GeriSeyahat Bu dünyanın insanı olabilmek için mümkün olduğunca çok yer görmeli
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bu dünyanın insanı olabilmek için mümkün olduğunca çok yer görmeli

Bu dünyanın insanı olabilmek için mümkün olduğunca çok yer görmeli

Burak Işık uzun süredir peşinde olduğum bir isimdi. Onu Hillsider dergisindeki seyahat yazıları ve fotoğraflarıyla keşfettim. Daha doğrusu, hayranı oldum. Sonra peşine düştüm, bir arkadaşım "Aaa o benim alt komşum yahu" deyince gökte ararken yerde buldum... "Onunla konuşursam fotoğraf ağırlıklı bir yazı olsun, çektiği ilginç fotoğrafların hikayesini anlatsın" diye hayaller kurarken, sanırım hissetti ve aynı şeyi önerdi. İşte size reklamcı ve marka uzmanı Burak Işık’ın (38) dünyanın dört bir köşesinden seyahat anıları.

YAŞLANMADAN, ÇOLUK ÇOCUĞA KARIŞMADAN...

Eşim Payam ile evlendiğimizde, yaşlanmadan ve çoluk çocuğa karışmadan önce mümkün olduğunca çok yere ve uzağa gidelim diye bir karar verdik. Senede iki kere bayramları birleştirerek dokuz-on günlük seyahatlere çıkıyoruz. Gerçekten bu dünyanın insanı olabilmek için mümkün olduğunca çok yer görmek ve anlamak gerek. Zaten biraz dışarı çıkınca, günlük konularımızın ve problemlerimizin ne kadar ufak ve önemsiz olduğunu görüyoruz. En çok insanların fotoğrafını çekmeyi seviyorum. Bir ülkeyi tanımak için önce insanlarını tanımak gerek.

MASAI MARA DUTY FREE’Sİ
/images/100/0x0/55eabb9cf018fbb8f89334ac


Burası Kenya, Masai Mara bölgesi. Nairobi’de dokuz kişilik bir pırpıra bindik. Koltuk numarası falan yoktu; pilot, ağırlığınıza göre, dengeyi sağlayacak şekilde oturtuyor herkesi. Yaklaşık birbuçuk saatlik yolculuktan sonra bomboş bir yere indik. Çocukken futbol oynadığımız ıssız alanlara benziyordu. Kilometrelerce hiçbir şey yok. Terminal binası bile! Sadece bir bank ve kulübeye benzeyen bir bina var, üzeri ondülin kaplı. Yer hizmetlerini, sizi karşılamaya gelen aracın şoförü yapıyor. İlk önce, uçağın kıçı yere düşmesin diye bir sopayla destekleniyor, sonra eşyalar iniyor. O tek kulübe-bina Masai Mara Duty Free Shop’muş. İçeride takdir edersiniz ki çikolata ve parfüm satılmıyordu. İncik boncuk, Masai kumaşları, kola ve su vardı sadece.

BUENOS AIRES’Lİ GÜZEL

Bir şehre gittiğim zaman sadece turistik merkezlerini değil, ara sokaklarını, merkez dışındaki bölgelerini de gezmeyi seviyorum. Mutlaka bir günümü buna ayırıyorum. Bukediyle karşılaşmamız da bu merakım sonucunda oldu. Beş sene önce Buenos Aires’te ara sokaklarda dolaşırken çok güzel bir avlu gördük ve girdik. İçeride bir hareket vardı. Meğerse o gün Arjantin Kedi Güzeli Yarışması yapılıyormuş. Bu Himalayan cinsi kedi, kendi ırkının birincisiydi. Dev gibi, değil mi?

SOKAKTA TANGO

Latin ülkelerinde genellikle sokaklarda tango yaparak para kazananlar, gençlerdir. Filinta gibi delikanlılar, çok güzel esmer kadınlar görürüz. Bu çift de belli ki vakti zamanında öyleymiş. Yaşlanmışlar belki ama yıllara teslim olmamışlar; hálá Buenos Aires’te, San Telmo’da sokakta tango yapıyorlar.

ÇOCUKLUĞUMUZUN SOKAĞI

Pal Sokağı Çocukları, çocukken okuduğum ve çok sevdiğim bir romandı. Hikayenin Budapeşte’de geçtiğini hatırlıyordum. Birkaç sene önce Budapeşte’ye gittiğimde üşenmedim, o sokağı buldum. İşte tabelası!

HİNDİSTAN’DA TOPLU TAŞIMA

Varanasi, Hindistan. Bir baba, tüm ailesini bisikletiyle bir yerden bir yere götürüyor. Daha doğrusu, götürmeye çalışıyor. Fotoğrafa baksanıza, kaç kişi var! Ben dokuz saydım.

BAŞKA DÜNYADAKİ NEPALLİ

Burası Nepal. Fotoğrafı çektiğim yer, kenarında ölülerin yakıldığı bir nehir. Hindistan’da nüfus çok fazla olduğu için, ölüleri gereken sürede yakmıyorlar, aceleci davranıyorlar. Talep çok! O yüzden Ganj nehrinde bol bol kemikle karşılaşabiliyorsunuz. Ama Nepal öyle değil. Ceset kül haline gelene kadar yakıyorlar, sonra bırakıyorlar suya. Fotoğraftaki erkek, bir Sadu. Kenara tünemiş, aşağıda olan biteni seyrediyor. Bir şeyleri aşmış, başka bir dünyada. Vücuduna o rengi veren, yakılan ölülerin külleri. Onlara bulanıyorlar çünkü.

EN SEVDİĞİ 5 YER

Brezilya á Masai Mara (Kenya)á Zanzibar á Katmandu á Positano (İtalya)

seyahatte ne okuyor

Seyahat için aylardır biriktirdiği çizgi romanları: Martin Mystere, Nathan Never ve Dillan Dog. Bir de yeni çıkan Dan Brown romanlarını.

ne yiyor, ne içiyor

Seyahatlerinin amaçlarından biri de yemek. Her şeyi deniyor.

ne giyiyor

Şehirde olduğundan daha rahat olmak kaydıyla siyahtan vazgeçmiyor. Spor ayakkabı ve biri büyük biri küçük iki sırt çantası her zaman yanında.

neyle seyahat ediyor

Uçakla.

nerede kalıyor

Geliştirdiği bir otel seçim yöntemi var: Çiçek desenli nevresimleri ve plastik eşyalar, beş yıldızlı veya iş oteli olmayacak. Geriye ne kalıyor? Butik oteller tabii!

kimle seyahat ediyor

Eşi Payam ile.

çantasının olmazsa olmazları

Fotoğraf makinesi, Lonely Planet rehber, güneş yanıkları ve böcek sokmaları için krem.

oradan ne alıyor

Gittiği her ülkeden Coca Cola koleksiyonu için mutlaka bir şişe veya Coca Cola tasarımları alıyor.
False