Çamur üstüne çamur

Güncelleme Tarihi:

Çamur üstüne çamur
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2021 11:34

İstanbul-Hamburg seferini yapan Türkiye’deki hava yolları şirketlerinden birine ait bir uçak, 25 Ekim’de saat 13.00’te iniş yapmış. Yolcular indikten sonra hostesler bir yolcunun hâlâ koltuğunda olduğunu görmüş. Yolcunun hiç hareket etmediğini gören ve adeta şoke olan hosteslerin pilotları bilgilendirilmesi üzerine ilkyardım ekiplerine haber verilmiş. Gelen ekip yolcunun yaşamını yitirdiğini saptamış ve otopsi yapılmak üzere cenaze hastaneye götürülmüş.Aradan yaklaşık 2 hafta geçtikten sonra bu haber Hamburg’da yayınlanan bir gazetede yer aldı.

Haberin Devamı

Çamur üstüne çamur


Hemen bu haberin üzerine Almanya’daki bölgeler üstü birçok medya organları da atladı.
Yolcunun ölü olarak İstanbul’da uçağa bildirildiğini bile yazıp çizenler oldu.
Yapılan otopside Covid-19 testinin pozitif çıktığı saptanınca, “Nasıl olur da koronavirüslü birileri uçağa alınır?” diyerek tam bir ‘karalama kampanyası’ başlatıldı.
Ancak çok geçmeden bu yolcunun Almanya’nın Schleswig-Holstein Eyaleti’nde yaşayan 51 yaşında Rus kökenli bir Alman vatandaşı olduğu ve bir hafta önce İstanbul’a gittiği açıklandı.
Hava yolları şirketi de yolcunun iki kez aşı olduğunun yer aldığı ‘aşı pasaportu’ gösterdiğini açıkladı.
Otopside yolcunun ölü olarak uçağa bindirildiği yönündeki iddiaların da tamamen saçma olduğu saptandı.
Ama nedense Alman medyası bunları görmezden, duymazdan geldi.
Madem aşı pasaportu veya negatif test sonucunu gösteren belgesi yoktu, bu yolcunun Hamburg’dan İstanbul’a nasıl gittiğini soran olmadı.
Yani bir yerde ‘çamur at izi kalsın’ taktiği uygulandı.

Haberin Devamı

YAPTIRIM İSTEDİLER
Benzer bir durum son günlerde de yaşanmaya başladı.
Polonya sınırına Belarus (Beyaz Rusya) üzerinden sığınmacılar akın etmeye başlayınca, gözler yine Türkiye’ye çevrildi.
Bazı Alman gazeteleri ‘düzensiz göçmenleri’, yani sığınmacıları İstanbul ve Antalya’dan uçaklara bindirerek Türkiye'nin Minsk’e gönderdiği yalanlarına yer verdi.
Hatta “Kaçak göçmenleri Erdoğan gönderiyor” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çamur atanlar bile oldu.
Tabii bu yalanları yaymaya bazı Alman politikacılar da katıldı.
Hatta Minsk’e düzenli sefer yapan dünyanın önde gelen hava yolları şirketlerinden olan Türk Hava Yolları’na (THY) yaptırım uygulanmasını isteyenler bile oldu.
THY’nin, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine sefer yapmasına izin verilmemesini isteyenler bile vardı aralarında.
Seyahat özgürlüğünden yana olan “Bizim Avrupalılar”, nedense Belarus vizesi olanları Minsk’e götüren THY’ye yüklenmeyi yeğlediler.
Yani elde somut hiçbir veri ve belge olmadığı halde, zaman zaman olduğu gibi yine Türkiye’ye ‘çamur üstüne çamur atmalar’ başladı.
Tabii Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016 tarihinde imzalanan ‘Mülteci-Sığınmacı Sözleşmesi’nin iptal edilmesini gündeme getiren bazı politikacılar da yeniden meydanlara çıktı.
Hem de “AB Türkiye’ye para vermesin. Bu paralar Erdoğan’a gidiyor” diyerek.

Haberin Devamı

ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL
İşte farklı partilerden Federal Meclis’e veya Avrupa Parlamentosu’na girerek Alman halkını temsil ettiklerini düşünen bu politikacıların tutumlarını da yaklaşımlarını da anlamak mümkün değildir.
Türkiye’de 3.5 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyondan fazla sığınmacı yaşamaktadır.
AB şimdiye kadar üye ülkelere gelmelerini ‘engellemek’ amacıyla Türkiye’deki bu sığınmacılara altyapı hizmetleri ve yardım edilmesi için 6 milyar euro ödeme vaadinde bulundu.
Şimdiye kadar da bunun 3.4 milyar eurosunu ödedi.
AB’nin ödediği bu paralar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kasalarına değil, doğrudan projelere ve yerlerinden yurtlarından olmuş, hayatta kalabilme mücadelesi veren bu zavallı sığınmacılara yapılmaktadır.
Bunu hiç şüphesiz “Bu paralar Erdoğan’a gidiyor” yalanına kendi kendilerini de inandırmaya çalışan bazı Alman politikacılar da bilmektedir.
Ama bile bile çamur üstüne çamur atmayı sürdürmekten de nedense hâlâ bir türlü vazgeçmemekteler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!