Hâlâ hedeften çok uzaktayız

Güncelleme Tarihi:

Hâlâ hedeften çok uzaktayız
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2019 10:42

Aşağı Saksonya Eyaleti’nin başkenti Hannover’de geçen hafta pazar günü Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ikinci turu yapıldı. Seçimlerde, Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) desteklediği bağımsız aday Wolkswagen eski menajeri Eckard Scholz ile Yeşiller’in Türkiye kökenli adayı Eyalet Parlamentosu milletvekili Belit Onay yarıştı.

Haberin Devamı

Hâlâ hedeften çok uzaktayız
YARIŞI seçmenlerin yüzde 52.9’unun desteğini alan Belit Onay kazandı. 
Almanya’da bu bir ilkti.
İlk kez göçmen kökenli, Türkiye kökenli ‘buralı’ biri Almanya’da bir kentin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti.
Bu, aynı zamanda Almanya’da sağ popülistlerin güçlerini her geçen gün artırdığı, ırkçılığın, yabancı, göçmen ve İslam düşmanlığının yükselmekte olduğu bir dönemde önemli bir sinyaldi.
*
Seçim akşamı sonuçlar şekillenmeye başladığında kendimi birden 1980’li yılların başlarında buluverdim.
1981 yılıydı.
Hürriyet gazetesi Avrupa baskılarının merkezi Frankfurt’ta muhabir olarak işe başlayalı bir yıl olmuştu.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) Hannover Teşkilatı’nın 23 üyeden oluşan yönetimine Elçin Kürşat isimli Türkiye kökenli ekonomist-sosyolog da seçilmişti.
Bu Almanya’da bir ilkti.
Partiye isimsiz mektuplar gönderildi.
Açık açık tepki gösteren SPD’liler de oldu.
“Bu Almanya için bir utançtır”, “Yönetimde yabancılar. Bu da ne oluyor?”, “Siz delirdiniz mi?” diyenler, yazanlar oldu.
SPD’nin o dönemdeki ‘anıt adamı’ ve Genel Başkanı Willy Brandt’ın aklından Elçin Kürşat’ı partinin Genel Sekreteri olarak göreve getirmek geçti.
Ancak Alman sosyal demokratların buna hazır olmadığını görmüş olmalı ki, bu düşüncesinden vazgeçti.
Ancak Willy Brandt, 1987 yılında Yunanistan kökenli Margarita Mathiopoulos’u SPD sözcü adayı gösterdi.
Parti içinden yoğun tepkiler geldi
Bunun üzerine Willy Brandt, 1964 yılından beri sürdürdüğü SPD Genel Başkanlığından istifa etti.
Ama zamanla durum değişmeye başladı.
Almanya genelinde ilk kez göçmen ve Türkiye kökenli Sevim Çelebi, Berlin Eyalet Parlamentosu’na 1987 yılında Alternatif Liste Demokrasi ve Doğa Korunması (AL) listesinden milletvekili olarak girdi.
Göçmen kökenliler, Türkiye kökenliler artık çoktan buralı oldukları halde, köklü partiler yıllarca onları görmezden geldi.
SPD’den ilk kez Leyla Onur, 1989 yılında Avrupa Parlamentosu milletvekili seçildi.
1993 yılında Prof. Hakkı Keskin, Hamburg Eyalet Parlamentosu’na SPD milletvekili olarak girdi.
Bu da Hamburg’da bir ilkti.
Bir yıl sonra Leyla Onur SPD, Cem Özdemir de Yeşiller milletvekili olarak Federal Meclis’e girerek bir ilki daha gerçekleştirdiler.
CDU’da da yıllar sonra Emine Demirbüken-Wegner, Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyesi olduğu gibi, partinin ‘prezidyum’ olarak nitelenen ilk 7 yöneticisi arasında yer almayı başardı.
Emine Demirbüken-Wegner Berlin Parlamentosu’na, Serap Güler Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Parlamentosu’na, Türkiye kökenli Yunanistan vatandaşı, Müslüman Cemile Giousouf da Federal Meclis’e CDU milletvekili seçildi.
Cem Özdemir Yeşiller’in Eş Başkanı, Aydan Özoğuz SPD Genel Başkan Yardımcısı oldu.
Zamanla Sol Parti de Türkiye kökenlilere kapılarını açtı.
Hür Demokrat Parti’li (FDP) Mehmet Gürcan Daimagüler, partinin yönetimine, Serkan Tören de Federal Meclis’e girdi.
2010 yılında Almanya Cumhurbaşkanı olan dönemin CDU’lu Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanı Christian Wulff, Aygül Özkan’ı Kadın, Aile ve Uyum Bakanı yaptı.
Bu da bir ilkti.
Bir yıl sonra da SPD’li Bilkay Öney, Baden Württemberg Eyaleti Uyum Bakanı olarak görev aldı.
Aynı yıl SPD’li Dilek Kolat, Berlin Eyalet Çalışma, Uyum ve Kadınlar Senatörü oldu. 2016 yılında da Sağlık, Bakım ve Eşitlik Senatörü.
Aydan Özoğuz da 2013 yılında Federal Hükümetin Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı.
2017 yılında yapılan genel seçimlerde 709 sandalyeli Federal Meclis’e 14’ü Türkiye kökenli olmak üzere 58 göçmen kökenli milletvekili girdi.
Almanya’da yaşayan göçmen kökenlilerin oranı yüzde 22.5’i bulduğu halde, milletvekili oranı yüzde 8.2’de kaldı.
*
Eyalet parlamentolarında ise durum tam bir felakettir.
Saarland’da, Thüringen’de, Saksonya Anhalt’da göçmen kökenli hiç milletvekili yoktur.
16 eyaletin 8’inde ise göçmen kökenli milletvekili oranı yüzde 5’i bile bulmamaktadır.
Bu da Almanya’nın ‘politik eşitlik’ hedefinden hâlâ çok uzakta olduğunu göstermektedir.
Tabii bu göçmen kökenlilerin değil Almanya’nın ayıbıdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!