GeriSeyahat Atlı kızakla göle inmenin sudaki buğuyu izlemenin zevki anlatılamaz
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Atlı kızakla göle inmenin sudaki buğuyu izlemenin zevki anlatılamaz

Atlı kızakla göle inmenin sudaki buğuyu izlemenin zevki anlatılamaz

Türkiye’nin önde gelen fotoğrafçılarından Ersin Alok 11 yaşından bu yana, yani 59 yıldır fotoğraf çekiyor. Üniversitede psikoloji ve gazetecilik öğrenimi gördükten sonra, 1967’de 30 yaşında katıldığı Paris Bienali’nde "İçi Boşaltılmış Koyun Derileri" fotoğrafıyla birinci olunca fotoğrafçılığı meslek seçti. Gezi ve yürüyüş merakı sayesinde bir dönem Türkiye Dağcılık Milli Takımı’na da girdi.

Yeni Zelanda, Güney Kutbu hariç tüm dünyayı dolaştı. Şu anda Mimar Sinan Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Akademi İstanbul’da fotoğrafçılık dersleri veriyor. Hobilerinden biri de kaya üstü fotoğrafları çekmek. Kırgızistan - Sarmaseki’dekiler hariç dünyanın tüm önemli kaya resimlerini fotoğraflamış. 55 yıl önce gidip, doğasına, kültürel zenginliğine vurulan Alok, o günden bugüne Van’a 30’a yakın yolculuk yapmış.

İlk kez 1952’de gittim Van’a. Van Gölü’nün mavisine vuruldum. Bu özel rengi veren gölün derinliği, sularının sodalı olması. Hálá ayakta olan hiyeroglif yazıtlarıyla Van Kalesi, Adilcevaz, Ahlat ve Erciş’e varırken gördüğüm manzara da beni çok etkiledi. Bu kadar yıl geçti, kent pek değişmedi. Bence Van merkezinden çok çevre bölgeleri önemli. Van Müzesi, güzel su anlamına gelen Hoşab Kalesi, Muradiye Şelalesi, son yıllarda yapılan Van Kedi Evi görülmeye değer. Damak tadına düşkün gezginlere Van’ın çeşit çeşit otlu peyniri, dağ çiçekleriyle yapılan reçelleri ve gerçek kebaplarını denemelerini öneririm.

RÖLYEFLERDEKİ BİNBİR ÖYKÜ

Bence Van’ın en önemli yapısı Akdamar Adası’ndaki Kutsal Haç (Ahtamar) Kilisesi. Işık dış cephesinde, gündoğumundan, günbatımına ilerlerken rölyeflerin her karesinde İncil’in bir bölümünü anlatır. 1952’deki ilk gezimde, rölyeflerdeki hareleri fark etmemiştim. Oysa harelerin üstünde oyuklar var, buralarda değerli taşlar varmış. Uzaktan bakıldığında kilise pırıl pırıl görünürmüş. Ahtamar Kilisesi’nin dış mimarisi, rölyeflerden yapılmış üç bölümden oluşur. En alt bölüm bölgedeki bitkilerden hardal otu figürlerini taşır. Hardal otu yaşam iksiriymiş. İkinci bölüm binanın ortasındaki İncil anlatımı. Üçüncü bölümde ise bitkiler, ağaç gölgesi, ayı, üzüm gibi simgelerle bölgenin zenginlikleri anlatır. 915-921 yılları arasında Mimar Manuel yapmış. Kiliseyle ilgili şu öykü anlatılır: Vanlı bir baş keşişin Tamara isimli çok güzel bir kızı vardır. Kız bir Müslüman gence aşıktır. Baş keşiş kızını Akdamar Adası’na yollar. Sevgilisi her gece Gevaş’tan adaya yüzmekte, sabah gün doğmadan geri dönmektedir. Kızının elinde bir ışıkla kayalıklarda sevgilisine yön gösterdiğini öğrenen baba fırtınalı bir akşam elindeki ışıkla kayalıklarda genci yanlış yerlere çekerek yorgun düşürür. Delikanlı boğulur. Ölmeden önceki son sözü "Ah Tamara" olur...

Vanlılar, efsaneler doğrultusunda, dünyanın cennetinde yaşadığına inanır. Ahirette iman, dünyada Van, derler. Haksız
/images/100/0x0/55ea68f1f018fbb8f87e11c2
değiller. Yaklaşık 30 kez gittim. Her seferinde mutlu ayrıldım.

VAN’IN KIŞI ZORLUDUR

Van’da ocağın ortasından şubat sonuna kadar kış çok sert geçer. Kar kalınlığı 40 santimden 2,5 metreye kadar çıkar. Hayat durma noktasına gelir. Gevaş - Ahtamar motorları da çalışmaz, çünkü fırtınanın ne zaman çıkacağı bilinmez. Rüzgarda karaya dönüş zorlaşır. Urartu, Selçuklu, Osmanlı askerlerine ev sahipliği yapan Hoşab Kalesi karların içinde muhteşem görünür. Zaten Van’daki en görkemli yapılardan biridir. Van Gölü soda suyu sayesinde donmaz, kar yağarken gölün üstünden kısım kısım dumanlar çıkar. Bu da nefis bir fotoğraftır. Van yolundaki en zorlu geçitlerden biri Kuzgunkıran. 1980 metre yükseklikteki geçit, genellikle buz tutar, aşmak zordur. Yüksekova - Hakkari otoyolu da buz tutar. Bahçeşehir neredeyse her kış donar, en az üç ay ulaşım kayaklarla yapılır. Van Gölü’ne inen dört kilometrelik yolda, toyka denen atlı kızaklara binerim kimi zaman. İnanılmaz bir histir bu. 200 kilometrelik Tatvan - Van karayolu, konaklayacak yer olmadığı için, risklidir. Yolun başında hava bozarsa yolcuyu çok zorlar. Şubatta başıma korkunç bir olay gelmişti. Saklı Kilise’yi çekmeye giderken manzarayı beğenip otomobilden inmek istedik. Bir anda çevremizi en az 10 aç kurt sardı. Araca kendimizi zor attık.

Kışın Van’a giderken mutlaka kar gözlüğü, gurka denen yün iç çamaşırları, parçalı eldiven, otomobil kullanılıyorsa lastiklere çift kademeli zincir almak gerekir. Özellikle sabahları içinizi ısıtmak için Van kahvaltısı yapmanızda yarar var. Bu kahvaltıda size manda, inek ve koyun sütü verilir, enerji depolamak ve ısınmak için birebirdir. Bölgenin en güzel dönemi mart sonudur. Van Gölü ile gökyüzü aynı ton maviye bürünür.

YÖRÜK KADIN EVLENME TEKLİF ETTİ

Tirişin Yaylası’nda kamp kurduktan sonra eli bohçalı bir kadın geldi. Şöyle dedi: "Sen bu zomanın (kıl çadır) her işini yapıyorsun, yemek yapıyorsun, çadırı kuruyorsun, bulaşıkları yıkıyorsun. Gördüğüm kadarıyla bir avrada ihtiyacın var. Ben çocukları everdim, koca göçtü, yalnız başımayım. Atının yularını tutarım, ocağını yakarım seni beklerim avradın olurum. Gidelim mi?" Hiç böyle bir şey görmemiştim çok şaşırdım. Evli olduğumu, İstanbul’da böyle yaşanmadığını, teklifinden onur duyduğumu söyledim. Nazikçe reddettim. Hiçbir şey söylemeden bohçasını aldı, arkasını dönüp, gitti. Aradan geçen 35 yılda böyle bir mertlik görmedim. Başka bir gezide ise otomobilimle bir sabah Saklı Kilise’ye gittim. Dıştan çok güzeldi. İçine giremiyorduk, çünkü toprak sahibi olan köylü içini ağıl yapmıştı. Fotoğraf için izin alıp girdik. Köylü "İşiniz bitince seslenin" dedi, kapıyı kapatıp gitti. Birazdan geldiğini duyduk, sonra yine gitti. Çıktığımızı düşünmüş, kapıyı kitlemişti. Saatlerce seslendik. Sesimizi duyuramadık. Bir köylü kurtardığında, gece yarısı olmuştu.

EN SEVDİĞİ BEŞ YER

Everest Platosu

Seattle

Rio de Janeiro

Cape Town

Fas

seyahatte ne okuyor

Gittiği yerler hakkında kitaplar

ne yiyor ne içiyor

Gittiği yere özgü

tüm yemekler ve içecekler

ne giyiyor

Mutlaka bot

nerede kalıyor

Köy evleri, pansiyonlar

neyle seyahat ediyor

Her türlü ulaşım aracı

çantasının vazgeçilmezleri

Fener, çakı, ilaçlar, süveter

bol miktarda pil

ne dinler

Sadece doğanın sesini

oradan ne alıyor

Gittiği yere ait el işi objeler, yerel yazarların kitapları
False