Bir türlü gerçekleşmeyen eşitlik
Güncelleme Tarihi:
‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ öncesi, dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi Almanya’da da kadın-erkek eşitliği ülkenin gündemine yerleşti. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller’in 7 Aralık 2021 tarihinde imzaladıkları Koalisyon Sözleşmesi’nde, ‘Dünyada kadınların ve kız çocuklarının doğum haklarını, kaynaklarını ve temsilini güçlendirmek ve sosyal çeşitliliği teşvik etmek için feminist dış politika oluşturulması’ yer aldı.
Tabii feminist dış politikanın sadece kadınlara yönelik olmadığının da altını çizdiler.
Feminist dış politikanın kökenleri, dinleri, fiziksel ve zihinsel engelleri, cinsiyetleri ya da cinsel kimlikleri nedeniyle dışlanan herkese dönük olacağını da vurguladılar.
Bakan Baerbock, “Dış politika hizmetimize daha feminen-kadınsı bir yüz kazandırmak ve üst düzey pozisyonlardaki kadın oranını artırmak için çok çalışacağız” derken, Almanya’nın büyükelçilerinin sadece 26’sının kadın olduğunu hatırlatmayı da ihmal etmedi.
Aradan çok geçmeden SPD’li Başbakan Olaf Scholz da ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ vesilesiyle geçen hafta cumartesi akşamı bir video mesaj yayınladı.
Geçmiş dönemlerde önemli gelişmeler kaydedildiği halde, Almanya’da kadın-erkek eşitliğinin hâlâ gereken düzeyde olmadığını söyledi.
Şirketlerin, kurum ve kuruluşların yönetim kurullarında, denetleme kurullarında kadın oranın hâlâ çok düşük olduğunu, fakirlikten kadınların daha çok etkilendiğini, kadınlara erkeklerden daha düşük ücret ödendiğini belirtirken, “Bunu kabul etmek mümkün değil” dedi.
“Şundan eminim ki, kadınların eşit düzeyde söz sahibi olması, ekonominin de politikanın da, kültürün de, toplumun da yararınadır” dedi.
Kadın erkek eşitliğinin sağlanması için hükümet olarak da birey olarak da her türlü çabayı göstereceklerinin, göstereceğinin sözünü verdi.
Scholz, “Bu benim görevimdir. Bu, cinsiyete bakılmaksızın, bizim hepimizin ortak görevidir” dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Federal Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Svenja Schulze
OTOMOBİL KULLANAMIYORLARDI
Evet...
23 Mayıs 1949 tarihinde anayasanın kabulüyle resmen kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nde farklı alanlarda kadın-erkek eşitliği aradan 74 yıl geçtiği halde hâlâ sağlanamamıştır.
Hem de anayasanın üçüncü maddesinde, “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Erkekler ve kadınlar eşit haklara sahiptirler. Devlet, kadın ve erkeklerin eşitliğinin sağlanmasını gerçekten teşvik eder ve var olan dezavantajların giderilmesi için çaba gösterir” denildiği halde.
84.3 milyon nüfuslu Almanya’da 42.8 milyon kadın, 41.5 milyon erkek yaşamaktadır.
Kadınların eğitim düzeyi erkeklerden daha yüksektir.
Yüksek öğrenim yapan kadınların oranı yüzde 45’i bulurken, erkeklerin oranı yüzde 36’da kalmaktadır.
Ama buna rağmen çeşitli alanlarda aynı işi yaptıkları, aynı işyerinde çalıştıkları halde kadınlara yüzde 16’ya varan oranda daha az ödeme yapılmaktadır.
Tabii yalnız Almanya’da değil, aynı durum dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin çoğunda da böyledir.
Almanya’da 1958 yılında Eşit Haklar Yasası uygulamasına kadar kadınların ehliyet alma ve otomobil kullanma hakları yoktu.
1962 yılına kadar kendi adlarına bankada hesap açtırma, 1969 yılına kadar eşleri izin vermeden herhangi bir iş yerinde çalışma hakları da yoktu.
2015 yılında hayata geçirilen yasa sayesinde borsada işlem gören büyük şirketlerin denetleme kurulundaki kadın üye oranı yüzde 37’ye ulaştığı halde, büyük işletmelerin yönetim kurulu başkanı olan kadın yönetici sayısı yok denecek kadar azdır.
POLİTİKACILARIN GÖREVİ
Almanya’da 2020’de 139, 2021’de 121 kadın eşleri veya eski eşleri tarafından öldürülmüştür.
Kadınların yüzde 36’sı fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldıklarını söylemektedir.
Almanya’da 1918 yılında 20 yaşın üstündeki kadın ve erkeklere seçme ve seçilme hakkı verildiği ve 19 Ocak 1919’da yapılan genel seçimlerde Alman Ulusal Meclisi’ne 386 erkek, 37 kadın milletvekili seçilirken, bu alanda da hâlâ ciddi eşitsizlik yaşanmaktadır.
Şu anda geçerli yasalara göre 18 yaşın üzerindeki kadın ve erkekler seçme ve seçilme hakkına sahip oldukları halde, 26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerde Federal Meclis’e giren 736 milletvekilinden sadece 257’si, yani yüzde 34.9’u kadındır.
Yüzde 50 kadın kotası uygulanan Yeşiller’in Federal Meclis’teki kadın milletvekili oranı yüzde 58.8, Sol Parti’nin yüzde 53.8, yüzde 40 kadın kotası uygulayan SPD’nin kadın milletvekili oranı da yüzde 41.7’dir
CDU/CSU’lu milletvekillerinin yüzde 23.5’i, FDP’lilerin yüzde 25’i kadındır. Sağ popülist Almanya için Alternatif’te (AfD) ise bu oran yüzde 13.8’dir. Eşitliğin bir türlü gerçekleşmediği bu demokrasi ayıbını düzeltmek de partilerin ve sorumluluk taşıyan politikacıların görevidir.