Göçmenlerin yaşam hikâyeleri ön yargıları yıkar
Güncelleme Tarihi:
Hessen eyaletine bağlı Oberursel kentinin SPD’li Belediye Başkanı Antje Runge, göçün 60’ıncı yılı nedeniyle uzun bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, “Göçmen kökenli hemşerilerimizi dinlemek ve yaşam öykülerini öğrenmek çok önemli. Ancak bu şekilde günlük yaşamı ön yargılar ve ayrımcılıktan arındırabiliriz” ifadelerine yer veren Runge, şunları söyledi:
“İŞ gücü anlaşmasının 60’ıncı yıldönümü vesilesiyle Oberursel’da yaşayan Türkiye kökenli herkesi yürekten selamlamak ve buradaki toplumsal çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum. Siz olmasaydınız Oberursel ve Almanya’nın şu anda bulunduğu yerde olamayacağına eminim. Oberursel çok kültürlü, çok dinli ve dünyaya açık bir kent. Burada ırkçılık ve ayrımcılığa yer yok. Bunun böyle kalması için burada yaşayan herkesin çaba göstermesi gerekir. Türkiye kökenli toplum, kentteki üçüncü büyük ve etkin bir grubu oluşturuyor. Birçoğu serbest girişimciliğe yöneliyor. İkinci ve üçüncü kuşak artık kendisini burada, memleketinde hissediyor. Almanya vatandaşlığına yöneliyorlar ve kentimizin bir parçası olmuş durumdalar. Birlikte yaşamın başarıldığı görülüyor. Oberursel’de göçmenlere yönelik entegrasyon politikaları 70’li yıllardan itibaren kent yönetimi tarafından toplumsal ve politik tartışmalar kapsamına bilinçli olarak alındı. O zamanlarda kurulan dernekler, göçmenlerin entegrasyonu için çalışmalar sürdürdü, bu çalışmaların 2014’ten itibaren kent yönetiminin görevleri arasına alındı.”
‘ZENGİNLİK OLARAK KABUL EDİLMELİ’
“Göçmenler, çok yönlü, çok renkli kökenleriyle toplumu zenginleştirdi. Ancak, çok kültürlülüğü bir zenginlik olarak kabul ettiğimiz takdirde din, dil, etkin köken nedeniyle yaşanan ayrımcılığı aşabiliriz.” Türkiye kökenli göçmenlere ve Türkiye’ye ilişkin ön yargılarla beslenen tek boyutlu imajı sorgulayan, ırkçılık ve ayrımcılığa dikkati çeken Runge, ön yargılar ve ayrımcılıkla mücadelenin başarılı olabilmesi için göçmenlerle diyaloğun, onların yaşam öykülerinin öğrenilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Belediye Başkanı Antje Runge, 1960’lı yıllardan bu yana Oberursel’da yaşayan göçmenleri temsilen Akpınar ve Soylu ailelerinin öyküsüne de fotoğraflar eşliğinde geniş yer verdi. Runge, 60’lı yılların başında Oberursel’a ilk gelenler arasında Mesudiye-Ordular ile Aksaray-Niğdelilerin çoğunlukta olduğunu, onların ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü kuşağından insanların halen burada yaşadığını ifade etti. Runge, geçen mart ve nisan aylarında gerçekleştirilen belediye başkanlığı seçimlerinde diğer partilerden yedi erkek adayı geride bırakarak seçilmiş, geçen ay görevine başladı.
Başkan Runge’nin açıklamasında yaşam öykülerini anlattığı iki aile:
YÜKSEL-TURAN AKPINAR:
Her ikisi de Çorumlu olan öğretmen çift Akpınar’lar 1982’den bu yana Oberursel’da yaşıyor. Turan Akpınar, 1979’da öğretmen olarak Almanya’ya gelmiş, eşi de birkaç yıl sonra onu takip etmiş. Türkiye’deki 12 Eylül askeri darbesinden sonra memuriyetten ayrılan Akpınarlar, 1985’ten emekli oldukları 2010 ve 2013 yıllarına kadar Oberursel ve çevresindeki okullarda Türkçe ve Türk kültürü öğretmeni olarak çalıştılar. Emekli olduktan sonra da yılın yarısını Türkiye’deki yazlıklarında, yarısını da ikinci vatanları Oberursel’de geçiriyorlar.
HANIM-AHMET SOYLU:
Ahmet Soylu, 1968 yılında çalışmak üzere Oberursel’a geldi. Eşi ve üç çocuğu da 5 yıl sonra. Ailenin dördüncü çocuğu ise Oberursel’da dünyaya geldi. Soylu çifti, emekli oluncaya kadar bu kentteki iş yerlerinde çalıştılar. Şimdi yılın altı ayını memleketleri Tunceli-Ovacık’ta, altı ayını da tüm çocukları ve torunlarının yaşadığı Oberursel’da geçiriyor.