ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Rubinstein: Gündem Esad’sız siyasi geçiş

Güncelleme Tarihi:

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Rubinstein: Gündem Esad’sız siyasi geçiş
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2015 01:37

Daniel Rubinstein, bir yılı aşkın bir süredir ABD’nin Suriye özel temsilcisi olarak görev yapıyor.

Haberin Devamı

Rubinstein, Washington yönetiminin Suriye’deki dördüncü yılını geride bırakan krizde son dönemde yoğunlaştırdığı çabaların bir parçası olarak kritik bir diplomatik tura çıktı. Rubinstein’in ilk durağı Cenevre’de BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura ile görüştü. Rubinstein hemen ardından Moskova’da Rus yetkililerle bir araya geldi. Bu ziyaret bir anlamda ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Soçi’de Lavrov ve Putin’le yaptığı zirvenin devamı niteliğindeydi. Moskova’nın ardından ise Rubinstein Türkiye’ye geldi, iki gündür İstanbul ve Ankara’da temaslarda bulunuyor. Türkiye’den sonraki durağı ise Suudi Arabistan olacak. Rubinstein’in gündeminde Suriye’de ılımlı muhalifler üzerinden tasarlanan bir siyasi geçiş süreci için bütün ziyaret ettiği ülkeleri güçlerini birleştirmeye ikna etmek var. Rubinstein, Türkiye ziyaretinin İstanbul ayağında bir grup Türk gazeteciye dosyasının ana parametrelerini anlattı:

Haberin Devamı


ABD yönetiminin Suriye konusundaki mevcut tavrını nasıl özetlersiniz?
Durum aciliyet arz ediyor. Kimse buna karşı kayıtsız kalabileceğini düşünmemeli. Bu krizin maliyetini Türkiye herkesten iyi biliyor. Bizi müttefiklerimizle çabalarımızı ortaklaştırıp siyasi bir çözüm bulmak durumunda bırakan da bu aciliyet. Bu krizin başından bugüne tarafların pek çoğunun ileri geri adımları oldu, bir takım dönüşler de yaşandı. Biz ABD olarak bugüne kadar hep bu krize askeri bir çözüm olamayacağını savunduk. Yaşanan acılara ve istikrarsızlığa sürdürülebilir bir çözümün sadece siyasi bir çözümle mümkün olduğuna inanıyoruz.

Geçmişte Esad yönetiminin de bir şekilde temsilini içeren geçiş dönemi formüllerinin değerlendirildiğini biliyoruz. ABD bugün ne düşünüyor?
Bizim bu süreç için öngördüğümüz bazı ana ilkeler var. Başkan Obama’nın da geçen gün açık bir şekilde ifade ettiği biz Beşar Esad’ın Suriye halkına karşı merhametsiz tutumu nedeniyle uzun bir sure önce meşruiyetini kaybettiğini düşünüyoruz. Kendisiyle ve komşularıyla barışık istikrarlı bir Suriye’nin Esad’ı kapsamayan hakiki bir siyasi geçiş süreci yaşanmadan mümkün olamayacağına inanıyoruz. Biz krize bulunacak siyasi çözümün uluslararası koalisyonun IŞİD’e karşı mücadele çabalarıyla birbirine bağlı olduğuna da inanıyoruz. Birisi olmadan öbürünü gerçekleştirmek çok güç. Yeniden vurgulamak gerekirse; Esad rejimi sorumlu bir tutum izlememiştir. Bu rejim hiçbir zaman ABD’nin bir ortağı olmadı ve bundan sonra da olmayacak. IŞİD’in de hem ABD için hem de bütün bölge için bir tehdit olduğunu da eklemek isterim.

Haberin Devamı

Son dönemde Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’de bir güvenli bölge oluşturulması için Katar’ı da yanlarına alacakları bir anlaşma üzerinde çalıştıkları yönünde haberler çıkıyor. Washington yönetimi bu iddialara nasıl bakıyor?
Bu ülkelerin tek başlarına ya da birlikte herhangi bir adım atıp atmadıklarını kendi hükümetlerine sormanızı öneririm. Ama daha genel bir açıdan şunu söyleyebilirim; biz bu krize sürdürülebilir bir çözümün askeri bir çözümden geçtiğine inanmıyoruz. Bu kesinlikle siyasi bir çözüm olmalı. Elbette bu süreçte siyasi ve ekonomik her türlü baskı aracı kullanılmalı.

‘IŞİD’E KARŞI ANKARA İLE ÇOK DERİN İŞBİRLİĞİ İÇİNDEYİZ’

IŞİD’in Irak’ta Ramadi’yi almasının ardından Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen ismi Senatör John McCain, Obama Yönetimi’ni IŞİD’le savaşta Türkiye’nin desteğini alamamakla eleştirdi. Türkiye’deki üslerin kullanılamamasının neden olduğu dezavantajlara dikkat çekti. Başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki üslerin IŞİD’e karşı kullanımı Türk tarafı ile yaptığınız görüşmelerin gündeminde mi?
Son günlerde çok seyahat ettiğim için Senatör McCain’in yaptığı yorumlardan haberim yok. Şu an için belirli bir tesisin ya da belirli askeri kabiliyetlerin kullanımına dair konuşacak durumum yok. Ancak şunu söyleyebilirim; biz ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğümüz IŞİD’e karşı mücadelede Türkiye ile işbirliğimize çok değer veriyoruz. Ben elbette ki Türk muhataplarımla yaptığım görüşmelerde daha çok diplomatik alana yoğunlaşıyorum. Ama Amerikan ve Türk ordusu arasında çok derin ve yoğun üst düzey temaslar olduğuna emin olabilirsiniz. Türkiye ile çok çok derin bir işbirliği içindeyiz.

Haberin Devamı

‘PYD İLE İLİŞKİMİZ VAR’

Ekim ayında IŞİD’e karşı Kobani’de YPG güçlerinin direnişi sürerken PYD lideri salih Müslim’le Paris’te görüşen ABD yetkilisi sizdiniz. Bugün ABD’nin PYD’ye bakışını nasıl tanımlarsınız? Suriye’nin geleceğinde kuzeyde özerk bir Kürt bölgesi öngörüyor musunuz?
Bize göre Suriye her zaman çok kültürlü bir ülke oldu ve çok kültürlü ama birleşik bir ülke olarak kalmalı. Bunun bizim çıkarımıza olduğuna güçlü bir biçimde inanıyoruz. Bölgeye barış ve istikrarın geri gelebilmesi için bu gerekli. PYD ile liderlik seviyesinde bir ilişkimiz olduğu doğru. Onlar bizim Suriye’de temasta olduğumuz gruplardan sadece bir tanesi. Sünniler, Hıristiyanlar, Asuriler, Türkmenler, Kürtler…biz hepsiyle iletişim içindeyiz. Siyasi bir geçişin başarısı için sadece aktif olarak muhalif gruplar içinde yer alanların değil herkesin sürece dahil olduğundan emin olmalıyız. PYD ülkenin o bölümünde savaş meydanında IŞİD’e karşı sürdürülen mücadelede bir aktör. Ama sahadaki mücadelede önemli olan başka ortaklarımız da var.

Haberin Devamı

Türkiye, PYD’nin PKK’nın kardeş örgütü olduğunu savunuyor. ABD ikisi arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyor?
Bugün sizinle bu konuda paylaşabileceğim bir şey yok. Bizim PYD ile uygun bulduğumuz bir diyaloğumuz var ve bu konuda uluslararası toplumu ve müttefiklerimizi haberli tutmaya çalışıyoruz.

‘EL NUSRA EL KAİDE’NİN SURİYE ŞUBESİDİR’

Önceki yıllarda Türkiye ile ABD’nin Suriye’deki bazı muhalif gruplar konusunda ters düştüğünü biliyoruz. Eski ABD Büyükelçisi Ricciardone Ankara’nın ABD’nin itirazlarına rağmen El Nusra’ya yardım ettiğini açıklamıştı. Bugün Türkiye ve ABD Suriye’deki desteklenecek ılımlı grupların kim olduğu konusunda tam olarak aynı noktada mı artık?
Suriye’deki muhalefetin unsurlarını nasıl gördüklerini Türk yetkililerin kendilerine sormanızı öneririm. Fakat ben ortak bir vizyonumuz olduğunu söyleyebilirim. O vizyon da muhalefetin ılımlı unsurlarını destekleyerek özgürleştirilmiş ve özgürleştirilmeyi bekleyen alanlardaki Suriye halkının korunmasını sağlamayı öngörüyor. ABD’nin El Nusra Cephesi konusundaki pozisyonunda ise bir değişiklik yoktur. El Nusra Cephesi bir terör örgütüdür ve ABD’nin ilan edilmiş düşmanı El Kaide’nin Suriye şubesidir. Dolayısıyla kimsenin ABD’nin bu gruba bakışıyla ilgili bir şüphesi olmamalı. Biz uluslararası toplumdaki tüm dostlarımıza Suriye’deki muhalefete destek verirken çok dikkatli olmalarını salık vermeyi sürdüreceğiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!