Sel felaketinin düşündürdükleri
Güncelleme Tarihi:
Almanya’da son günlerde 150’nin üzerinde kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketi beni 1970’li yıllara geri götürdü. 3 Ekim 1976 tarihinde yapılan genel seçimler öncesiydi. Ben o zamanlar Bochum Ruhr Üniversitesi’nde Komünikasyon Bilimleri, Siyasal Bilgiler ve Genel Dil Bilimleri öğrenimi yapıyordum.
Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) başbakan adayı da Helmut Kohl.
CDU Lideri Kohl, Schmidt’i ülkeyi sosyalizme doğru sürüklemekle suçluyordu.
O yüzden de CDU, “Almanya sevgisi. Sosyalizm yerine özgürlük. CDU-Güven, Sosyal, Özgür” yazılı afişlerle donatmıştı caddeleri.
SPD de “Almanya modeli” sloganı ve “Halkımıza katkıyı artırmak, halkımızı zarar görmesinden uzaklaştırmak, özgürlük ve adaleti gerçekleştirmek. Bunun için çalışmaya devam edeceğiz” yazılı Helmut Schmidt fotoğraflı afişlerle.
“Dünya ekonomisti” gözüyle bakılsa da, gençler ve sol kesim Schmidt’ten uzaklaşmaya başlamıştı.
İşte tam o dönemde SPD’nin aklına “Krizlerin adamı” sloganı geldi.
Çünkü Helmut Schmidt gerçekten de ‘krizlerin adamı’ydı.
*
17 Şubat 1962’de Hamburg’da yaşanan ve 340 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketi döneminde Helmut Schmidt, Hamburg Eyalet İçişleri Senatörü’ydü.
Felaket başlar başlamaz hiç düşünmeden Alman ordusunu yardıma çağırdı.
Çok iyi ilişkilerinin olduğu NATO birliklerinden yardım istedi.
Helmut Schmidt’in bu kararlı tutumu sayesinde askerler ve helikopterler devreye sokularak sel sularında ölümle boğuşan insanlar hayatta kalmayı başardı.
Federal Meclis’in ve federal hükümetin onayı olmadan askerleri devreye soktuğu için Helmut Schmidt sonradan ‘anayasayı ihlalle’ suçlandı.
Schmidt, daha sonra verdiği bir demecinde, “O akşamki davranışımın anayasaya uygun olup olmadığını düşünecek vaktim yoktu” diyerek, amacının insanların kurtarılması olduğunu vurguladı.
İşte sel felaketi krizini ustalıkla yöneten ‘krizlerin adamı’ Helmut Schmidt, küçük ortak Hür Demokrat Parti (FDP) ile birlikte 1976 seçimlerinden zaferle çıkarak koktuğunu korudu.
1980 yılındaki genel seçimlerden sonra da.
Her ne kadar felaketlerin kazananının olmaması gerektiği halde, Hamburg sel felaketinin sonradan kazananı Helmut Schmidt oldu.
22 Eylül 2002 yılındaki genel seçim öncesi de benzer bir olaya tanık olduk.
SPD’nin başbakan adayı 4 yıldır başbakanlık koltuğunda oturan Gerhard Schröder’di.
Muhafazakâr kanat CDU/CSU’nun başbakan adayı da Bavyera Eyalet Başbakanı Edmund Stoiber.
Yeşiller’le ortaklık eden SPD’li Başbakan Schröder, tüm çabalarına rağmen ekonomik alanda umduğunu bulamamıştı.
İşsiz sayısı da bir türlü azaltılamamıştı.
Kamuoyu yoklamaları hükümet partilerinin kan kaybettiğini gösteriyordu.
13 Ağustos 2002’de sabahın erken saatlerinden itibaren eski Doğu Almanya sınırları içinde kalan Dresden kentinde Elbe Nehri’nin taşmasıyla tam bir sel felaketi yaşandı.
Felaket haberini alır almaz Başbakan Gerhard Schröder, su geçirmez parkasını giyip, çizmelerini ayağına geçirerek Dresden’in yolunu tuttu.
Sel felaketinde 20 kişi yaşamını yitirirken, Schröder, bölgede yaşayan ve felaketten zarar gören insanlara ‘yanınızdayız’ dedi.
Bürokratik işlemlere gerek olmadan zarar gören herkese parasal yardım sözü de verdi.
Sözünü yerine getirdi de.
Otomotiv endüstrisine destek verdiği için ‘Auto Kanzler’ (Otomobil Başbakanı) denilen Schröder, birden ‘krizlerin adamı’ oluverdi.
Ve SPD seçimlerden 6 bin 27 oy farkla da olsa ‘en güçlü parti’ olarak çıkarken, Schröder de koktuğunu korudu.
Yani felaketlerin kazananın olmaması gerektiği halde, Dresden’deki sel felaketinin kazananı Gerhard Schröder oldu.
*
İşte 26 Eylül’de yapılacak genel seçimler öncesi Rheinland-Pfalz ve Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV) yaşanan sel felaketinin acılarını sarmak için politikacılar yollara düştü.
KRV Eyalet Başbakanı ve CDU/CSU’nun başbakan adayı Armin Laschet gece gündüz demeden vatandaşın yanında.
Yardım sözü veriyor.
SPD’nin başbakan adayı olan Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz da.
Her ne kadar felaketlerin kazananın olmaması gerektiği halde, insanın aklına ister istemez “2021’in sel felaketinin kazananı kim olacak?” sorusu geliyor.