Buluş sayısında 12 yılda patlama

Güncelleme Tarihi:

Buluş sayısında 12 yılda patlama
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2008 00:00

Türkiye’de 1995’te 1690 olan buluş sayısı, 2007’de 6189’a yükseldi. Bu buluşlara ilişkin patent başvurusu ise 763’ten 4790’a fırlamış durumda.

Ancak, bu büyük artışa rağmen Türkiye dünya sıralamasında henüz 40. sırada yer alıyor. Marka tescilinde ise durum daha iyi. Türkiye, Çin’in birinci olduğu dünya listesinde, 45.628 marka tescili ile dokuzuncu sıraya yükseldi.

2005’te Managing Intellectuel Property dergisi tarafından "Türkiye’nin en iyi hizmet veren kurumu" seçilen Ankara Patent Bürosu Genel Müdürü M. Kaan Dericioğlu, önceki yıllarla kıyaslandığında patent başvurularında büyük bir artış yaşandığını belirterek, "1995’te 1690 buluş yapılmasına karşılık, 2007’de bu sayı 6189’a yükseldi. Yine aynı dönemde, bu buluşlardan 763’üne patent verilirken, 2007’de bu sayı 4790’a çıktı" dedi. Türkiye’nin büyüklüğüyle kıyaslandığında bu artışı yeterli görmediklerini vurgulayan Dericioğlu, şunları söyledi:

"Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO) tarafından yayınlanan 2006 yılı Patent İstatistiklerine göre Türkiye yerli ve yabancı toplam 1232 patent başvurusu ile 40. sırada ve 659 patent ile 36. sırada yer almıştır. Dünyanın ilk 20 büyük ekonomisi arasında yer alan Türkiye’nin bu sıralamalardaki yerinin de ilk 20 arasında yer alması için yıllık toplam patent başvurularında 6000 ve verilen toplam patent sayılarında ise 2500 üzerinde olması gerekiyor."

Dericioğlu’nun verdiği bilgiye göre, Türkiye, marka tescilleri sıralamasında dünyanın ilk on ülkesi arasında yer alıyor. Bu listenin ilk sırasında yer alan Çin önceki yıl 267.007 marka tescili yaptırmış, Türkiye ise 45.628 tescille dokuzuncu sırada bulunuyor. "Marka başvuruları ve tescilleri sıralamasında ilk 10 girmek önemlidir" diyen Dericioğlu, sadece Arçelik kahve makinesi için 14 patent verildiğini de söylüyor.

Mevcut eğitim sisteminin yaratıcılığı törpülediğini de vurgulayan Dericioğlu, şöyle devam ediyor: "Türkiye araştırma ve geliştirme konularında ulusal kültürü oluşturmak durumundadır. ’Başımıza icat çıkarma, eski köye yeni adet getirme, deli misin sen, yapanlar zaten yapmış" vb. varsayımların etkisi henüz yok edilememiştir. Bir televizyon kanalındaki ’Buluş Yarışması’nın gece saat 01.00’den önce yayınlanamaması konuya verilen önemin göstergesidir. Bu yarışmalar Anadolu’nun tüm kentlerinde ticarileşebilir buluşlar yapan pek çok kişinin varlığını ortaya çıkarmıştır. Araştırmacıları ve buluşçuları özendirmeye yönelik, ödüllü yarışmalar herkesin ve özellikle öğrencilerin izleyebileceği saatler yayınlanmalıdır."

Alameti Farika’dan

Patent Bürosu’na


Türkiye’de 1871’de hazırlanan Alameti Farika Nizamnamesi, aslında ile ilk Patent Kanunu niteliğini taşıyor. Bunu 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunu takip ediyor ve bu değişmeden 1995’e kadar geliyor. Dericioğlu, 1995’te yeni bir yapılanmaya gidildiğini ama bu yeni sistemin de artık değişmesi gerektiğini söylüyor. Peki patent ne işe yarıyor? Cevabı Dericioğlu veriyor:

"Patent, patent sahibine, patent konusu buluşun başkaları tarafından izinsiz kullanılmasını önlemek yetkisini 20 yıl için verir. Örneğin, yapılmış 14 patent başvurusunda açıklanan teknik özelliklerdeki bir kahve makinesini, bir başka üretici, başvuru sahibinden izin alınmadan, üretemez ve satamaz. Ancak bu patent başvuruları, başka teknik özelliklerde üretilecek bir başka kahve makinesinin üretilmesine engel değildir."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!