Demokrasi projesi AB, ırkçı zengini

�

BİRÇOK Avrupa ülkesinden okuyucular aradı. Kimileri telefon etti, kimileri de e-mail gönderdi. Hepsi de yalnız Fransa ve Almanya’da değil, başka Avrupa ülkelerinde de siyaset yapan göçmen kökenlilerin ırkçılığa uğradıklarına tanık olduklarını söylüyordu.
Evet...
Ne yazık ki yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam düşmanlığı hemen hemen Avrupa ülkelerinin hepsinde yaşanmaktadır.
Zaten yayımlanan yazımın giriş bölümünde ben de bunu vurgulamış ancak diğer ülkelerden örnekler vermemiştim.
Konya’nın Kulu ilçesinde 1972 yılında doğan ve 21 yıldır İsveç’te yaşayan Mikail Yüksel, göçmen kökenlilerin haklarını daha iyi savunabilmek için 2019’da Farklı Renkler Partisi’ni (Nyans) kurdu.
Tabii aşırı sağcılar hemen harekete geçerek Mikail Yüksel’e kin kusmaya başladılar.
İsveç’te yayınlanan bazı gazete ve dergiler de.
Mikail Yüksel’e “Ülkene dön pis domuz”, “Defol git pis Müslüman” içerikli mektuplar gönderildi.
Sosyal medyada tehditler içeren paylaşımlar oldu.

İSLAM DÜŞMANLIĞIYLA OY AVI
Hem İsveç hem de Danimarka vatandaşı olan Danimarka’daki aşırı sağcı ‘Stram Kurs’ (Sıkı Yön) Partisi Lideri Rasmus Paludan, sığınmacı, göçmen ve İslam düşmanlığıyla oy avına çıktı.
Danimarka’nın çeşitli kesimlerinde Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’i yakarak İslam düşmanlığını körükledi.
Aynı ırkçı, bu ‘nefret suçunu’ İsveç’te de defalarca işledi.
İsveç’in başkenti Stockholm’un Södermalm kesimindeki ‘Medborgarplatsen’ (Yurttaş Meydanı) yakınlarındaki caminin önünde Kur’an-ı Kerim yaktı.
Hem de polislerin gözlerinin önünde, hatta ‘polis koruması’ altında.
Danimarka’da Sosyalist Halk Parti eski milletvekili Özlem Sara Çekiç, aktif politika yaptığı dönemde aylarca aşırı sağcı bir kişi tarafından tehdit edildi.
Günde 20-30 kez telefon ederek “Defol git” diyen ve tehditler savuran ‘ırkçı sapık’ sonradan yakalandı ama hesap bile sorulmadı.
İşte bu ‘politik ırkçılık’, İslam ve Müslüman düşmanlıkları İsveç ve Danimarka gibi demokratik hukuk devleti ilkelerinin büyük harflerle yazıldığı İskandinav ülkelerinde yaşandı, hâlâ yaşanıyor da.

PARTİSİNDEN İSTİFA ETTİ
Belçika’da Merkez Hümanist Parti (CDH) Brüksel Parlamentosu eski milletvekili Mahinur Özdemir’e, Alain B. isimli Belçikalı bir iş insanı ölüm tehditleri ve hakaretler içeren mesajlar gönderdi.
Belçika’da ‘başörtülü ilk milletvekili’ olan Mahinur Özdemir’e atfen “Bu kadın neden hâlâ öldürülmedi” diye Facebook’tan mesajlar paylaştı.
2.5 aylık bebeğine “Küçük pis Türk çocuğu” diye hakaretler yağdırdı.
Partisinin sözde 1915 Ermeni soykırımı iddialarını desteklemeyip reddettiği için Mahinur Özdemir CDH’den ihraç edildi.
Ancak aynı Mahinur Özdemir, toplum adına yaptığı başarılı çalışmaları nedeniyle Belçika Kralı Philippe tarafından Kral Leopold Devlet Nişanı’na layık görüldü.
Ödülünü de Brüksel Parlamentosu Başkanı Rachid Madrane takdim etti.
Belçika’da ırkçı ve İslam düşmanı Flaman Menfaati Partisi’nin eski lideri Filip Dewinter, parlamentoda Kur’an-ı Kerim’e hakaretler yağdırdı.

WILDERS’İN PAYLAŞIMLARI
Hollanda’da sözde Özgürlük Partisi (PVV) Lideri aşırı sağcı Geert Wilders, yıllarca yabancı ve İslam düşmanlığı, ırkçılık yaparak oy avına çıktı.
Twitter’dan yaptığı videolu paylaşımda, “İslam’ı durdurun, Ramazan’ı durdurun. Özgürlük. İslam’a hayır” dedi.
2021 yılındaki genel seçim öncesi sürdürdüğü kampanyada, ‘Göçmenlik, Geri Dönüş ve İslam’dan Arındırma Bakanlığı’ kuracaklarını vaat etti.
İslam’ı, totaliter bir ideoloji olarak resmen tanıyacaklarını ilan etti.
“Camiler, İslami okullar ve Kur’an-ı Kerim aracılığıyla İslami ideolojinin yayılması yasaklanacak” dedi.
Yani ülkede İslam düşmanlığını körükledi.

*

İşte ‘medeniyetler projesi’, ‘dayanışma projesi’, ‘özgürlük projesi’, ‘demokrasi projesi’ olarak bilinen Avrupa Birliği’nin (AB) kurucu üyelerinden olan Belçika ve Hollanda’da böyle ırkçılıklar ve düşmanlıklar yaşandı.
Hâlâ yaşanıyor da.
Başka Avrupa ülkelerinde de...