olay yok. Orada bile tüm üniversiteler kategorize edilmiş. Bu kategorilere göre sınav yapılıyor. Milyarlarca insanın yaşadığı yerde bile çözüm bulmuşlar. Biz ise her şeyi merkezden yapmayı seviyoruz. Çünkü torpilden çok korkuluyor” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!