Akil adımlar

Akil insanlar listesinde bir tane sporcu yok. Oysa şiddet ve ırkçılık sporun en önemli gizli gündemlerinden biri. Bunu anlamak için sadece Diyarbakırspor maçlarında yaşananlara bakmak bile yeterli. Ya da ırkçı hezeyanların parçaladığı bir dostluk hikâyesine.

Haberin Devamı

Türkiye’de bir kuşak, basketbolu Drazen Petrovic ile sever. Seksenlerde çocuk olanlar gol attıklarında Maradona olurlar, basket attıklarında Petrovic.  Potanın karşısına onun gibi yürünür, onun gibi faul atışı kullanmaya çalışılır, top onun gibi sektirilir, bir nefes alınır, atıştan sonra eller havaya kaldırılır. Top, illa ki paslı, illa ki filesiz çemberden “Drazen Petrovic, basket geçerli!” cümlesi eşliğinde geçer.

/images/100/0x0/55eb00b6f018fbb8f8a4a5ef
Drazen Petrovic, basketbola Yugoslavya’nın yoksul mahallelerinden birinde, tenekeden yapılmış potalara top atarak başlar. Öyle zayıf, öyle çelimsizdir ki, top çemberden geçmek bir yana potaya bile ulaşamaz. Beş yaş büyük abisi Alexander’ın “Fred Çakmaktaş gibi şut atıyorsun!” alaylarına aldırmaz, topun çemberden geçme olasılığına âşık olur, çocukluğunu ve ilk gençliğini gece gündüz; okulda, sokakta, ders aralarında şut çalışarak geçirir.

 

Haberin Devamı


O uzun günler ve geceler basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi şutörlerden birini yaratır. 18 yaşındayken Sibenka formasıyla abisinin takımı Cibona’yı yendiklerinde, annesi, abisine karşı biraz daha kötü oynamasını rica etmek durumunda kalır. Çelimsiz çocuk, Yugoslav basketbol ekolüne eklenen bir yıldıza, sonra da onu tanıyana kadar Avrupa basketboluna burun kıvıran Amerikalıları bile büyüleyen bir basketbolcuya dönüşür. Oyunu o kadar sanatsal bulunur ki, ona Mozart’a atıfla “Basketbolun Amadeus”u denir. Petrovic’li Yugoslav Milli Takımı, seksenler boyunca Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında, Olimpiyatlarda fırtına gibi eser.

/images/100/0x0/55eb00b6f018fbb8f8a4a5f1

 


Yugoslav Milli Takımı, içinde eşsiz bir de dostluk öyküsü saklar. Birbirlerinden hiç ayrılmayan, başka kimselerle odalarını da sırlarını da paylaşmayan iki takım arkadaşı, iki sıkı dost, iki sırdaş, Hırvat Drazen Petrovic ve Sırp Vlade Divac.

 

Haberin Devamı

Akil adımlar

 

 


Irkçılığın azgın sularında

 

Yugoslavya’da iç savaşın yaşandığı, kardeş halkların birbirinin kanını akıttığı, ülkenin ırkçılığın azgın sularıyla boğuştu zamanlarda,1990 yılında Yugoslavya Dünya Şampiyonu olur. Kutlamalar sırasında sahaya elinde Hırvat bayrağıyla fırlayan seyirci, Divac’ın tepkisiyle karşılaşır. O an, yalnızca Yugoslav halklarının birleşmemek üzere dağılmasını resmetmez, aynı zamanda Divac ve Petrovic dostluğunun parçalanmasının da resmidir.

/images/100/0x0/55eb00b6f018fbb8f8a4a5f5


 Bayrak protestosundan sonra Divac, Sırbistan’da kahraman, Hırvatistan’da hain ilan edilir. Oysa, “Bu sadece Hırvatistan’ın değil, hepimizin, Yugoslavya’nın zaferi!” diye düşünmüştür, derdini en yakın dostu dâhil kimseye anlatamaz. Drazen, dostu Divac’a kalbini açmamak üzere kapatır.
 Üç yıl sonra, basketbol dünyasının bugün bile inanmak istemediği bir felaket olur. Drazen Petrovic, Zagreb uçağı ile ailesinin yanına gidecekken sevgilisini görmek için Münih’e geçer. Yağış, tır, ani fren, takılı olmayan emniyet kemeri. Yan koltukta uyuyan Drazen bir daha uyanamaz.


 

Haberin Devamı

Dostum dostum güzel dostum

 

 

 

Akil adımlar

 


Petrovic, ölümüyle yalnızca basketbol dünyasında asla dolmayacak bir boşluk bırakmaz.  Bir zamanlar en yakın dostu olan Divac’a ömür boyu taşıyacağı derin bir yokluk bırakır. Divac; barışamadığı, helalleşemediği, aralarına giren ırkçı hezeyanın bulutlarını dağıtamadığı dostunun ölüm haberini aldığında kıpırdayamaz bile.


Savaşın parçaladığı dostluğun anısı Divac’a akil adımlar attırır; savaşta anne ve babasını kaybeden bir kız çocuğunu evlat edinir, onu iki oğluna kardeş yapar. Ömrünü nefretin ve ırkçılığın izlerini silmeye adar. Yirmi yıl sonra dostunun mezarının başında “Artık sadece, savaşa kurban giden dostluğun hatıralarıyla yaşıyorum” der. 

 

Haberin Devamı


Akil insanlar listesinde bir tane sporcu yok.
Oysa şiddet ve ırkçılık sporun en önemli gizli gündemlerinden biri.
Oysa şiddet ve ırkçılık sporu da vuruyor.
Barışı anlatacak bir tanecik akil sporcumuz yok mu yani?

Yazarın Tüm Yazıları