DMW Başkanı Meinel: AB yıkılmak zorunda

AVRUPA Diplomatlar Birliği (DMW) Başkanı Günther Meinel, DMW’nin European Business Club, Alman-Türk Sanayi ve Ticaret Odası ile Amerikan Türk İş Geliştirme Derneği desteğiyle düzenlediği 3. İstanbul Uluslararası İş Birliği ve Yatırım Zirvesinde, Almanya ve Türkiye’nin yüzyıllardan beri çok yakın bir ilişki içerisinde olduğunu söyledi.
Türkiye’de Almanya’dan 6 bin 500 yatırımcı olduğunu belirten Meinel, “Ve hepsi çok mutlu. Bundan sonra da Türkiye’de yatırım yapmak istiyorlar” dedi.
Meinel, bu yatırımcıların Türkiye’nin halinin ne olacağına yönelik sorular sorduğunu aktararak, yatırımcılara güven sağlanması halinde Alman yatırımcıların ayağa kalkacağını dile getirdi.
Türk şirketlerinin de Almanya’da 500 bin kişiye iş verdiğini belirten Meinel, “Biz bir kardeşlik birliğiyiz. Bu birliğin yok edilmesine ve burada bir kriz çıkmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Meinel, Türk-Alman ilişkileri arasında asla sıkıntı olmasına izin vermeyeceklerini, diplomatlar olarak bunu hükümetlerle konuşacaklarını söyledi.       

‘HASTA BİR AB’YE Mİ GİRMEK İSTİYORSUNUZ?’

İki ülkenin müzik konusunda da anlaşması gerektiğini anlatan Meinel, “Siyasiler birbirine döndüğü zaman şarkı söyleyeceğiz. Müzik onları kendilerine getirecektir, kalplerine mutluluk katacaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin ekonomik büyümede Çin’den sonra ikinci sırada geldiğini belirten Meinel, şöyle konuştu: “Ben, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında bu kadar büyük büyüme kaydeden bir ülke tanımıyorum. Bana hep, ‘Madem biz Türkler bu kadar başarılıyız o zaman neden AB’ye giremiyoruz?’ diye soruyorlar. Ben de, ‘Şu anki hasta Avrupa’ya üye olmak istiyor musunuz?’ diyorum. AB yıkılmak zorunda. Neden, çünkü temeli sağlam değil. Bir ev yapmışlar ama temeli sıkıntılı. Her fırtınada kapılar yıkılıyor, pencereler kırılıyor. Böyle bir AB uzun vadede var olamaz. Böyle bir AB’ye mi girmek istiyorsunuz. Böyle bir hasta ile evlenip de onun hasta bakımını mı yapmak istiyorsunuz? Sağlam temelli yeni bir AB olması lazım ve böyle bir AB’nin içine Türkiye’nin kurucu üye olarak girmesi gerekiyor. İlla ki böyle yeni bir AB yaratmamız lazım.”

‘BİZ DE YARDIM ETMELİYİZ’

Meinel, bütün dünyayı dolaştığını ve insanlara AB’yi sorduğunu ama halkın AB’yi çok tanımadığını söyledi. İnsanların AB’nin kendi ülkelerine para verdiğini söylediğini aktaran Meinel, AB’nin bir yardım kuruluşu olarak görüldüğünü belirterek “Herkes AB’nin parasını istiyor” dedi.

AB içerisinde diğer AB ülke bürokratlarını bile ikinci sınıf gören bazı bürokratların olduğunu belirten Meinel, bunların Türkiye’ye de ikinci sınıf muamelesi yaptığını dile getirdi. Türkiye’nin başarılarına rağmen hiçbir zaman AB’ye tam üye olarak kabul edilmediğini hatırlatan Meinel, “Kafalarında Türkiye, hâlâ gelişen bir ülke ve Türkiye’nin başarılı olmasından ödleri kopuyor. Maalesef, Türkleri kardeş bir halk olarak göremedik ama bunu yapmalıyız, bu bizim en önemli görevlerimizden birisi” ifadelerini kullandı.
Meinel, medyada Türkiye’nin AB içerisinde olması için hep propaganda yaptığını ve bundan dolayı da tepki aldığını anlattı. Avrupa’nın hiçbir şekilde objektif Türkiye imajına sahip olmadığının altını çizen Meinel, şunları söyledi:
“Türkiye’nin 30 sene önceki halini düşünüyorlar. Medyanın Almanya’da Türkiye hakkında yazdıklarının sonucunda herkes şöyle düşünüyor; ‘Unutalım Türkiye’yi? Artık Türkiye’ye seyahat edemeyiz, Türkiye geriye gidiyor’. Türkiye’de kriz var, yardım etmemiz gerekiyor dediğimiz zaman az insan krizin ne olduğunu biliyor. Evet darbenin getirdiği bir kriz var. Darbe sonrasında temizlik yapılması gerekir ve biz Türk halkıyla dayanışma içinde olmalıyız. Siz çözün dememeliyiz, biz de yardım etmeliyiz.”

‘İÇİMDE TÜRK KALBİ ATIYOR’

“Almanya’daki önemli TV kanallarından ZDF ve ARD’ye gittim ve ‘Ne olur Türkiye’yi kötü anlatmayın’ dedim. Bana verdikleri cevap şu oldu; ‘Efendim Türkiye hakkında olumlu haber yaptığımız zaman haberlerimizi kimse izlemiyor’. Meğer reytingi artırmak için yapıyorlarmış. Bu insanlığa sığmayan bir davranış. Bu sadece şirket menfaati, para...  Bana ‘Yıllardır bu uğurda çalışıyorsunuz, Almanya’da yaşayan ve kendi ülkesinden şüphe eden Türklere bile, ‘Çalışın, çabalayın, ülkenize inanın’ diyorsunuz’ diyorlar. Ben de onlara, ben doğuştan özürlüyüm, Alman olarak doğdum ama içimde bir Türk kalbi atıyor, diyorum.”