Adaletin bu mu Avrupa?

Güncelleme Tarihi:

Adaletin bu mu Avrupa
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2019 10:15

Merkezi Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Avrupa Irkçılıkla Mücadele Ağı (ENAR) kısa bir süre önce ‘Avrupa’da ırkçı suç ve kurumsal ırkçılık’ başlıklı son raporunu açıkladı.

Haberin Devamı

Adaletin bu mu Avrupa
ENAR, 1997 yılında Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ırkçılık ve ayrımcılığa karşı eşitlik, uyum ve temel hakların genişletilmesi yönünde mücadele etmek için sonradan sayıları 600’ü aşan sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından kuruldu.
ENAR’ın 24 AB ülkesindeki gelişmeleri içeren son raporunda, aşırı sağcı ve sağ popülist partilerin güçlerini artırmalarına paralel olarak, Avrupa’da ırkçılığın, yabancı, Yahudi ve İslam düşmanlığının, ırkçı, nefret ve kin suçlarının arttığına dikkat çekildi.
Tabii bunun çoğulcu demokrasi ve toplumsal barış için bir tehdit ve ciddi bir tehlike olduğunun da altı çizildi.
2014-2018 yıllarını kapsayan rapordaki verilere göre, 2017 yılında Avusturya’da 302, Almanya’da 2 bin 365, Danimarka’da 328, Finlandiya’da bin 339, Hollanda’da 876, İspanya’da 530, İtalya’da 828, Polonya’da 887 ırkçı suç işlendi.
İngiltere’de ise kin ve nefret suçu sayısı 74 bin 888’i buldu.
Federal Kriminal Dairesi’nin verilerine göre Almanya’da bu yılın ilk yarısında sığınmacı düşmanlığı motifli 609 suç işlendi.
Bunlar arasında hakaret, kundaklama ve adam yaralama suçları da vardı.
2017 yılında sığınmacı yurtlarına 200’ün üzerinde saldırıda bulunuldu.
Bu rakam, resmi verilere göre geçen yıl 143’tü.
Almanya’da Müslümanları ve camileri hedef alan 813 suç işlendi 2018 yılında.
Bu rakam, 2017 yılında 950’yi bulmuştu.
Bu yılın ilk çeyreğinde Almanya’da İslam düşmanlığı motifli 132 nefret suçu işlenmiştir.
Bu veriler tedirgin edicidir.

*

Haberin Devamı

ENAR’ın raporunda göçmenlerin, göçmen kökenlilerin, Yahudilerin ve Müslümanların yanı sıra bu ülkelerde yaşayan ‘gerçek demokratların’ tedirginliğini artırıcı bir dizi ‘gerçeklere’ de dikkat çekilmektedir.
Avrupa’daki yabancı düşmanlığı, kurumsal ve bireysel ırkçılık yüzünden göçmen kökenliler iş piyasasında dışlanıyor, ayrımcılığa uğruyor ve düşük ücretle çalıştırılıyor.
Özellikle de göçmen kökenli kadınlar.
İş dünyasında yıllardır yaşanan ‘cinsiyet eşitsizliğinden’ en çok göçmen kökenli kadınlar etkileniyor.

*

Haberin Devamı

ENAR’ın raporunda ırkçı, kin ve nefret suçlarının önemli bir bölümünün ilgili makamlar, birimler ve emniyet görevlileri tarafından ‘bilinçli olarak kayıtlara geçirilmediği’ de yer alıyor.
Özellikle de ırkçı ve nefret suçlarının araştırılması, kayda geçirilmesi ve soruşturulması aşamalarında, yargılama sisteminde buram buram ırkçılık kokan ön yargılarla dolu yaklaşımlar sergilendiği de.
Tabii buna bir de ‘nasıl olsa üzerine gidilmeyecek’ diye düşünen göçmen kökenlilerin şikâyette bulunmadıkları eklenirse, kayıtlara geçmeyen ırkçı, kin ve nefret suçlarının resmi verilerden çok daha yüksek olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Bu yalnız Almanya’da değil, diğer AB ülkelerinde de böyledir.
Aslında bu hiç de yeni bir olgu değildir.
Bu, yıllardır bilinmektedir.
Ancak işte bu gerçek, son raporla yeniden resmi kayıtlara da geçmiştir.
ENAR, bu raporu ‘Adalet uçurumu: Avrupa genelinde cezai adalet sisteminde ırkçılık yaygın’ başlıklı bir basın bildirisiyle kamuoyuna duyurdu.
ENAR Başkanı Karen Taylor, “Irkçılık kaynaklı şiddet içeren suç sayısında artış olmasına rağmen, AB ülkelerinde ceza yargılaması sistemleri ırkçı suçların mağdurlarını korumada başarısız” diyor.
Yani AB adalet makamlarının ‘sınıfta kaldığını’ söylüyor bir yerde.
Karen Taylor, “Eğer Avrupa’daki ırkçı, nefret ve kin suçlarının kurbanları için ırkçı adalet hakimse, ceza yargılama sisteminde önemli değişikliğe ihtiyacımız var” diyor.
Ve AB üyesi ülke hükümetleri ile ilgili kurum ve kuruluşlara, adalete güven kaybının engellenmesi için zaman kaybetmeden harekete geçip gereken adımları atma çağrısında bulunuyor.
Bunu, bu ülkelerde yaşayan göçmenler ve göçmen kökenli insanlar da talep ediyor.
Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve hukuk devleti sevdalısı tüm demokrat Avrupalılar da.
Şu andaki ön yargılı davranışları, tutumları, yaklaşımları ve uygulamaları duyunca, okuyunca, görünce ben de kendi kendime “Adaletin bu mu Avrupa?” diye söyleniyorum.
Hatta isyan ediyorum.

Haberin Devamı

Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: Arşiv

BAKMADAN GEÇME!