GeriSeyahat Ankara’da pasoyla otobüse binen adamdım dünya devleriyle aynı masaya oturdum
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ankara’da pasoyla otobüse binen adamdım dünya devleriyle aynı masaya oturdum

Ankara’da pasoyla otobüse binen adamdım dünya devleriyle aynı masaya oturdum

‘Ben’ dememeye özen gösteren birisi. Kendinden bahsederken cümlelerine ‘biz’ diye başlıyor. Mütevazı ve dışa dönük. Samimi ve doğal davranıyor. Çok fazla olduğu gibi davrandığını ve bunun kimi zaman şaşkınlık yarattığını da itiraf ediyor. Bu hafta Konuk Odası, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’i (47) ağırlıyor

Ayhan Şahenk, başarılı bir işadamı ve güçlü bir baba figürüydü. Ani vefatıyla genç yaşta şirketin başına geçtiniz. Başka türlü bir hayat ister miydiniz?
- Yaptığım işi çok seviyorum. Şirkete gelmeden dışarıda iş tecrübesi edinmiştim. Şirketin içinde de beni iyi eğittiler. Önce babamın hastalığı geldi, sonra 2001 krizi. Hazır olmasak da yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturduk.

Gerçekten hazır olmadığınızı düşündünüz mü?
- İnsan oraya gelene kadar kendinden emin olamıyor. Büyük bir grup... O sorumluluğu almanın yanında, bir imtihan gibi, başarılı olup olmayacağını düşünüyor insan. Ayhan Bey’in “En değerli sermayem beraber çalıştığım insanlardır” lafını hiçbir zaman unutmadım. Kimseyi çalışanım gibi görmem, hep birlikte çalışıyoruz.

Peki hayata bir adım önde başladığınızı söyleyebilir miyiz?
- Önde başlamadım ama liseyi İsviçre’de 30-40 milletten gelen öğrencilerle bir arada, yatılı okudum. Küreselleşmeyi, enternasyonal düşünmeyi orada öğrendim. Şimdi iş seyahatlerimde gittiğimiz ülkenin dilinde, lisedeyken öğrendiğim, birkaç cümle söylüyorum. Hep etkileyici oluyor! Okul yaşamı, beni yaşam okuluna hazırlamış.

Yapmak isteyip, yapamadığınız şeyler oldu mu?
- Hayatta yapmak istediklerinizi rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Türkiye’yi daha ileri götürmek için ürün, marka, ortaklık, vs. hepsine olumlu bakıyorum. Ama bunları belli bir büyüklükte olmazsanız getiremezsiniz. Düne kadar Garanti Bankası’nda GE ortağımızdı. Şimdi ise İspanyol BBVA ortağımız. New York’ta üniversite sonrası çalışırken General Electric’in önünden geçer, “Keşke onları tanısam” derdim. Belli bir noktaya geldiğinizde bu fırsatlar çıkabiliyor. Ankara’da, Çankaya’dan Kızılay’a giderken pasoyla otobüse binen bir adamdım. Oralardan çıkıp GE; BBVA gibi gruplarla aynı masaya oturur, onlarla ortaklık yapar hale geldik. Burada şükrediyorum işte!

Neye şükrediyorsunuz?
- Rahmetli babama binlerce kez teşekkür ediyorum. Bize hayat felsefesi ve yolu gösterdiği için anneme çok teşekkür etmem gerekiyor. 2000 yılında grupta bazı alınan kararlar vardır ki her ailede alınamaz. Ayhan Bey’den sonra üç ortak kaldık: Annem, kız kardeşim ve ben. Bana hiçbir şey sorulmadı. “Sonuna kadar arkandayız” dendi. Koştururken eve vaktimiz kalmadı, karımın çok desteği oldu. Aile açısından da çok şanslıyım. Çalışma arkadaşı bakımından da şanslıyım. Sabahın üçünde kafamda bir soru işareti olsa bütün arkadaşlarımı arayabilirim. Of demeden hepsi gelir.

KARİYER
Maalesef futbolcu olamadım


* Çocukken futbolcu olmayı çok istiyordum. Maalesef olmadı.
* Makine ithalatı yapan bir şirketimiz vardı. Lisede iki yaz pazarlama satış bölümünde çalıştım. İlk paramı orada kazandım.
* Üniversiteden sonra ABD’de bankacılık tecrübem oldu.
* Ardından Londra’daki inşaat şirketimizin ithalat ve lojistik bölümünde çalıştım.
* Türkiye’ye döndükten sonra kendimi kanıtlamak ve ülkenin dört bir yanını gezebilmek için bankacılık işlerimizin içindeki menkul kıymetlere el attım. Yatırım bankacılığı bölümünü oluşturduk.
* Grubun çeşitli bölümlerinde çalıştım. Babamın vefatıyla grubun başına geçtim.

TOPLANTI
Şeytanın avukatı olurum


* Günlük koşturmaca içinde sektörlerimizden, şirketlerimizden, ortaklarımızdan bilgi almak, Türkiye ve dünya nereye gidiyor anlamak ve yeni stratejiler ortaya koymak için toplantılar yaparız.
* Sektörlerin başındaki arkadaşlarımız bilgi aktarır. Ben daha çok açılış ve kapanış konuşmalarını yaparım. Momentum kaybı olunca toplantıyı ateşlerim, şeytanın avukatlığını yapmak bana kalır.
* Toplantılar uzamaz, gündem maddelerine bağlı kalırız. Toplantı trajedisinin yanında gırgır, şamata da yaparız.
* Sonrasında da arkadaşlarıma vaktim açıktır.
* Toplantı da şart değil; sporda, saunada da konuşuruz.
* Telefonum 24 saat açıktır.

GÜNE BAŞLARKEN
Balık burcu uyanışı


* Gece yatarım ama her sabah 06.30’da kalkarım.
* Yaratılıştan ve sanırım balık burcu olmamdan kaynaklanıyor, ufak şeylere hemen sevinip hemen de üzülebiliyorum. Sabahları da değişken uyanıyorum.
* Genelde dört- dört buçuk saat uyuyorum.
* Mutlaka kahvaltımı yaparım. Kahvaltıda kızımla şakalaşırım. Karım ve kızım 08.00’de evden çıkar, okula giderler. Ben 08:30’a kadar evde kalıp e-maillerimi kontrol ederim.
* Akşam da 20.30 gibi evde oluyorum ki kızım Defne ile yemek yiyebilelim.

SPOR
Kurumsal sporcuyum


* Haftanın beş günü muhakkak spor yaparım.
* Genellikle 17.00’den sonra bizim D-Gym’e giderim.
* Ağırlık kaldırıyorum. Karın kaslarına yönelik çalışıyorum. Çok da iyi bir hocamız var.
* Sadece beden sporu değil, ruhen de rahatlıyorum.
* Kış sporlarından hoşlanmıyorum, kayak yapmıyorum ama su kayağı yaparım.
* Yüzmeyi 7-8 yaşlarında öğrendim. Geçen yıl bir hocayla yüzme çalıştık ve 38 yıldır yüzmeyi aslında hiç bilmediğimi fark ettim.

BESLENME
Ufakken şişmandım

* Kahvaltıda birkaç yemek kaşığı yulafla, yumurtanın beyazından omlet, yanında 50 gram light beyaz peynir, domates, salatalık, üç zeytin yerim. Veya kefir ve birkaç kaşık yulafı mikserde karıştırıp içerim. Ananas, tarçın, yanında diyet yoğurt.
* Sabah çayımı içerim.
* Kırmızı et az yerim. Akşamları et yiyeceksem öğlen dengelemek için balık yerim. Akşamları da zeytinyağlı ve yoğurt, sebze, domatesli kahverengi makarna...
* Ufakken şişmandım.
* Tatlıdan uzak kalırım ama yemek ayırt etmem.
* Aslında sebze ana yemek et yanında garnitür olmalı.

MEKAN
Sese çok dikkat ederim


* Kebapta Hamdi Restoran ve Köşebaşı’nı çok severim. Mekân olarak Japon restoranlarına da giderim.
* Galata’da Kiva’ya giderim.
* Çok değişik yerlerin güzelliğini bize getiren arkadaşlarımız var. Onların evine gidip büyüklerin yapmış olduğu o yörenin yemeğini yemek de çok güzeldir.
* Gittiğim yerlerde ilk dikkat ettiğim, dostlarımla konuşabilmek. Mekandaki sese çok dikkat ederim.

HOBİ
Fotoğraf çekmek tutkumdu


* Film izlemekten, fotoğraf çekmekten zevk alırım.
* Ortaokul, lise çağlarında elimde Canon makine, siyah-beyaz fotoğraf çekerdim. Tutkumdu. Şimdi zamanım yok.
* Fotoğrafın photoshop değil de karanlık oda tarafını severim. Fotoğrafı iki defa etkiliyorsun: Bir çekerken, iki basarken. Fotoğrafı herkes çekebilir ama basılmış hali çok farklıdır.
* Pul koleksiyonum var.
* Dolma kalem, saat koleksiyonuna sahibim.
* Bir de karımın hiç hoşlanmadığı bir huyum var; aldığım teknolojik aletleri eskise de atmam.

TATİL
Karım ve kızım ne derse o


* Tatile genellikle karım ve kızımın istediği, birlikte iyi vakit geçirebileceğimiz yerlere gideriz.
* Yurtdışına da çıkarız ama açıkçası ben evde tatili de çok severim. Okuyamadığım kitapları okuyup dinleyemediğim müzikleri dinleyerek de tatil yapabilirim.
* Yaşam koşulları zor bir yerlere gidip oralarda tatil yapmaktan pek hoşlanmam. Hayattan kopmamalıyım. Ulaşım kolay olmalı, yoksa rahat duramam.
* Çocukken 40 derece ateşliyken bile okula gideceğim diye tuttururdum. Sınıfta ben yokken işlenen konuları kaçıracağım diye panik yapardım.

OTOMOBİL
İçinde çalışabilmeliyim


* Çok ilgi duyduğum bir alan. Tabii ki hem kişisel hem mesleki olarak yakından takip ediyorum.
* İlk otomobilim Volkswagen Scirocco idi.
* Şu anda yine Volkwagen’ın ‘business van’ını kullanıyorum.
* Şoförüm var.
* Günlük hayatın koşturmacasına uygun, içindeyken rahat çalışabileceğim ve seyahatlerde gerekli konfor ve güveni sağlayan araçlar tercih ediyorum.
* Kurallara uyarım. Hız tutkum yok!
False