Müslümanlar için de manevi rehber olacak
Güncelleme Tarihi:
Alman İslam Konferansı (DIK) Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’nin başkanlığında Berlin’de topladı. Konferansta, diğer inançlarda olduğu gibi Müslümanlar için de devlet kurumlarında manevi rehberlerin görevlendirilmesi karara bağlandı.
İLKİ dönemin İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin çağrısıyla 2006 yılında yapılan Alman İslam Konferansı’nın (DIK) 12’ncisi Berlin’de Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’nin başkanlığında toplandı. Konferansın bu yılki konusu ise manevi rehberlerin görevlendirmesi oldu. Almanya’daki Müslüman çatı kuruluşları ülkedeki resmi kurumlarda, diğer inançlarda olduğu gibi Müslümanlar için de manevi rehberlerin görevlendirilmesini talep ediyor. Konferansta çatı örgütlerin talebi olan manevi rehberlerin görevlendirilmesi ele alandı.
HASTANE, ORDU, HAPİSHANE
Konferansta, tıpkı diğer dinlerde olduğu gibi hapishane, ordu ve hastanelerde manevi rehberlerin Müslümanlar için de görevlendirilmesi karara bağlandı. Şimdiye kadar gönüllülük esasında yapılan manevi rehberlik çalışmalarının devlet görevlileri tarafından yapılması da karara bağlandı. Konferans Başkanı Herbert Mertin, Erlangen Üniversitesi Öğretim Üyesi Gülbahar Erdem ve İslam Koordinasyon Konseyi Sözcüsü Erol Pürlü ile ortak basın toplantısı düzenleyen Bakan de Maiziere, İslam Konferansı’nın, Türkiye ile Almanya arasında son günlerde yaşanan siyasi tartışmalar altında toplandığını, buna rağmen verimli bir konferans olduğunu söyledi. Toplantıda Bakan de Maiziere bir soru üzerine, “Biz burada Almanya’daki İslam üzerine toplandık. Gereksiz tartışmalara ve üçüncü kişilerin söz hakkı yok burada” dedi.
RESMİYET KAZANILMALI
İslam Koordinasyon Konseyi Sözcüsü Erol Pürlü, “Almanya’da Müslümanlara yönelik manevi rehberlik hizmeti gönüllülük esasında yapılıyor. Bunun kurumlaşması gerekir. Resmiyet kazanmasını istiyoruz” dedi. DİTİB Genel Sekreteri Dr. Bekir Alboğa ise diğer dinlerde yüz yıllar öncesinde bu mekanizmanın oturduğunu hatırlatarak “Almanya’da manevi rehberlik bir kurum. Müslüman manevi rehberlerin de resmileşmesi gerekir. Orduda bin 500 Müslüman asker var. Cezaevlerinde çok sayıda Müslüman mahkum ve tutuklu var. Tıpkı diğer inanç sahibi askerler ve tutuklular gibi Müslümanlara yönelik de profesyonel hizmet veren manevi rehberler görevlendirilmeli” dedi.
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) yönetim kurulu üyesi Melek Şahin de manevi rehberlik hizmetinin toplum için faydalı olacağını belirterek “Aslında toplum olarak bizde manevi rehberlik yapılıyor. İnsanlar zor günlerinde ailelerinin ve yakınlarının yanında. Ama kurumlaşması gerekiyor” diye konuştu.