'AYM'ye gitmiyoruz, söz miletin'

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında özetle şunları söyledi:

“Kenan Evren’in bile yapamadığını bunlar yapıyor. Bir aileyi tümüyle aç bırakmak kimin görevidir. 12 Eylül’de ihraç edilen akademisyenlerin sayısı 120, 20 Temmuz darbesinden sonra 4 bin 811 akademisyen kapının önüne konuldu. 12 Eylül döneminde tutuklanan gazeteci sayısı 31, 20 Temmuz sonrasında tutuklanan gazeteci sayısı 150’yi aştı. Zalimlikte bir rekor kırdılar. 15 günlük çocuğu annesinden ayırdılar. İnsanda vicdan olur.

MECLİS’İN YANLIŞ HESABI

m Meclis’in yanlış hesabı milletten dönecektir. Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla, AYM’ye gitme yolumuz bulunmaktadır. Ancak sorun salt bir hukuk tartışması değil, halkın konuya doğrudan el koyup, siyasal olarak kesin bir şekilde çözülmesi zorunludur. Halkın egemenliğini koruyacak olan halkın öz iradesi ve gücüdür. Halkın iradesiyle korunamayan bir egemenliğin, başka hiçbir güçle korunması mümkün değildir. Önümüzdeki 60 günü milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Söz konusu olan milletin egemenliği ise bu konuda asıl yüce divan, halkın divanıdır, milletin divanıdır. Bunun için AYM’ye gitmeyeceğiz. Onlar ‘Hayır’ diyenleri terörist, 15 Temmuz yanlısı olarak gösteriyorlar. Biz ne diyoruz? İster ‘Hayır’, ister ‘Evet’ de, bu vatandaşların tamamının başımın üstünde yeri var, diyoruz. Aramızdaki fark, siyahla beyaz kadardır. ‘Hayır’ dediğiniz andan itibaren bu Türkiye, derin ve güzel bir nefes alacak. Biz, CHP olarak bu milletin ferasetine güveniyorum. Son söz milletin divanıdır.”

YAVUZ’LA OSMANLI  DERSİ

KHK ile ihraç edien bir grup akademisyen, dün CHP’nin grup toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu, Soner Demirsoy’un ‘Yavuz’un Çamurlu Kaftanı’ kitabından bir hikâyeyi anımsatarak şöyle konuştu: “Yavuz Sultan Selim, Mısır Osmanlı hanedanına katıldıktan sonra İstanbul’a geri döner. Yanına yolda Anadolu Kazaskeri Kemal Paşazade’yi davet eder. Kemal Paşazade’nin atı bir su çukuruna basar ve oradan sıçrayan çamur Sultan’ın kaftanına gelir. Etrafındakilerin tamamı büyük bir telaşla ve kaygıyla Sultan şimdi ne yapacak diye bakarlar. O bir görevliyi çağırır ve sakin bir ifadeyle, ‘Bir alimin atının ayağından sıçrayan çamur, benim için şereftir. Öldüğüm zaman bu kaftanı böylece sandukamın üstüne koysunlar’ der ve öldüğü zaman o çamurlu kaftan sandukasının üzerine konur. Bunlar diyor ya ‘Osmanlı, Osmanlı’ diye. Osmanlıyı da bilmiyor, alime verilen değeri de bilmiyor.”

PROVOKASYONLARA DİKKAT

Bütün vatandaşlarımdan istirham ediyorum. Provokasyonlara karşı hepimiz dikkatli olmalıyız. Provokasyon yapabilirler, tahriklerde bulunabilirler. Bir minibüste başörtülü bir kızımızın başının zorla açıldığı söyleniyor. Şunu söylüyorum; biz CHP olarak herkesin giyim, kuşamının teminatıyız.
Bir kampanya başlatmışlar ‘CHP 18 yaşta seçilmeye karşı.’ Hiç böyle bir şey söylemedim. Ama üzülerek ifade edeyim, halka doğruyu söylemiyorlar. ‘18 yaşında milletvekili olabilirsin’ diyor, ama devam ediyor ‘Askerlikle ilişiği olanlar milletvekili olmazlar.’ Askerlik yaşı kaç, 21. Gençlerin oyunu almak için onları kandırıyorlar. 18 yaşını aşan ve ilk kez oy kullanacak gençler, bu sahtekarlığa izin vermeyin. Sonra ne dediler, ’18 yaşında milletvekili olur ve onunda askerlikle ilişiği kesilir ve muaf olur’ diyorlar. Kendi çocuğunu yapacak, ömür boyu askerlikten muaf olacak, garip gurebanın çocuğu ne yapacak, El Bab’a gidecek. 

NORMAL REFERANDUM DEĞİL

TBMM’den terörle mücadele için KHK yetkisi alıyorlar, terörle ilgisi olmayan pek çok düzenleme yapıyorlar. Buyurun hocalarımız burada, hocalarımızı kapının önüne koydular. Hangisi terörist Allah aşkına... Sevgili vatandaşlarım vicdanında ölç, tart ve 16 Nisan’da sandığa git. Hangi partiye oy verirse versin bu normal bir referandum değil, Türkiye’nin bekası için, geleceği için, huzuru, barışı için önemli. ‘Hayır’ çıkarsa millet, “Sayın cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekil otur, Sayın Başbakan otur Türkiye’yi adam gibi yönet” diyecek.

Kendilerine samimi bir çağrı yaptım; istediğiniz televizyon kanalı, sizin istediğiniz gazeteciler olsun. Gelin oturalım konuşalım. Vallahi söz veriyorum, bana 15 dakika, onlara yarım saat versinler. Yeter ki oturalım, medeni insanlar gibi konuşalım.