Eğitim yeni gelişmelere göre şekillenmeli
Güncelleme Tarihi:
Türkiye Özel Okullar Derneği tarafından düzenlenen 'Eğitimin Dönüşümü' temalı XX. Geleneksel Eğitim Sempozyumu, Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer’in katılımıyla Antalya'da 27-29 Ocak tarihlerinde gerçekleşti.
Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Üyesi, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları, Fransa Büyükelçiliği Eğitim Ataşesi, özel öğretim kurumlarını temsil eden dernek başkanları, TOBB Eğitim Meclisi ve İTO Eğitim Komitesi üyeleri, yurtiçi ve yurtdışından akademisyenler, eğitim uzmanları, basın mensupları, özel okul kurucu, yönetici ve öğretmenlerinden oluşan bin 400’ün üzerinde katılımcı 3 gün boyunca, “Eğitimin Dönüşümü” konusunu 10 konferansta ele alındı. Uluslararası Programlar (IB, AP, Abitur, Fransız Bakaloryası) üzerine gerçekleştirilen oturumla, okullara bu programların da tanıtımı yapıldı. Ayrıca eğitim ve öğretimle ilgili ürün ve hizmetler sağlayan firmalar fuaye alanında dünyada eğitim alanındaki en son gelişmeleri yansıtan ürün ve hizmetlerini katılımcılara sundu. Sempozyumun sonuç bildirgesinde şu başlıklara yer verildi:
ANNE BABALAR SÜRECE DAHİL OLMALI
Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgın sürecinde ortaya çıkan eğitim eksiği teknolojik imkânlar kullanılarak sunulmaya çalışıldı. 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılının başından itibaren ise Milli Eğitim Bakanlığı okulları açmış ve örgün yüz yüze eğitime geçti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın okulların hep açık olması hususunda ortaya koyduğu irade ve kararlılığın ülkemiz için son derece önemli olduğu değerlendiriliyor. Salgın sürecinde edinilen tecrübeler ışığında olağanüstü koşullarla tekrar karşılaşma durumunda eğitim ve öğretimin sürdürülmesi için yetki ve sorumlulukların Bakanlık merkez teşkilatı ile il, ilçe ve okul düzeyinde dağıtılmasının işlevsel olacağı düşünülüyor. İçinde yaşadığımız dönemde sürdürdüğümüz örgün yüz yüze eğitim ve teknoloji temelli uzaktan eğitim ikileminde karşılaştığımız problemler, gerçekler ve beklentiler bağlamında eğitim ve öğretimin yeniden anlamlandırılması ve tanımlanması gerekiyor. Bu çerçevede; eğitim, öğretim ve öğrenmenin sağlanmasında aile okul ilişkisi yeni gelişmelere göre geliştirilmeli. Bu manada belli ölçülerde evin okul, okulun da ev gibi olması için çalışılmalı. Eğitim, öğretim ve öğrenme süreçleri anne babaların da katkılarını sağlayabilecek şekilde yeniden tasarlanmalı.
PROGRAMLAR ESNEKLEŞTİRİLMELİ
Okul öncesinden ortaöğretime tüm eğitim programları esnekleştirilmeli ve sadeleştirilmeli. Uzaktan eğitim artık bir mahkûmiyet değil bir eğitim yöntemi ve fırsatı olarak değerlendirilmeli; bu bağlamda şartların iyileşmesi halinde de uzaktan eğitim fırsatlarından kısmı olarak yararlanmalı. Yeni gelişmeler ışığında okullar asıl işlevlerinin ötesinde birer toplum ve kültür merkezleri haline gelmeli. Tüm dünyada sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal açıdan yoğun bir etkileşim yaşanmaktadır. Bir bölgede ve ülkede yaşanan sorunlar ve çözümler başka bölge ve ülkeleri de etkilemekte, eğitim bu gerçeği dikkate alarak tanımlanmak ve anlamlandırılmak durumunda. Dolayısıyla Türk eğitim sistemi de uluslararası eğitim sistemleri ve modelleri ile uyumlu bir şekilde tasarlanmalı.
YENİLEŞME ÖZGÜN OLMALI
Eğitime dair yenileşme çabaları ve model arayışları özgün bir Türk eğitim ve okul modelinin ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde olmalı. Türk Eğitim ve okul sistemi için gelişmiş ülke modellerini uygulamaya yönelik olarak uzun zamandır sergilenen çabalar başka ülkelerin örnek alacağı ulusal bir modeli yaratma hedefine doğru evirilmeli. Bu manada Türk okulları öğrenimini başka ülkelerde devam ettirmek isteyen gençlerimiz için bir hazırlık adımı olma hüviyetinden arındırılmalı; başka ülkelerin çocukları ve gençlerinin öğrenim görmek için tercih ettiği okullar olmaya çalışmalı. Türk okullarının model okullar olması için eğitime yön vermiş olan Türk otoriteler tarafından yüz yılı aşkın bir süredir dile getirilen ve uygulanan prensipler ışığında şahsiyet kazandıran, üretim odaklı, aidiyet duygusu veren kurumlar haline gelmesi önemli.
FIRSATLAR ARTIRILMALI
Uzaktan eğitimin yaygınlaşması bağlamında eğitime erişimle ilgili imkânı kısıtlı olan aile ve çocuklar için mevcut fırsatlar arttırılmalı. COVID-19’a dayalı salgın sürecinde yaşanan enflasyon ile birlikte özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmelerin ortaya koydukları performans temelinde özlük hakları ve ücretleri ile ilgili iyileştirmeler yapılmalı.
Ortaöğretim kademesindeki Özel öğretim kurumları programlarının başta mesleki eğitimde olmak üzere tüm alanları temsil edecek şekilde çeşitlendirilmesinin Türk Milli Eğitim Sistemi için önemli olduğu değerlendiriliyor.
Hürriyet.com.tr