GeriSeyahat Deniz ve eğlenceyi seçenler için iyi seçim, üstelik vizesiz
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Deniz ve eğlenceyi seçenler için iyi seçim, üstelik vizesiz

Deniz ve eğlenceyi seçenler için iyi seçim, üstelik vizesiz

Özcan Yüksek (47), 12 Ağustos’ta Bosna Hersek, Hırvatistan ve Karadağ’da bisikletle tura çıktı. Günde ortalama 70 kilometre yol aldı, birçok tarihi kasabada, şehirde, Adriyatik Denizi’nin kıyılarında konakladı. 10 günlük gezisinde en çok etkilendiği kentlerin başında Kotor geliyordu. Yüksek, “Harika Adriyatik manzaraları seyrettim, tarihi dokusu özenle korunan şehri imrenerek gezdim” diyor.

Mesleğiniz nedeniyle yıllardır geziyorsunuz, şimdi sizi en çok hangi coğrafyalar çekiyor?
- Aslında er yere gitmeyi seven biri değilim. Bir yere birden fazla kez gitmeyi severim. Turist gibi, kartpostallara bakar gibi dolaşmak istemem. Tanıyarak, bilerek gezmeyi tercih ederim. 18 yıldır dünyada ve Türkiye’de birçok ülkeye seyahat ettim, Kuzey Kutbu’ndan Namibya’ya çok sayıda bölgede bulundum. Ama tabii henüz ayak basmadığım birçok yer var.

Kotor turistik rotaların üstündeki şehirlerden mi?
- Hırvatistan’ın Dubrovnik şehrine yakın. Otobüsle iki saat sürüyor. Kotor’a Dubrovnik’in küçük bir modeli diyebiliriz. Ayrıca şehir çok ilgi çekici bir coğrafyada bulunuyor, Adriyatik Denizi dar boğazlar oluşturup karanın içlerine uzanıyor ve benzersiz manzaralar sunuyor. Dubrovnik gibi Kotor’a gitmenin bir avantajı vize gerekmemesi. Diğer Avrupa kentlerine göre ucuz olması.

UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ’NDE

Kotor’u nasıl buldunuz?

- Bu şehir deniz ve eğlence sevenlere hitap ediyor. Ama bunlardan daha önemlisi tarihi dokusunu, mimari karakterini çok iyi korumuş. Harcanmamış, yok edilmemiş. İstanbul’da bir camiyi görürsünüz ama semtini dolaşamazsınız, yıkmışlardır, devlet korumamıştır. Turist müzeye gider gibi bir camiye ya da eski bir binaya gider. Kotor’un sokaklarında, dünün dünyasında yürüyorsunuz. Dışarıda sıkılmadan saatlerce vakit geçirebiliyorsunuz. Araçların girmediği kaldırımlara masalar kurulmuş, şaraplar içiliyor. Bazen 100 - 200 yıl öncesinin kostümlerini giyenlere rastlıyorsunuz. Bütün bunlar sizi alıp geçmişe götürüyor. Umarım, İstanbul başta olmak üzere bizim şehirlerimizi de böyle korur ve gerekli düzenlemeleri yaparlar. Kotor ve çevresi Avrupa’nın en ilgi çeken yerleri arasında. Bölge, kıyılarının güzelliği ve tarihi değerleri sayesinde UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmiş. Kotor’un nüfusu, yanı başındaki Dobrata şehriyle birlikte 10 binin üzerinde ama her yıl bundan kat kat fazla ziyaretçi çekiyor.

Nerede kaldınız?
Deniz ve eğlenceyi seçenler için iyi seçim, üstelik vizesiz

- Eski bir taş evde kaldık. Eski konutları turistlere kiralıyorlar. Bir oda maksimum 50 Euro civarında. Bunun dışında otel, pansiyon seçenekleri var. Özellikle apart otel uygulaması çok gelişmiş. Hesaplı bir şekilde konaklayıp, dinlenebiliyorsunuz.

BALKANLARDA BİSİKLETLİYE PASAPORT BİLE SORULMUYOR

Kotor’da vaktinizi nasıl geçirdiniz?

- Çevreyi gezdik, fotoğraf çektik, şehirdeki eski Sveti Ivan Kalesi’ni dolaştık. Buralar Osmanlı’yla batının göğüs göğüse çarpıştığı yerler. O coğrafyada geçmişin izlerini görüyorsunuz. Kotor’da 10-12 küçük meydan var. Taşa oturup saatlerce şehrin güneşini, gölgesini, binalarını, uçuşan çamaşırlarını seyrediyorsunuz. Kotor’daki tarihi yapıların çoğu Venediklilerden kalma. Yine o dönemde inşa edilen şehir surları da hâlâ ayakta. Ayrıca Kotor’un arka tarafında çok yüksek dağlar var. O yalçın dağlarda Sümela’ya benzeyen manastırlar görebiliyorsunuz.

Yemekler nasıldı?
- Adriyatik kıyılarında makarna, pizza gibi İtalyan yemek çeşitleri yaygın. Oraya gidenler muazzam bir mutfak beklemesin. Tabii sahil olduğu için deniz ürünleri de yaygın. Artık Türkiye’de bulamadığımız kokulu domates, şeftali, erik bulabiliyorsunuz.

Gideceklere neler önerirsiniz?
- Yolculuk öncesinde okuyup, araştırmalarını öneririm. Kotor’un coğrafyasını, jeomorfolojik yapısını tanısınlar. Deniz nasıl bir nehir gibi karanın içinde kilometrelerce dolanıyor öğrensinler. Bilinçli seyahat edince daha çok zevk alıyorsunuz. Ayrıca bisiklet, motosiklet, otomobil kiralayabilirsiniz.

Bisikletle gezmenin avantajları neler oldu?
- Tatile bisikletle gittiğinizde genellikle yol parası vermiyorsunuz. Gerektiğinde kampta kalıyor ve her yeri gezebiliyorsunuz. Bu, otomobili olmayan gençler için de bulunmaz bir fırsat. Ayrıca Balkanlar’da bisikletlilere çoğu yerde pasaport bile sormuyorlar. Giriş çıkış damgası vurmuyorlar. O kadar özgür bırakıyorlar.

Siz Kotor’un en çok hangi yönünü beğendiniz?
- Kotor’un en beğendiğim yönü, imrenerek keşfettiğim tarihi dokusu oldu. Bunun İstanbul’da mümkün olmadığını görmek beni çok üzdü. İstanbul’da da, örneğin Süleymaniye Camii’nin etrafında, eski ahşap binaların arasında yürümek isterdim.

Atlas dergisinde seyahatinize yer verecek misiniz?
- Evet. Atlas’ın önümüzdeki sayılarında yer vereceğiz. Ayrıca Atlas’ın ekim sayısında Boşnaklar, Bosna ve etrafındaki ülkelerin tarihiyle ilgili geniş bir dosya yer alacak. Okurlara bu dosyayı da okuyup, incelemelerini öneriyorum.

False