Gıda kalitesinin artmasına ‘evet’ ama fiyat artışına ‘hayır’

Güncelleme Tarihi:

Gıda kalitesinin artmasına ‘evet’ ama fiyat artışına ‘hayır’
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2022 12:34

İnsanların daha sağlıklı beslenmesini ve gıda üretimini daha çevreci ve hayvan dostu hale getirmesini istediğini belirten Federal Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir, ucuz ve sağlıksız gıdaya savaş açmıştı. Gıda ve tarım ürünleri fiyatlarının da artması gerektiğini belirten Yeşillerli politikacı, düşük fiyatların çiftlikleri yıkıma sürüklediğini, hayvan haklarını engellediğini, türlerin yok olmasına sebep olduğunu ve iklimi kirlettiğini kaydederken, “Bunu değiştirmek istiyorum” demişti. Et ve diğer gıda ürünleri fiyatlarının artması anlamına gelen Özdemir’in açıklamalarını, gıda sektöründe öncü Türk girişimcilere sorduk...

Haberin Devamı

BERLİN’in et ürünleri işlemede en büyük imalathanelerinden biri olan Gezer Fleischmanufaktur yöneticisi Kadir Gezer, Alman tarım bakanının açıklamasına destek verdi. “Almanya’da süpermarkette bir kilo kırmızı biberin kilosunun 6.99 euro olduğu yerde, kıymanın kilosu 3.99 euro ise burada bir yanlışlık vardır“ diyen Gezer, hayvanların doğasına uygun olmayan ortamlarda yetiştirildiğini ve bunun da insani bir yanı olmadığını kaydetti.

Gıda kalitesinin artmasına ‘evet’ ama fiyat artışına ‘hayır’
Dedesinin Türkiye’de kasaplık ve hayvan besiciliği yaptığını belirten Kadir Gezer, hayvancılığın aileden gelen bir gelenek olduğunu belirtiyor. Çocukluğunda, hayvanların, doğal ortamlarda nasıl beslendiklerine şahit olduğunu ve günümüzde ise insanların zevk için et tükettiğini vurgulayan Gezer, “Bugün hayvancılığa bakacak olursak hayvan besleme insaniyetin dışında bir şekilde gerçekleşiyor. Yani hayvanlar, yaratılışlarına uygun doğal ortamlarında, onların hakkı gözetilerek yetiştirilmiyor. Et, artık ihtiyaçtan çok zevk için tüketiliyor. İhtiyaç durumunu aşmış durumda. Tamamen zevke bürünmüş. Bir insan her gün et tüketmek zorunda değil“ diye belirtiyor.
Gıda kalitesinin artmasına ‘evet’ ama fiyat artışına ‘hayır’
‘BU ALMANYA’NIN AYIBIDIR’
Almanya’nın gelişmiş bir ülke olmasına rağmen hayvan besiciliğinde seri fabrikasyon usulü hayvan üretimi yaptığını belirten Gezer, “Bu Almanya’nın ayıbıdır. Hayvanlar, doğanın tabiatına göre yetiştirilmeli. Ben et toptancısıyım. Yanımda 150 kişi çalışıyor ve bu insanların maaşlarını ödüyorum. Ama bu bir vicdan meselesi. Çocukluğumda doğal ortamda hayvanların nasıl yetiştiklerini gördüğüm için bu fabrikasyon ve sadece kesilmek için hayvan yetiştirilmesi beni vicdani olarak rahatsız ediyor” dedi.
Gıda kalitesinin artmasına ‘evet’ ama fiyat artışına ‘hayır’
Beyaz et tüketiminde de durumun benzer olduğunu kaydeden Gezer, “Şimdi düşünün, tavuk yumurtluyor, yumurta daha bir gün bile toprağa değmeden, güneş ışığı görmeden, suni ışığın altında civciv oluyor. Civcivler hiç hareket etmeden toprak dahi görmeden sürekli beslenerek 21 gün içinde tavuk oluyor ve kesiliyor. Bırak ayağı toprağa değmeyi güneş yüzü görmüyor hayvan. Ve ondan sonra da bu hayvanın helal olup olmadığını tartışıyoruz“ dedi.

Haberin Devamı

‘DEVLET ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI’
Berlin’in en büyük süpermarket zincirlerinden olan Eurogıda sahibi Celal İrgi ise, bakanın açıklamalarına temkinli yaklaşıyor. Celal İrgi, Tarım Bakanı Cem Özdemir’in kaliteli et tüketimi önerisinin yanlış olmadığını belirtirken, ancak insanların ekonomik gelirlerinin gözardı edilmemesi gerektiğini söylüyor. Berlin’de 14 şubesi olan Eurogıdalar ile 20 yılı aşkın bir süredir hizmet veren Celal İrgi, “Ben tarım bakanının önerisine yüzde 100 karşı değilim. Ancak devlet elini taşın altına koymalı, aksi halde çiftçi üretimden vazgeçmeye başlar. Öncelikle alt yapının ve uygun ortamın hazırlanması gerekir“ dedi. Celal İrgi, Almanya’nın güçlü bir ekonomiye sahip olmasına rağmen, özellikle Berlin gibi şehirlerdeki tüketicinin alım gücünün çok düşük olduğuna dikkat çekti. Artan enflasyon, hayat pahalılığı ve kira fiyatlarındaki artışla birlikte insanların alım gücünün düşmeye başladığını ifade eden İrgi, “Gıda kalitesini yukarı çekerken fiyatlarda ciddi anlamda artarsa alt gelir grubunun bu kaliteli gıdayı tüketmeye gücü yetmez. O zamanda sosyal bir adaletsizlik oluşur. Şu anda organik ürünlerin fiyatları çok yukarıda. Ben de gıda kalitesinin yükseltilmesi taraftarıyım. Ancak bu eşitsizlik yaratmamalı. Bu da devletin üretimde çiftçiye daha fazla destek vermesiyle mümkün olabilir” dedi.

Gıda kalitesinin artmasına ‘evet’ ama fiyat artışına ‘hayır’
‘ŞU ANA KADAR KALİTESİZ GIDA MI TÜKETTİK’
Berlin merkezli Türk-Alman İşverenleri Birliği (TDU) Başkanı Remzi Kaplan da, salgından sonra artan enflasyonla birlikte et fiyatlarının zaten artışa geçtiğine dikkat çekti. Remzi Kaplan, korona salgının dünya çapında neden olduğu ekonomik durgunluğun yanı sıra tedarik zincirindeki sorunlar ve artan petrol fiyatları nedeniyle bunun zincirleme olarak et ve gıda ürünlerine yansıdığını söyledi. Aynı zamanda Kaplan Döner‘in kurucusu olan ve döner imalatçısı olarak Avrupa çapında birçok ülkeye döner ihraç eden Remzi Kaplan, “Aslında tarım bakanının fiyat artışı yönündeki talebine gerek kalmadan pandeminin etkisiyle et fiyatları artmaya başladı.
Gıda kalitesinin artmasına ‘evet’ ama fiyat artışına ‘hayır’
Çiftçiler zor duruma düştü. Bilhassa ette büyük sıkıntılar oldu. Bakanın gıda kalitesinin artmasına yönelik açıklamasından sonra insan şu soruyu yöneltiyor: ‚Acaba şu ana kadar insanlar hep kalitesiz gıda mı tüketiyordu‘. Bence daha dikkat edilmeli. Elbette kastedilen hayvanların daha doğal ortamlarda beslenmesi. Buna kimse karşı değil. Ancak bu olurken, insanların alım gücüne göre fiyat dengesi gözetilmesi lazım. Aksi halde zincirleme olarak ekonomiyi de çok ciddi etkiler. Zaten salgın nedeniyle gastronomi sektörü çok zor durumda kaldı. Bir de plansız bir fiyat artışı iyice darbe vurur“ diye konuştu. Ancak Remzi Kaplan, işlenmiş gıda ürünlerindeki aşırı şeker, yağ ve diğer katkı maddelerine belli standartlar getirilmesinden yana olduğunu da kaydetti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!