Okul öncesi çağda akran zorbalığı

Güncelleme Tarihi:

Okul öncesi çağda akran zorbalığı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2023 09:00

İnsan ilişkilerinde zorbalık, bir birey ya da grup tarafından kasıtlı olarak tekrarlanan ve başkalarına zarar verme amacı taşıyan kötü niyetli davranışlar şeklinde tanımlanır.

Haberin Devamı

Zorbalık davranışları günümüzde birçok ülkede var olan ve toplumdaki hemen her yaştaki bireyi ilgilendiren bir sorun olarak değerlendirilir. Nitekim akran zorbalığının, okul öncesi dönemden itibaren gözlendiği ve eğitimin her kademesinde yaygın bir sorun olduğu belirtilir (MEB-ORGM, 2022). Fiziksel, zihinsel, sosyal ve yaş gibi güç dengesizliklerinin söz konusu olduğu akran zorbalığı, sınıfta, oyun alanlarında, yemek alanında, uyku alanında, lavaboda ve eğer kullanılıyorsa servis aracında gerçekleşebilir.

EBEVEYNLERE FARKINDALIK EĞİTİMİ
Çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini etkileyebilen akran zorbalığının fiziksel-duygusal gelişim, psikolojik sağlık, özgüven ve akademik başarı alanlarında ciddi olumsuz yansımaları olabilir. Bu nedenle özellikle ailelerin bu konuyla ilgili olarak gerekli farkındalığa sahip olmaları büyük önem arz eder. Nitekim bireylerin ailesel ilişkileri, ebeveynleri ile aralarındaki duygusal bağları ve onlardan aldıkları desteğin düzeyi zorbalık davranışları üzerinde belirleyici bir faktör olarak görülür. Bu bağlamda ebeveynlere yönelik farkındalık eğitimlerinin sağlıklı çocuklara sahip olma sürecine önemli katkıları olabilir.

Haberin Devamı

‘Geleneksel zorbalık’ olarak ifade edilen ve okullarda öğrenciler arasında sıkça rastlanan bir durum olduğu belirtilen zorbalık davranışları alanyazında üzerinde çok çalışılan bir konu (Bkz. Kaynakça). Zorbalık davranışları fiziksel (fiziksel güç kullanımının söz konusu olduğu zorbalık davranışlarına örnekler: vurmak, itmek tükürmek, tekme atmak, saçını çekmek, ısırmak, eşyalarına zarar vermek, oyuncaklarını kırmak, oyuncak atmak gibi), sözel (olumsuz sözel ifadelerin kullanıldığı zorbalık davranışlarına örnekler: isim/lakap takmak, küfürlü konuşmak, bağırmak, alay etmek, gibi), ilişkisel/sosyal (arkadaşlık/sosyal ilişkilerine zarar vermenin hedeflendiği davranışlara örnekler: oyuna almamak, yanına oturmasını istememek, oyun grubundan dışlamak, utandırmak, taklit etmek, gülmek, arkadaşlık ilişkisini sonlandırmakla tehdit etmek, görmezden gelmek gibi) formlarda olabilir. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte son yıllarda çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren internette (çevrimiçi ortamlarda) zaman geçirmeye başladılar. Bu doğrultuda orantısız güç kullanımının söz konusu olduğu ve başkasına zarar verme amacı taşıyan zorbalık davranışları günümüzde elektronik iletişim araçlarının kullanımı ile sanal ortamlarda da görülebilir.

Haberin Devamı

İNTERNET ORTAMINDA OLUMSUZ DAVRANIŞLARA DİKKAT
Gelişen teknolojilerin en temel amacının insanın yaşamını kolaylaştırmak ve iyileştirmek olduğu söylenebilir. Ancak teknolojilerin uygun olmayan kullanımının, birilerine zarar verme veya birilerinden zarar görme şeklinde sonuçları olabilir. “Sanal (veya siber) zorbalık” olarak adlandırılan bu zorbalık türünün yaygınlaşmasında çocukların tablet, bilgisayar ve cep telefonu, akıllı saat gibi elektronik araçları kullanımının önemli bir rolünün olduğu söylenebilir. Özellikle bilinçli ve güvenli internet kullanımından habersiz öğrenciler internet ortamında olumsuz davranışlar sergileyebilmekte ve/veya olumsuz davranışlara maruz kalabilirler.

Haberin Devamı

Zorbalık davranışlarının çocuklar arasında yaygınlaşmasının en temel nedenlerinden birisi olarak yetişkinlerin akran zorbalığına gereken önemi vermemeleri de gösterilebilir. Bu durum, çocukların yaşları ilerledikçe farklı boyutlar kazanabilir. Nitekim ebeveynlerin çocuklarının elektronik ortamlarda hangi sitelere girdikleri, hangi araçları kullandıkları ve bu ortamlarda neler yaptıkları konusunda fikir sahibi olmamaları da akranlar arası sanal zorbalık davranışlarının görülme sıklığını artıran nedenlerden birisi olarak değerlendirilebilir. Başka bir ifadeyle ebeveynlerin dijital ebeveynlik konusundaki farkındalık düzeylerinin düşük olması durumu veya çocukla sağlıklı bir iletişim kuramamaları durumu çocukların akranlarıyla olan ilişkilerinde çeşitli olumsuzluklar yaşamaları anlamına gelebilir.

Haberin Devamı

KIZLAR SÖZEL, ERKEKLER FİZİKSEL DAVRANIŞ SERGİLİYOR
Araştırma sonuçları incelendiğinde akran kurbanı ya da zorba olma durumunun cinsiyete göre değişebildiği görülür (Ayaz-Alkaya & Avşar, 2017). Örneğin erkekler hem zorba hem de kurban olma konusunda kızlara göre bir adım önde yer alırlar. Öte yandan kızlar sözel, erkekler ise fiziksel güç kullanarak kendilerini ifade ederler.

Zorbalık kavramının genellikle okul öncesinden sonraki yaş grubunda bulunan çocuklarla ilgili bir durum olduğu düşünülür. Ancak bu şekilde düşünmek sorunların görülmesinin ve çözüm üretilmesinin önünde bir engel teşkil edebilir. Çünkü küçük yaş grubundaki çocuklar arasında da giderek daha fazla olumsuz davranış kalıpları sergileme, birbirlerine kötü davranma durumları gözlenir. Her çocuğun kişiliği, ihtiyaçları ve gelişimi farklı bir süreç izler. Bu nedenle çocuklara, onların gelişim durumları da gözetilerek yaklaşılması; deneyimledikleri durumları daha kolay anlamlandırmalarını ve anlamalarını sağlar. Bu durum onların sağlıklı bir şekilde gelişmelerine katkı sunar.

Haberin Devamı

NELER YAPILABİLİR?
Akran zorbalığına karşı alınabilecek önlemler ile ilgili velilere ve öğretmenlere yönelik şu öneriler verilebilir.
• MEB’in sunduğu hizmetler: Milli Eğitim Bakanlığı, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü “akran zorbalığı” konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla; öğretmen ve veli gibi paydaşlar için çeşitli broşürler, sunular ile okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine yönelik hikâye kitapları hazırlar. Ayrıca öğrencilere yönelik farkındalık programları ile akran zorbalığı yapan ve/veya akran zorbalığına maruz kalan öğrencilere yönelik psikoeğitim programları düzenler (Bkz. MEB-ORGM, 2022).

• Ailede iyi ilişkilerin etkisi: Araştırmalar arkadaş, kardeş ve ebeveynleri ile iyi ilişkiler kuran çocukların zorba veya kurban (mağdur) olma olasılıklarının düşük olduğunu gösterir. Bu saptamadan hareketle öncelikle aile içinde çocukla iyi bir iletişim kurmanın ailenin öncelikleri arasında olması gerektiği söylenebilir. Aslında ailede sağlıklı bir iletişim ortamının varlığının, çocuğun her türlü gelişiminin sağlıklı olması açısından zaten önemli olduğu unutulmamalı.

• Yine araştırmalarda, iyi düzeyde aile desteği alan ergenlerin daha az siber zorba davranışlarda bulundukları belirtiliyor. Bu değerlendirme okul öncesi çağ çocukları için de geçerli. Olumsuz davranışlar sergileyen, akranlarına zorbalık yapan bir çocuğun bu davranışlarını değiştirmesi sürecinde ailesinin kendisine vereceği destek önemli.

• Sosyal çevrenin tutumu: Akran zorbalığının gelişmesinde sosyal çevrenin tutumu önemli. Bu nedenle çocukların kimlerle etkileşim içinde bulundukları kontrol edilmeli. Bu doğrultuda, çocuğun çevresinde olumsuz tutumları olanların varlığı tespit edildiğinde, bu durumun kontrol altına alınması konusunda gerekli girişimlerde bulunulması gerekiyor. Bu amaçla örneğin, çocuğun okulundaki öğretmenler, yöneticiler ve rehber öğretmenlerle iletişime geçilebilir.

• Soğukkanlı davranmak, model olmak: Yaşanan bir zorbalık olayından sonra ortamdaki ebeveyn, öğretmen ve diğer yetişkinlerin soğukkanlı davranmaları ve çocuğu sakinleştirmeleri önem arz eder. Çünkü yetişkinlerin verdikleri duygusal tepkiler, çocuğun tepkisinin nasıl olacağını da belirler. Örneğin ebeveynler korku, telaş, endişe gibi tutumlarını çocuğun yanında yansıtırlarsa, bu durum çocuğun yaşadığı olumsuz durumun etkisini arttırır. Başka bir ifadeyle, ebeveynler davranışlarıyla çocuklara olumlu bir model olmalı, çocukla empati yapmalı, anlayışlı ve saygılı bir tutum içinde davranmalı. Küçük yaş grubundaki çocuklarda empati konusunda sıkıntılar yaşanabilir. Bu nedenle, onlara başkalarının duygularını anlama ve paylaşma becerilerini kazandırmak da önemli.

• Akran zorbalığına uğrayan çocukla iletişim: Akran zorbalığına uğramış bir çocuğun ebeveynleri çocukla güven verici bir tarzda iletişim kurarak neler yaşandığı konusunda onunla konuşmalı. Bu süreçte çocuğu yargılamadan dinlemek önemli. Çünkü zorbalığa uğramış olmayı kendisinin bir hatası olarak değerlendirebilen çocuk içine kapanabilir, özgüvenini kaybedebilir. Yaşanan bu olumsuz sürecin yani zorbalığa uğramanın onun bir hatası olmadığını onu ikna edecek şekilde açıklamakta yarar bulunur. Kısaca zorbalıkla baş edebilmesi için çocuğa yardım eli uzatılmalı.

• Yetişkinlere danışılması konusunda cesaretlendirmek: Çocuklar, olumsuz bir durumla karşılaştıklarında suçluluk duygusuyla konuyu büyüklerine açmak konusunda tereddüt yaşayabilirler. Bu nedenle akran zorbalığı gibi bir sorun yaşandığında, destek alabilmeleri için bir yetişkine veya eğitimciye başvurmaları konusunda cesaretlendirilmeli. Bu bağlamda güvenilen bir yetişkinle iletişim kurulması, sorunu çözüm yolunda önemli bir başlangıç olur.

• Özgüven kaybını telafi etmek: Zorbalığa uğradığı için incinen özgüvenini yeniden kazanabilmesi için çocuğun olumlu özellikleri öne çıkarılabilir. Bu arada özgüvenin yeniden geliştirilmesi için çocuğun kendisini yeniden keşfedebileceği, çevrimiçi ortamlardan uzak farklı hobi ve deneyim odaklı etkinliklere dahil olmasına yardımcı olunabilir.

• Öğretmen-uzman desteği almak: Bazen deneyimlenen akran zorbalığının yoğunluğu nedeniyle ebeveynlerin çocukla iletişimleri yeterli olumlu sonuca götürmeyebilir. Bu gibi durumlarda okuldaki öğretmenleriyle ve eğer varsa rehber öğretmenle veya psikolojik danışmanla da görüşülebilir. Onlarla iş birliği yapılarak çocuğun yaşadığı olumsuz süreci daha kolay atlatmasına destek verilebilir.

• Çocuğun ekran süresini kontrol etmek: Araştırmalar çocukların ekrandan öğrendikleri birtakım davranışların akran zorbalığına katkı sunduğunu gösteriyor. Bu nedenle ailenin, çocuğun televizyonda hangi programları izlediğini veya tablet/bilgisayar/akıllı telefon gibi cihazlarda nelere maruz kaldığını izlemesinde yarar var. Ayrıca çocuk için uygun olduğu düşünülen sosyal medya, oyun ve web ortamları ile video uygulamalarının, çocukla iletişim içinde bulunularak belirlenmesi ve sürecin denetlenmesi uygun olur.

• Okullarda paydaşlara yönelik eğitim hizmetlerinin sunulması: Çocuklar bazı davranışlarının akranlarına zorbalık anlamına geldiğini dahi bilmiyor olabilirler. Bu bağlamda öğrencilere yönelik konuyla ilgili bilgilendirmelerin yapılması, zorbalıkla ilgili farkındalıklarının artırılması için tiyatro oyunları gibi etkinliklerin düzenlenmesi bu sürece önemli katkılar sunabilir.

• Araştırmalar öğretmenlerin de zorbalıkla ilgili farkındalıklarının artırılmasının önemli olduğuna işaret eder. Bu doğrultuda onlara yönelik seminer, webinar, konferans gibi etkinlikler düzenlenebilir. Öte yandan aynı eğitimlerin paralel bir şekilde okulun diğer bir paydaşı olan ebeveynlere de sunulmasında yarar bulunur.

• Akran zorbalığının nedenlerinin araştırılması: Okulda zorbalık yapan çocuklar belirlendiğinde o çocukların neden zorbalık yaptıklarının araştırılması çözüme yönelik önemli ipuçları sağlayabilir.

• Zorbalığa maruz kalan öğrencilere psikolojik destek hizmetlerinin sunulması: Okulda zorbalığa maruz kalan öğrencilerin, kişisel ve akademik anlamda sağlıklı olabilmeleri için desteklenmeleri ve korunmaları amacıyla gerekli önlemler işe koşulmalı. Bu doğrultuda eğer gerekiyorsa kurum dışından uzman desteği de alınabilir ve bu konuda çeşitli iş birlikleri yapılarak çocuk yönlendirilebilir.

• Çocuğun sosyal beceri gelişiminin desteklenmesi: Okul öncesi çağındaki çocuklar arasında fiziksel temas, oyuncakların alınması veya sözlü saldırılar şeklinde zorbalık davranışları gerçekleşebilir. Öte yandan, çocukta gözlenen bu davranışlarda herhangi bir kasıt söz konusu olmayabilir. Çocuklar bazen sosyal becerilerini geliştirme konusunda zorluklar yaşayabilirler. O olumsuz davranışların temel nedeni de bu eksiklikleri olabilir. Bu bağlamda sosyal becerilerini geliştirmek üzere çocuklara; paylaşma, beklemeyi öğrenme, duygusal ifade ve empati konularında rehberlik yapmak önemli.

• İletişim becerileri: Her çocuğun gelişimi aynı şekilde gerçekleşmeyebilir. Bazı çocuklar duygularını kolayca ifade etmeyi öğrenmişken bazı çocukların, duygularını ifade etme ve sorunları çözme becerileri konusunda eksikleri olabilir. Çocukların başkalarıyla uyum içinde iletişim kurmayı ve duygusal ihtiyaçlarını ifade etmeyi öğrenmelerini sağlamak, zorbalığı önlemeye de ciddi katkılar sunabilir.

• Okul-aile iş birliği: Öğretmenlerin ebeveynlerle iş birliği yaparak, çocuğun sosyal davranışları konusunda birlikte çalışmaları önemlidir. Bu süreçte paydaşlar arasındaki tutarlı yaklaşımlar, çocuğun davranışlarını anlamasına ve uygun bir şekilde tepki vermesine yardımcı olabilir.

• Müdahale türleri: “Siber zorbalıkla ilişkili faktörler ve olası çözüm önerileri üzerine bir inceleme” başlıklı bir çalışmada (Yiğit & Seferoğlu, 2017) sanal zorbalıkla ilgili çözüm önerileri “empati tabanlı müdahaleler, öfke kontrolü, değerler eğitimi, siber zorbalık müdahale programları, medya kullanım eğitimi, okul içi müdahaleler, aile içi müdahaleler” şeklinde özetleniyor. Bu müdahale önerileri incelendiğinde, bu önerilerin hem sanal zorbalıkla hem de geleneksel zorbalıkla mücadelede başvurulabilecek öneriler olabileceği anlaşılıyor. (Ayrıntılı bilgi için Bkz. Kaynakça)

Bütün bu çözüm önerileri öncelikle çocukların akran zorbalığıyla ilgili farkındalıklarını geliştir. Öneriler ayrıca bu sorunun çözümüyle ilgili gerekli önlemlerin alınması ile sorun yaşayanlara ihtiyaç duydukları desteklerin sunulması süreçlerine de katkı sağlayabilir. Göz bebeğimiz çocukların kendilerini güvende hissetmeleri her şeyden önemli. Bunun için de başta eğitimci ve aileler olmak üzere okulun bütün paydaşlarının iletişimde kalmaları büyük önem taşıyor.

Kaynaklar/Kaynak Önerileri
* Ayaz-Alkaya, S., & Avşar, F. (2017). Okul çağı çocuklarının akran zorbalığı durumları ve atılganlık düzeyleri ve ilişkili faktörlerin incelenmesi. Hemşirelikte Eğitim ve Araştırma Dergisi, 14(3), 185.191.
* Bulut, E.; & Seferoğlu, S. S. (2018). Ortaokul öğrencilerinin, öğretmenlerin ve velilerin sanal zorbalık farkındalık düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi. Uluslararası Çocuk ve Bilgi Güvenliği Kongresi. 11-13 Nisan 2018, BTK, Ankara.
* Çelen, F. K., Çelik, A., & Seferoğlu, S. S. (2016). Ortaokul öğrencilerinin sanal zorbalık ve internet saldırganlığı durumlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi. 25. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi (UEBK 2016) Bildiri Özetleri Kitabı, 27-28. İstanbul Kültür Üniversitesi, Ulusal Eğitim Dernekleri Platformu-ULED ve Pegem Akademi, 21-24 Nisan 2016, Antalya.
* Çelik, A., Çelen, F. K., & Seferoğlu, S. S. (2015). Ortaokulda siber zorbalık. XVII. Akademik Bilişim Konferansı (AB15), 4-6 Şubat 2015, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.
* Dilek-Çin, B., Özel, Ö. & Ünüvar, P. (2023). Okul öncesi dönem çocukların izlediği çizgi filmlerin akran zorbalığı açısından incelenmesi: Rafadan Tayfa örneği. Uluslararası Temel Eğitim Çalışmaları Dergisi, 4(2), 43-53.
* Durak, H., & Seferoğlu, S. S. (2016). Siber zorbalık: Eski bir toplumsal sorunla ilgili yeni tanımlamalar, bakışlar, değerlendirmeler. A. G. Baran & M. Çakır (Ed.). İnter-disipliner yaklaşımla gençliğin umudu toplumun beklentileri (ss. 167-187). Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara.
* Gölpek-Sarı, F., & Seferoğlu, S. S. (2019). Ortaokul öğrencilerinin sanal zorbalık farkındalık durumları ile sanal zorbalık yapma ve mağdur olma durumlarının incelenmesi. Online Journal of Technology Addiction & Cyberbullying (OJTAC), 6(1), 56-76.
* Gülmez, A. P. (2019). Okul öncesi dönem çocuklarının annelerinin duygusal zeka düzeyleri ile çocuklarının akran zorbalığı düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 12(64), 605-611.
* Gün, R. Ş., & Gültekin-Akduman, G. (2022). Okul öncesi çocuklarının psikolojik sağlamlıklarının akran zorbalığı davranışları ile ilişkisi. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi (TEBD), 20(1), 107-123. https://doi.org/10.37217/tebd.1019516
* MEB-Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü (MEB-ORGM) (2022). Akran zorbalığı. Milli Eğitim Bakanlığı, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara. [Çevrimiçi: https://orgm.meb.gov.tr/www/akran-zorbaligi/icerik/2085, Erişim tarihi: 24.11.2023.]
* Seferoğlu, S. S. (2022). Erken çocukluk döneminde teknoloji kullanımı: Çevrim içi riskler, fırsatlar ve dijital bağımlılık. D. Altun & F. Tantekin-Erden (Ed.). Erken çocukluk döneminde dijital teknoloji. Uygulamalar, araştırmalar ve eğilimler (Bölüm 1. ss. 1-41). Nobel Yayıncılık.
* Ural, G., Gültekin-Akduman, G., & Şepitci-Sarıbaş, M. (2022). Okul öncesi çocuklarının akran zorbalığına maruz kalma düzeylerinin bazı değişkenlere göre incelenmesi. Kalem Eğitim ve İnsan Bilimleri Dergisi, 12(1), 313-337.
* Uysal, H., & Dinçer, Ç. (2012). Okul öncesi dönemde akran zorbalığı. Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 5(4), 468-483.
* Yenilmez, Y., & Seferoğlu, S. S. (2013). Sanal zorbalık ve öğretmenlerin farkındalık durumlarına bir bakış. Eğitim ve Bilim, 38(169), 420-432.
* Yiğit, M. F., & Seferoğlu, S. S. (2017). Siber zorbalıkla ilişkili faktörler ve olası çözüm önerileri üzerine bir inceleme. Online Journal of Technology Addiction & Cyberbullying (OJTAC), 4(2), 13-49. [Çevrimiçi: https://yunus.hacettepe.edu.tr/~sadi/yayin/Yigit-Seferoglu_SiberZorbalik_OJTAC-2017-4(2)13-49.pdf, Erişim tarihi: 24.11.2023.]

PROF. DR. SÜLEYMAN SADİ SEFEROĞLU KİMDİR?
Hacettepe Üniversitesinde öğretim teknolojileri alanında öğretim üyesi olarak çalışan Süleyman Sadi Seferoğlu Lisans eğitimini “Radyo-TV” ve “Eğitim Bilimleri” alanlarında Ankara’da tamamladı. Lisansüstü derecelerini ABD’de Columbia Üniversitesinden aldı. Columbia Üniversitesinde araştırmacı olarak eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımı konusunda doktora sonrası çalışmalarda bulundu. 1998 Yılında Hacettepe Üniversitesinde çalışmaya başlayan Dr. Seferoğlu halen aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümünde görev yapıyor.

Dr. Seferoğlu, eğitimde dijital teknolojilerin etkin kullanımına yönelik üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle 2022 yılında “Hacettepe Eğitime Katkı Ödülü”nü kazandı. “Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı” tasarımı konusunda bir kitabı olan Dr. Seferoğlu’nun, eğitimde teknoloji kullanımının farklı boyutlarıyla ilişkili çok sayıda kitap bölümü, makale ve bildiri çalışması bulunuyor. Eğitimde materyal geliştirme, yeni teknolojiler ve öğrenme, öğretmen yeterlikleri, teknoloji politikaları, çevrimiçi öğrenme, mobil öğrenme, bilgi güvenliği, hizmet öncesi ve hizmet-içi öğretmen eğitimi, İnternet risk ve tehditleri, dijital bağımlılık, sosyal medya, çocuk ve medya mesleki ilgi alanları arasında.

BAKMADAN GEÇME!