Gözler yine FDP’ye çevrildi

Güncelleme Tarihi:

Gözler yine FDP’ye çevrildi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2024 10:36

Alman Anayasası’nın 23 Mayıs 1949’da kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde, SPD ile FDP ilk kez 1969 yılında ortaklık ederek iktidara geldi. Sonradan Alman sosyal demokratların ‘anıt adamı’ olarak tarihe geçen Willy Brandt başbakanlığında kurulan SPD-FDP koalisyonu 1982 yılına kadar devam etti. Özel danışmanı Günter Guillaume’un eski Doğu Almanya adına casusluk yaptığının ortaya çıkması üzerine Willy Brandt 1974 yılında istifa etmek zorunda kalırken, yerine parti arkadaşı Helmut Schmidt geçti.

Haberin Devamı

Gözler yine FDP’ye çevrildi
1976 ve 1980’de yapılan genel seçimlerden sonra da SPD-FDP’nin oluşturduğu ‘sosyal-liberal’ ortaklık sürdürüldü.
Ancak 1980 yılındaki genel seçimlerden sonra ortaklar arasında sancılar yaşanmaya başladı.
1973 yılında olduğu gibi 1979/1980’deki petrol krizi nedeniyle akaryakıt fiyatları fırladı.
1970’li yıllardaki ‘ekonomik mucize’ döneminin yerini resesyon (durgunluk) aldı.
İşsiz sayısı 2 milyon sınırına dayandı.
Ekonominin canlandırılması konusunda ortaklar arasında yaşanan görüş ayrılığı adeta kavgaya dönüştü.
Bu yetmiyormuş gibi Varşova Paktı ülkeleriyle anlaşmazlık halinde, NATO’nun Almanya da dahil Batı Avrupa ülkelerine daha fazla orta menzilli nükleer silah konuşlandırılmasını içeren NATO Çift Yön Kararı ortakları iyice birbirine düşürdü.
FDP olumlu bir yaklaşım sergilerken, SPD’de iç kavga çıktı.

Haberin Devamı

‘ÖNERİLER PAKETİ’ SONU GETİRDİ
Aynı günlerde ekonomi ve sosyal politikada yaşanan görüş ayrılıkları yeniden alevlendi.
Hükümetin büyük ortağı SPD vergi artışında ısrar etti.
Küçük ortak FDP buna karşı çıktı.
Taze borç alınmasına da...
Dönemin FDP Genel Başkanı ve Federal Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher, bu gelişmeler üzerine koalisyonu terk etme sinyalleri verdi.
Nitekim FDP’li Federal Ekonomi Bakanı Otto Graf, 9 Eylül 1982’de Başbakan Helmut Schmidt’e partisinin işsizliğe karşı mücadeleyi de içeren bir ‘öneriler paketi’ sundu.
SPD’nin politikasıyla örtüşmeyen talepler içeren bu ‘öneri paketi’ni alan Başbakan Schmidt, FDP’nin koalisyonu terk etmesini beklemedi.
Ve 17 Eylül 1982 tarihinde FDP’ye güveni yitirdiklerini ilan ederek, muhalefetin ‘güvensizlik oylaması’ talep etmesini istedi.
Aynı gün FDP’li 4 bakan istifa etti ve ortaklık bitti.
FDP ‘cephe değiştirerek’, ana muhalefet CDU/CSU tarafında yer aldı.
Ve 1 Ekim 1982’de yapılan ‘yapıcı güvensizlik oylamasında’ CDU lideri Helmut Kohl, CDU/CSU ve FDP’li 279 parlamenterin 256’sının desteğiyle başbakanlık koltuğuna oturdu.
Ve CDU/CSU-FDP ortaklığı, 1998 yılında SPD ile Yeşiller iktidarı devralıncaya kadar devam etti.

Haberin Devamı

GÖRÜŞ AYRILIKLARI VAR
İşte son dönemlerde gözler yeniden FDP’ye çevrildi.
SPD ve Yeşiller ile oluşturulan ‘üçlü koalisyonda’ talepleri dikkate alınmayan FDP’nin, yapılan kamuoyu yoklamalarına göre sistematik olarak oy kaybına uğraması ve Almanya’da bugünlerde genel seçim olsa yüzde 5 barajını aşamayacağının ortaya çıkması üzerine parti içinden ‘koalisyonu terk edelim’ sesleri yükselmeye başladı.
Zira FDP’nin nükleer santralların kapatılmaması talebi dikkate alınmadı.
FDP karşı olduğu halde Yurttaş Parası’na “Evet” denildi.
Çocuk Güvenlik Parası’na da öyle.
FDP karşı çıktığı halde düzensiz göçün engellenmesinde ilerleme kaydedilmedi.
FDP vergi artışına karşı çıkmakta.
FDP taze borç alınmasına karşı çıkmakta.
Başka alanlarda da görüş ayrılıkları yaşanmakta.
Bunları göz önünde bulunduran FDP Genel Başkan Yardımcısı ve Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki, “Bu koalisyon yasama döneminin sonuna kadar gitmez” diyor.
Hatta FDP’li 26 politikacı, ortaklaşa yayınladıkları bir ‘açık mektup’ta, Federal Meclis Grubu’na “Koalisyonu terk edelim” çağrısında bile bulundu.

Haberin Devamı

KURTULUŞ DEĞİL, İNTİHAR OLUR
Evet...
FDP, 1982 yılında ‘cephe değiştirdi’ ama iktidarda kaldı.
Şu anda böyle bir olasılık aritmetik olarak mümkün değil.
Çünkü CDU/CSU ile FDP’nin sandalye sayısı ‘ikili koalisyon’ için yeterli değil.
CDU/CSU, FDP’nin koalisyonu terk etmesini, erken seçim yolunun açılması için istiyor.
Ancak erken seçim FDP için soru işaretleriyle dolu.
Her ne kadar halk SPD, Yeşiller ve FDP koalisyonundan memnun olmasa da koalisyonu terk etmesi halinde seçmenlerin FDP’yi ‘cezalandıracağından’ hareket ediliyor.
Zaten son dönemdeki kamuoyu yoklamaları da bugünlerde genel seçim olsa FDP’nin toplam oyların ancak yüzde 3’ünü ya da 4’ünü alarak barajı aşamayacağını gösteriyor.
Yani FDP’nin koalisyonu terk ederek erken seçim yolunu açması, ‘kurtuluş’ değil, bile bile intihar anlamına gelir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!