Afetten etkilenen eğitim

Güncelleme Tarihi:

Afetten etkilenen eğitim
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2024 10:35

Son yüzyılda yaşadığımız afetler ve sonrasında çıkarılmaya çalışılan dersler bugün tekrar gündemimize geldi. Asırlar boyunca toplumlar afetler ile mücadele ederken neden zarar görebilirliğimiz edindiğimiz tecrübeler ile azalmıyor? Neden her defasında yaşanılan olayın şiddeti konuşuluyor? Ya da bizler yönetilebilecek acil durumları yönetemediğimizde olayın şiddetini ve büyüklüğünü konuşarak sorumluluklarımızdan kurtulmaya mı çalışıyoruz? Oysa ki benzer durumlarda daha az zarar gören toplumlar ve yönetim şekilleri örnekleri varken. Sorunun derinliklerine inince karşımıza çıkan en önemli bulgu eğitim. Yani içselleşmemiş, eyleme ve davranışa dönüşmemiş eğitim.

Haberin Devamı

Bilginin davranışa dönüşmesi süreci eğitim olarak tanımlanabilir. İşte bu tanımdan yola çıkarsak her bilgi neden öğrenilemiyor, davranışa dönüşemiyor ya da bir davranışın yerine yenisi olarak gelemiyor sorusu genel bir problem olarak karşımıza çıkıyor.

AFETİ YÖNETMEKGÜNLÜK RUTİNLERİN AKSAMASINI ENGELLER
Gerek ülkemiz gerekse de dünya sıkça ve şiddeti artan bir şekilde afetler yaşıyor. Yaşanılan afetler o kadar büyük zararlar veriyor ki bunu sadece can kaybı ile ifade etmek bile yeterli olmuyor. Çünkü kayıplar sadece afetin yaşanıldığı anı değil sonrasında yaşanacakları da ifade ediyor. Ertelenen eğitim ve öğretim faaliyetleri, barınılamayacak kentler, yapılamayacak tarım, hayvancılık, içilemeyecek sular, kazanılamayacak ücretler afetin can kaybından sonra en çok ifade edilen etkileri olarak sıralanıyor. Afeti yönetmek ile aslında tüm bu olumsuz durumların önüne geçilebiliyor. Afet yönetimi ile toplumların afetlerin etkilerinden en az düzeyde etkilenmesi, can ve mal kayıplarının mümkün olduğunca önlenmesi amacıyla afet öncesinde, sırasında ve sonrasında “hazırlık, acil müdahale, iyileştirme ve zarar azaltma” evrelerinde güçlü adımlar atılabiliyor. Afetin yönetildiği toplumlarda en öne çıkan aksiyon afet öncesi hazırlık ve zarar azaltma safhalarıdır. Planlı bir şekilde hareket ederek öncesinde tedbir alarak günlük rutinlerin aksamasının önüne geçilebilir.

Haberin Devamı

GEÇEN YIL YAĞIŞLAR YÜZDE 27 ARTTI
Son zamanlarda en çok karşılaşılan sorunlardan biri afet veya acil durum riskine karşı eğitim öğretim faaliyetlerinin aksatılması. Ülkemizin son iki yılındaki eğitim öğretim faaliyetlerindeki aksamaları incelediğimizde;
ülkemizin 2022 yılı alansal yağışı 503.8 mm iken 2023 yılı alansal yağışı 641.5 mm olarak gerçekleşmiştir. Türkiye geneli 1991-2020 yılları arası yıllık ortalama alansal yağış miktarı 573.4mm’dir. Buna göre 2022 yılındaki yağışlarda normaline göre yüzde 12.1 ve bir önceki yılın yağışlarına göre yüzde 4.0 azalma meydana gelmişken 2023 yılındaki yağışlarda normaline göre yüzde 11.9 ve bir önceki yıla göre de yüzde 27.3 artma meydana geldi.

EKSTREM OLAYLAR ARTIYOR
Yağışlı gün sayıları, 2022 yılında Marmara Bölgesi’nin doğusu ile Karadeniz Bölgesi’nin tamamında 125 gün, Doğu Karadeniz, Samsun, Kastamonu, Bartın çevrelerinde ise 150 günün üzerinde gerçekleşti. Ege Bölgesi batı kesimi, Mersin, Adana, Karaman, Niğde, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Hakkâri ve Iğdır çevreleri ile Çanakkale’nin batı kesiminde ise yer yer 75 günün altına düştü. 2023 yılında ise ortalama 111 gün yağışlı oldu. Mersin, Karaman Adana’nın güneyi, Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Batman ve Şırnak çevrelerinde 50-75 gün aralığında yağışlı gün gerçekleşirken, Doğu Karadeniz ile Düzce, Samsun, Ardahan çevrelerinde 150 günün üzerine çıktı.

Haberin Devamı

2022 yılı, 1030 ekstrem olay sayısı ile en fazla ekstrem olay yaşanan yıl olarak kayıtlara geçmişken ne yazık ki 2023 yılında bu sayı 1475’e ulaştı. Yani ekstrem olay trendlerinde de özellikle son yirmi yılda artış eğilimi gözlemlenmektedir.

SON 3 YILDA NELER YAŞANDI?
2022 yılı içerisinde oluşan ekstrem olayların büyük çoğunluğunu yüzde 33.6 ile şiddetli yağışların oluşturduğu kayıt edildi. Bu değeri yüzde 21.4 ile fırtına, yüzde 18.5 ile dolu, yüzde 11.7 ile kar takip etti. Diğer ekstrem olaylar yüzde 4.1 yıldırım düşmesi, yüzde 2.7 heyelan, yüzde 2.5 don, yüzde 2.1 çığ, yüzde 1.9 hortum, yüzde 0.9 orman yangını, yüzde 0,3 sis, yüzde 0.2 kum fırtınası şeklinde gerçekleşti. 2023 yılında en tehlikeli ekstrem olaylar ise yüzde 38 ile şiddetli yağış ve sel, yüzde 23 ile fırtına, yüzde 16 ile dolu, yüzde 6 ile yıldırım düşmesi, yüzde 6 ile şiddetli kar, yüzde 5 ile heyelan ve yüzde 2 ile hortum olduğu kayıt edildi. Çığ, don, orman yangını, sis ve kum fırtınası gibi aşırı olaylar toplam olayların yüzde 1’ini veya daha azını oluşturdu.

Haberin Devamı

2022 yılında 346 tane şiddetli yağış sel olayı yaşanmışken bu rakam 2023 yılında 560’a çıktı. Bu durum sonrasında 2022 yılında Antalya, Kumluca , Finike ve Ankara’da birer gün süreyle eğitim öğretime ara verilmişken, 2023 yılında ise İstanbul, Şile, Batman, Zonguldak, Bolu, Salıpazarı, Terme, Sinop, Ayancık, Türkeli, Kastamonu, İnebolu ve Şanlıurfa’da birer gün Samsun ve Diyarbakır’da ise ikişer gün olmak üzere toplam 13 gün süreyle eğitim öğretime ara verildi. 2024 yılında ise bugüne kadar, Şanlıurfa, Antalya ve İzmir Dikili’de meydana gelen sel nedeniyle okullar birer gün süreyle tatil edildi.

AFETİN ÖNCESİ VE SONRASI DÜŞÜNÜLMELİ
Bu durum afeti yönetemeyen, alt yapısı afete hazır olmayan ve afet eğitiminin yerleşmediği toplumlarda olağan bir davranış. Oysa riski azaltmak okulları tatil ederek, eğitime ara vererek değil alt yapıyı güçlendirerek gerçekleştirilebilir. Eğitim öğretim devam ederken yaşanacak olumsuz bir durum önceden planlanmış önlemler ile gülük rutinlerin bozulmadığı bir acil durum seviyesine indirgenebilir.
Afetin etkileri, öncesini düşünerek atılacak adımlar ile aslında azaltılabiliyor. Yani etkin bir mücadele, aslında afet olduktan sonraki arama kurtarma ve medikal müdahale sürecindeki başarı ile ölçülmüyor. Afet olmadan önce alınan yapısal ve toplumsal tedbirler ile afetin etkilerini azaltmak, afet mücadelesi olarak tanımlanabiliyor. Şehirlerimizi doğru alanlarda kurarak, yüz yıllık veriler ile yağışı, rüzgârı ve güneşlenmeyi hesaplayarak alt yapıyı güçlendirerek, ovaya ya da dere yataklarına yerleşim alanlarını kurmayarak eğitim ve öğretim faaliyetlerini devam ettirebiliriz.
Atalarımızın dediği “işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına” sözü risk tabanlı afet yönetiminin özeti gibi görünüyor. Bizler afet öncesi ve sırasında alacağız tedbirler ile aşabileceğimiz afetin etkilerini, eğitimi erteleyerek çözmeye çalışıyoruz. Çözümü yine bilimde arayıp, afeti ve eğitimini doğru öğrenip, afetsiz günler yaşamanız dileğiyle…

Haberin Devamı

DOÇ. DR. AFŞİN AHMET KAYA KİMDİR?
1979 doğumlu Doç. Dr. Afşin Ahmet Kaya 2002 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesinde lisans eğitimini, 2010 yılında ise Atatürk Üniversitesinde Doktora eğitimini tamamladı. 2017-2022 yılları arası Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü Bölüm Başkanlığı ve aynı zamanda Afet Yönetimi Yüksek lisans ve Doktora programlarında da Anabilim dalı Başkanı olarak görev yaptı. Doç. Dr. Kaya 2023 yılından itibaren ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi Afet Eğitimi ve Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezinde görev yapıyor. Afet Yönetimi, Küresel İklim Değişikliği, Atık Yönetimi, Yangın ve Göç konularında uluslararası ve ulusal çalışmaları, TÜBİTAK destekli araştırma projeleri ve danışmanlığını yürüttüğü çok sayıda yüksek lisans ve doktora tez çalışmaları bulunuyor. Doç. Dr. Afşin Ahmet Kaya, evli ve 3 çocuk babası.

BAKMADAN GEÇME!