Her Kadının Yaptırması Gereken Testler

Güncelleme Tarihi:

Her Kadının Yaptırması Gereken Testler
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2020 16:16

Kadın sağlığını korumak, rutin jinekolojik muayeneyle mümkündür ve sorunların önlenmesi, tespiti, teşhis ve tedavisi anlamında bize büyük zaman ve avantaj kazandırır. Herhangi bir sorun görülmese ve hissedilmese dahi her kadın doktoru başka bir öneride bulunmadıysa yılda bir kez jinekolojik muayene ile beden sağlığına dair izleyeceği doğru yolu tespit edebilir.

Haberin Devamı

Bundan kastımız ise doğru beslenme, doğru egzersiz, sağlıklı cinsel yaşam, takviye ihtiyacının tespiti vb.dir. Kadın sağlığı takibinde en çok başvurulan testler ve görüntüleme biçimlerinden söz etmek istiyorum. Böylelikle hangi sebeplerle ve hangi durumlarda başvurduğumuz da sizin için netleşmiş olacak. 

Smear (Sürüntü) Testi:

Adını en sık duyduğunuz test olduğundan emin olduğum Smearle başlayalım. Smear testi rahim ağzını değerlendirmek ve hem enfeksiyonlar hem de kanser gibi durumlar açısından kontrol edebilmek için kadınlara yapılan özel bir rahim ağzı erken tanı tarama testidir.

Kadınların rahim ağzı kanserinden korunabilmesi açısından doktoru ek bir öneride bulunmadıysa yılda bir yaptırması gereken bir testtir. Son yıllarda bu aranın açılması söz konusu olmakla birlikte Bunu doktoruyla konuşması en doğru olandır. Bu test kanser başlangıcı sayılabilecek her hücresel değişikliği anında tespit eder. Rahim ağzından cam üstüne ince yayma, rahim ağzından sürüntü alma, gibi isimlerle de anılmaktadır.

Haberin Devamı

Smear testi tamamen ağrısız bir işlemdir. Kadın jinekolojik muayene pozisyonunda yatırılır ve spekulum adı verilen alet yardımıyla rahim ağzına bakılır. Rahim ağzından bir smearfırçası ile hücrelerden örnek toplanır. Toplanan bu örnek lam üzerine alınır ve sabitlenerek mikroskobik inceleme yapılması için laboratuvara gönderilir. Sitolojik incelemede işlemin en etkili uygulandığı alan rahim ağzından alınan örneklerdir.  Şüpheli sonuçlarda test tekrarlanmalıdır. Son yıllarda jinekolojik muayene ve jinekolojik kontrollerin rutin bir parçası haline gelmiştir.

Smear oldukça etkili bir tarama yöntemidir. Bu sayede anormal hücreler son derece erken dönemlerde saptanmakta ve uygun tedavi yöntemleri ile ilerlemiş kansere doğru gidişler bu vesileyle engellenmektedir.

Cinsel ilişkide bulunmuş olan tüm kadınların cinsel aktivite başlangıcından 3 yıl sonra başlamak üzere rutin yıllık muayene ve smear önerilmektedir. 21 yaşın altında olan cinsel ilişkide bulunmamış kişilerde smear testi gerekmemektedir. Yine, 65 yaş üstü kadınlarda smear testi, gerekmemektedir ve yıllık muayeneler yeterli olmaktadır. Rahim ağzı kanseri dışındaki bir sebeple rahmi çıkartılmış olan kadınlarda da smear testi uygulanmaz.

Haberin Devamı

Rahim ağzı kanseri kadınlarda en çok görülen üç kanser cinsinin önde gideni olmasına rağmen bu kanserin ölümle sonuçlanması oldukça düşüktür. Yapılan smear testi ile farkına varılıp önlem alınabilecek bir kanser çeşididir. Bu yüzden smear testini bir anlamda hayat kurtarıcı ve yaşam süresini uzatıcı olarak görebiliriz.

Mamografi:

Meme kanseri, maalesef kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden birisidir. Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır. Meme kanserinin tanısında son derece yararlı olan mamografi, meme dokusunun filminin çekilmesi işlemine verilen addır. Mamografi, meme kanserini henüz kitle oluşmadan başlangıç evresinde belirleyebildiği için, rutin tarama tetkiki olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, memede ele gelen bir kitlenin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığını belirlemede de yardımcı olur.

Haberin Devamı

20 yaş ve üzerindeki her kadın, her ay kendi memesini muayene etmelidir.

30- 40 yaş arasındaki kadınlar her 3 senede bir, 40 yaş üzeri kadınlar ise her yıl meme muayenesi yaptırmalıdır.

35- 39 yaş arasındaki kadınların, ilerideki incelemelere temel oluşturması için bir kez mamografi çektirmeleri uygundur.

40 yaşından sonra erken tanı amacıyla yılda bir kez mamografi çektirmelidir. (Yıllık tarama mamografiyi sonlandırma yaşı ülkemizde 70 olarak belirlenmiştir.

Meme USG: 

Meme USG DE YİNE meme kanseri şüphesiyle veya erken teşhis adına kontrol amaçlı kullanılan bir yöntemdir. Meme USG memenin ultrason cihazı ile görüntülenmesidir. Bu yöntem mamografiden daha farklı olarak, ultrason cihazı ile uygulanır.

Haberin Devamı

Uzman hekimler, USG incelemesi sayesinde hastaların yoğun meme dokusundaki kanser odaklarını tespit etme imkanına sahiptir. Meme kanserinin erken teşhisinde öneme sahip olan bu yöntem, uzmanlar tarafından kullanılır ve memenin iç yapısının derinlemesine incelenebilmesine olanak sağlar. 

Bu yöntemi tercih edecek olanlar, radyasyon endişesi yaşamadan muayene olabilir. Bu yöntem özellikle hamileler tarafından doktorlarının yönlendirdiği durumlarda tercih edilmektedir. 

Meme dokusunu ultrason yöntemi ile görüntüleyen uzmanlar, bu muayeneden daha net ve kesin bulgular toplar. Meme içindeki dokunun sıvı mı yoksa katı mı olduğu hakkında bilgilerin belirli bir kısmında erişilebilir. Meme içerisindeki kistin iyi huylu veya kötü huylu olması ile ilgili olarak biyopsi yapılacaksa bu da yine ultrason eşliğinde gerçekleştirilir. Ayrıca görüntüleyen uzmanın hastaya hemen bilgi aktarmasını mümkün kıldığından endişeli bekleyişin de önüne geçebiliyor. 

Haberin Devamı

Hemogram Testi (Tam Kan Sayımı)

Adından da anlaşılacağı gibi kanı oluşturan tüm hücrelerin sayılması işlemidir. Hemogram(tam kan sayımı) testi ile kanımızı oluşturan, lökosit adı verilen beyaz kan hücreleri ( akyuvarlar) , eritrosit adı verilen kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) , ayrıca kanın işlev görmesinde rol oynayan diğer hemoglobin, hematokrit ve trombosit adı verilen kan hücre elemanlarının sayılarını ve oranlarını  incelemek için bilgi toplanır. Hemogram testi ile; kansızlık(anemi), lösemi, alerjik hastalıklar ve birçok infeksiyon hastalıklarının varlığı hastalık gelişmeden önce anlaşılabilir ve hastalığa tanı konulabilir.

Lökosit (Akyuvarlar): vücuda giren herhangi bir hastalık tehdidine ve mikroplara karşı vücudu koruyan maddelerdir bu maddelere beyaz kan hücreleri de denir. 

Eritrosit(Alyuvarlar): Kanda en fazla bulunan hücrelerdir.Diğer ismiyle kırmızı kan hücreleri de denir. 

Hemoglobin: Solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ve proton taşıyan proteindir.

Hematokrit: kırmızı kan hücrelerinin oluşturduğu hacmin, toplam kan hacmine oranıdır. 

Trombosit: trombosit veya bir diğer adıyla kan pulcukları, kan pıhtılaşmasında rol oynayan hücre parçalarıdır. 

Kandaki bu değerlerin doğru oranlarda bulunması, sağlıklı olduğumuzun da göstergelerinden biridir. Dolayısıyla operasyon ya da doğum öncesi de istenebilen kapsamlı ve verimli bir testtir. 

Biyokimya

Her türlü kimyayı bünyesinde barındırdığından vücudun durumu hakkında önemli fikirler verir. Biyokimya tahlilleri en önemli kan tahlillerindendir. Yaygın olarak görülen pek çok hastalık bu test sayesinde ortaya çıkmaktadır. Genellikle metabolik ve endokrin (hormonal) bozuklukların değerlendirilmesinde kullanılır.

Gebelikte yapma amacımız ise kanda bulunan demir, kalsiyum, potasyum ve benzeri minerallerin ve idrardaki ürik asit vb. miktarının ölçülmesidir. Böylelikle gebeyi ve bebeğin eksiklerini tamamlayabiliriz. Ve bu testler ihtiyaç doğrultusunda gebelik takibince tekrarlanabilir testlerdir. 

TİT (Tam İdrar Testi)

Tam idrar tahlilinde vücuttan atılan maddelerin yoğunluğuna bakıldığı gibi, idrar sedimenti adı verilen incelemeyle idrar çökeltisinde akyuvar, alyuvar ve bakteri gibi canlı hücreler ve idrar yolu taşına işaret edebilecek maddeler aranır. İdrarda protein (albumin), aseton (keton), bilirubin görülmesi, ürobilinojenin aşırı artış olduğundan saptanması her zaman ileri inceleme gerektirir.

Sağlıklı bir erişkinin idrarının yaklaşık % 95’i sudur. Geri kalanı organik ve inorganik maddelerden oluşur. Organik maddeler; üre, ürik asit, kreatinin, amonyak, aminoasitler, pürinler, fenoller, hormon metabolitleri, vitamin ve enzim metabolitleri. İnorganik maddeler; Na, K, Ca, Mg, Cl, F, Fe, Cu, Zn

Bazı maddeler ise idrarda normalde bulunmazlar. Patolojik hallerde çıkarlar. Bunlar;

Protein

Glukoz

Keton cisimleri

Bilirubin

Hemoglobin gibi…

1) İdrarın fiziksel özelliklerinin değerlendirilmesi 
2) İdrarın kimyasal içeriğinin değerlendirilmesi
3) İdrar sedimentinin mikroskopik değerlendirilmesi

İdrarda glikoz varlığı ise gebelikte belli bir dereceye kadar normal kabul edilmekte beraber inceleme gerektirir. Her türlü anomali ise değerlendirmeye muhtaçtır ve işaretçi olabilir. 

Kemik dansitometresi

Kemik dansitometresi, kemik yoğunluğu kaybını değerlendirmek ve kemik mineral kaybını ölçmek amacıyla uygulanan bir tarama testidir. Osteoporozun yani kemik erimesinin kesin olarak saptanabilmesi için DEXA (dualenergy x ray) adı verilen ve X ışınlarının daha da kuvvetlendirilmiş bir formu kullanılan cihazla yapılmaktadır. DEXA doğruluğu kanıtlanmış bir yöntem olmakla birlikte, uygulaması esnasında da herhangi bir ağrı acı hissedilmemektedir. 

Sıklıkla menopoz sonrası kadınları etkileyen ancak erkeklerde de görülebilen osteoporozun tanısında kullanılmaktadır. Osteoporoz, kemiklerin daha ince ve kırılgan hale gelmesine neden olan ve derece derece kalsiyum kaybıyla meydana gelen bir hastalıktır. DEXA aynı zamanda kemiklerin kırılma riskini de ortaya koyar. Eğer kemik yoğunluğu düşükse, kemik kırılganlığından korunmak adına it bit tedavi programı uygulanmalıdır. 

DEXa işleminin yapılması gereken durumlar; 60 yaş üstü, menopoz sonrası dönem, alkol ve sigara kullanımı, uzun süreli yatak istirahati, ailede osteoporoz öyküsü gibi durumlar olup, kemik taramasının yılda bir defa yapılması önerilir.

Batın utrasonu

Tüm batın USG özetle; karın bölgesinin ultrason ile görüntülenmesine verilen isimdir. Batın ultrasonu alt batın ve üst batın olmak üzere ikiye ayrılır. Hem alt batın hem de üst batın birlikte ultrason ile görüntülenirse buna tüm batın ultrason adı verilir. Tüm batın ultrason karın bölgesinde yer alan iç organların görüntülenmesi için kullanılır. Bu ultrason sırasında karaciğer ve böbrek gibi iç organlar görüntülenebildiği gibi dalak, safra kesesi ve diğer iç organlar da incelenebilir. Ultrason, herhangi bir radyasyon içermediğinden genellikle tercih edilen tıbbi görüntüleme yöntemleri arasında yer almaktadır.

Ultrason ile en çok; böbrek taşı, idrar yolu enfeksiyonu, safra kesesi ve safra yollarındaki taş ve enfeksiyon, dalak ve araciğer büyümesi, (50 yaş üzeri erkeklerde) prostat büyümesi, kadın hastalıkları araştırılır. Gebelik takibinde de ultrason sıklıkla kullanılır.

Pelvik ultrason:

Pelvik Ultrason ile pelvik organlar değerlendirilir. Pelvikorganlar kadınlarda mesane, uterus ve overler; erkeklerde mesane ve prostattır.

Bu inceleme, pelvik organlarda olan değişiklikleri değerlendirmek için yapılır. Kadınlarda pelvik ağrı nedeninin araştırılmasında en sık başvurulan yöntemdir.

Pelvik ağrı nedenleri;

Uterusta büyük boyutlara ulaşmış myomlar,

Belirgin büyümüş over kistleri,

Overlerde çikolata kistleri

İdrar yolu iltihabı, 

Üreter alt uç taşları

Nadiren mesane taşı olabilir. 

Bunların dışında nadiren ektopik böbrek dediğimiz böbreğin mesane komşuluğunda yerleşmiş olduğu durumlarda böbrek taşları da bu bölgede ağrı yapabilir. Ektopik böbrek yani böbreğin normal yerinde değil de pelvik bölgede olması genellikle tesadüfen tespit edilen bir durumdur. Böbreğin pelviste olmasının hastaya belirgin bir zararı yoktur. Sadece ektopik böbreklerde taş oluşma ihtimali daha fazladır.

Hormon tahlilleri

Kadın hastalıkları ile ilgili başvuran hastaların bir kısmını, hormonal düzensizlik nedeniyle sorun yaşayan hastalar oluşturur. Bu hastaların genel şikayeti adet düzensizliğidir. Bu da adetlerinin periyot düzeninin bozulması, fazla, az ya da hiç adet olamaması olarak tanımlanır. Ayrıca bazı hastalarda anormal tüylenme, sivilcelenme, göğüslerden süt gelmesi gibi farklı belirtiler olabilir. 

Gebe kalamama şikayetiyle başvuran kadınlar için de hormon değerlendirmesi yaparız. 

Bu durumlarda doktor tarafından, detaylı bir öykü, fizik muayene ve ultrasonografi ile düzensizliğin sebebine ilişkin bilgi alınabilir. Çoğu zaman kan testi yapılması bile gerekli olmayabilir. 

Ancak gerekli durumlarda, kanda bazı hormonların düzeyi ölçülerek, tanıya yardımcı olması sağlanabilir. Çünkü kişiyi sağlıklı kılan şeylerden biri de hormonların belli bir düzen içinde olmasıdır. 

Hastalıkları, Doğum Uzmanı ve Cinsel Terapist Gökçen ERDOĞAN

BAKMADAN GEÇME!