AB, Yunan zulmüne neden sessiz

Güncelleme Tarihi:

AB, Yunan zulmüne neden sessiz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2022 10:01

Avrupa Birliği (AB) bir medeniyet projesidir. AB bir demokrasi projesidir. AB bir barış projesidir. AB bir adalet projesidir. AB bir dayanışma projesidir. AB bir eşitlik projesidir. AB bir özgürlük projesidir. Bu erdemler uzayıp gidiyor.

Haberin Devamı

AB, Yunan zulmüne neden sessiz

ANCAK zaman zaman yaşanan adaletsizliğe, ayrımcılığa ve dışlamalara bakıldığında, insanın kafasından her şeyden önce “Acaba” sorusu geçiyor.
Nitekim buna 2015-2016 yıllarında Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye üzerinden Balkanlar’a, oradan da diğer Avrupa ülkelerine sığınmaya çalışan insanların çektikleri, daha doğrusu bu insanlara çektirilen çileleri olay yerlerinden yansıtılan görüntülerle tanık olduk.
O insanlarla birlikte sağduyulu herkesin acı çektiğine de tanık olduk.
Suriye’de 2011 yılından başlayan iç savaştan sonra milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye sığındı.
Türkiye ve Türkler bu insanlara kapılarını sonuna kadar açtı.
Ancak 2015 yılında on binlerce Suriyeli daha iyi bir yaşam hayaliyle Avrupa’nın yolunu tuttu.
Bu sayının artması üzerine ‘medeniyet projesi, demokrasi projesi, dayanışma projesi’ ile övünen AB üyesi birçok ülke kapılarını kapadı.
Avusturya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Macaristan “Biz sığınmacı istemiyoruz” dedi.
Aradan çok geçmeden bu ülkeler sınırlarına ‘dikenli tellerden duvarlar’ ördü.

Haberin Devamı

AB, Yunan zulmüne neden sessiz

AB’NİN İMAJINI MERKEL KURTARDI
İki Almanya arasındaki ‘utanç duvarları’ 9 Kasım 1989’da çökerken, Avrupa’nın göbeğinde yeni ‘utanç duvarları’ oluştu.
AB’nin imajını Almanya’nın o dönemdeki kadın Başbakanı Angela Merkel kurtardı.
“Das schaffen wir” (Başarırız, üstesinden geliriz) diyen Merkel, Almanya’nın kapılarını sığınmacılara sonuna kadar açtı.
2015 ve 2016 yıllarında Almanya’ya 800 binin üzerinde sığınmacı geldi.
Türkiye üzerinden Avrupa’ya gelmek isteyen sığınmacıların sayısının artması üzerine Yunanistan ve Bulgaristan da sınırlarını tamamen kapattı.
Ölümü bile göze alarak kara ve deniz yoluyla ülkelerine girmek isteyen sığınmacıları, şiddet kullanarak Türkiye’ye geri itti.
Yunan ve Bulgar askerleri ile polislerinin uyarılarına aldırış etmeyip sınırı geçmek isteyen sığınmacılara ateş bile açıldı.
Birçok sığınmacı yaşamını yitirdi.
Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki Moria sığınmacı kampında tam bir insanlık dramı yaşandı.
İnsan onuruna hiç de yakışmayan biçimde 4 bin kişilik kampa doldurulan 13 bin sığınmacı, diğer AB ülkelerine gidebilmek için hayatta kalabilme mücadelesi verirken tam bir kâbus yaşadı.
Çadırları ateşe veren sığınmacılar ile polis arasında çıkan çatışmada, hayatta kalabilmek için Suriye’deki savaştan kaçan 7 zavallı insan hayatını kaybetti.

Haberin Devamı

AB, Yunan zulmüne neden sessiz

ÇIĞLIKLARI DUYMAZDAN GELDİLER
Bu sürtüşmelerden sonra sığınmacılar yol kenarlarında, ağaçların altında, tarlalarda, hatta mezarlıklarda yatıp kalkmaya başladı.
Aralarında çocukların da bulunduğu bu insanlar, soğuk kış günlerinde üstlerine örtecek bir battaniye bile olmadan “Kurtarın bizi” diye çığlıklar attı.
‘Medeniyet projesi, demokrasi projesi, barış ve dayanışma projesi’ ile övünen AB ülkeleri bu insanların çığlıklarını duymazdan geldi.
Yunanlı sorumluların, daha doğrusu ‘sorumsuzların’ yaptıklarını da görmezden.
Yunanistan sığınmacılara çile çektirmeyi sürdürdü.
Yasa dışı yollarla ülkeye geçmek isteyen düzensiz göçmenlere karşı sağırlığa yol açabilen ses cihazlarını devreye soktu.
200 kilometrelik Türkiye sınırına dijital duvar ve bariyerlerden oluşan güvenlik sistemi kurdu.
Tabii AB’nin paralarıyla.
Yunanistan, Avrupa’ya ulaşabilmek için her şeyi göze alan sığınmacıların bindikleri botları batırıp kendi kara sularına giren bu insanları Türkiye’ye geri itmeyi sürdürürken, AB sessiz ve suskun kalmayı yeğledi hep.
Human Right Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) başta olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların, Yunanistan’da sığınmacıların kaldıkları kampları ziyaret eden Avrupalı politikacılardan oluşan heyetlerin sundukları raporlarda sığınmacılara kötü davranıldığı, kendi adalarına kadar gelmeyi başaran sığınmacıları bile Türkiye’ye geri ittikleri yer almaktadır.
Hatta giysilerinin üzerlerinden çıkarıldığı, paralarına ve telefonlarına el konulduğu bile.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Yunanistan’ın bu insanları sınır dışı etmelerinin uluslararası yasal düzenlemelere aykırı olduğu yönünde karar verdiği halde, Atina ‘bildiğini okumakta’ ısrar ediyor.

Haberin Devamı

AB, Yunan zulmüne neden sessiz

TÜRKİYE’YE ÇAMUR
Yunanistan’a ait Evros’taki bir adada 15’i çocuk 40’a yakın sığınmacı günlerce aç susuz kurtarılmayı bekledi.
Yunan makamlar “Orası Türkiye’ye ait” diyerek kıllarını bile kıpırdatmadı.
Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarakis, daha önceleri de olduğu gibi yine Türkiye’yi suçladı.
Yunanistan’ın eski Maliye Bakanı Yanis Varufakis’in kurduğu sol eğilimli MeRA25’in Basın Sözcüsü Michalis Kritharidis ise “Bir haftadır, 15’i çocuk 40 Suriyeli mülteci, Evros’taki bir adada su, gıda ve herhangi bir bakım almadan terk edilmiş durumda. Sözde Göç ve İltica Bakanımız sorumsuz Bay Mitarakis, yardım çağrılarına gülünç cevaplar veriyor” açıklamasında bulundu.
Yani Mitarakis’i yalan söylemekle suçladı.
Aynı günlerde Bakan Mitarakis, sosyal medya hesabından, 20’ye yakın çıplak adamın yer aldığı bir fotoğraf yayınlayıp, Yunanca ve İngilizce olarak, “Bugün sınırlarda kurtardığımız 92 göçmene Türkiye’nin davranışı medeniyet için bir utançtır” yalanına yer verdi.
Tabii bunun da ‘fake news’ (yalan haber) olduğu ortaya çıktı.
Tabii haksız yere Türkiye’ye çamur attığı da.

Haberin Devamı

AB, Yunan zulmüne neden sessiz

SÖZLEŞME LAFTA KALDI
Avrupa’ya düzensiz göçü engellemesi için Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016’da ‘Geri Kabul Anlaşması’ imzalandı.
Aynı zamanda da Türkiye’ye hem mali yardım hem de ‘vize serbestisi’ sözü verildi.
Türkiye sözünde durdu.
AB kademeli olarak Türkiye’de yaşayan 3.8 milyonu Suriyeli 5 milyonun üzerindeki sığınmacıya destek için 6 milyar Euro katkıda bulunma sözü verdiği halde sözünü tam olarak yerine getirmedi.
Hatta bazı Alman politikacılar, “Erdoğan’a seçim yardımı parası vermeyin” bile dedi.
AB, Türklere vize serbestisi sözünü ise unutuverdi.

AB, Yunan zulmüne neden sessiz

Haberin Devamı

BM’DEN MERKEL’E ÖDÜL
2015 yılında Suriyeli sığınmacılara Almanya’nın kapılarını sonuna kadar açan dönemin Başbakanı Angela Merkel’e bu yıl Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) Nansen Ödülü verildi.
Merkel, Almanya’nın kapılarını sığınmacılara açmaktan gurur duyduğunu söyledi ve “Bu aynı zamanda Alman halkının onurudur” dedi.
Tabii Angela Merkel, “Sezar’ın hakkı Sezar’a” dercesine “Çok sayıda mülteci, anavatanlarından çok uzağa gitmek istemedi. Bu yüzden Türkiye, Orta Doğu’dan 3.8 milyon mülteciyi ağırladı” açıklamasında da bulundu. Yükünün Almanya’dan daha çok olduğunu söyleyip Türkiye’yi övdü.
Yunanistan’ın mültecilere karşı tüm bu olumsuz davranışları herkesin gözü önünde olmasına rağmen maalesef AB sessiz kalmayı yeğledi.
Yunanistan’a bu konuda hiçbir yaptırım uygulamadı.
Polonya ve Macaristan’a hukuk devleti ilkelerine saygı göstermedikleri gerekçesiyle demokrasi dersi veren AB liderleri de nedense Yunanistan’a sessiz kaldı.
Tüm bu yapılan zulümleri görünce insan kendi kendine sormadan edemiyor: “Yunanistan’a sesini çıkaracak, bu zulme dur diyecek bir tane bile sağduyulu Avrupalı politikacı yok mu? Yunanistan’a neden hiçbir yaptırım uygulanmıyor? AB neden bu zulme, bu insanlık dışı tavra sessiz kalıyor?”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!