Çocuklarda cinsel kimlik gelişim süreci ve ailelerin rolü

Güncelleme Tarihi:

Çocuklarda cinsel kimlik gelişim süreci ve ailelerin rolü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2020 12:32

Cinsel kimlik gelişimi süreci, çocuğun kendi benliğini keşfetmesi, bedeninin ve cinsiyetinin farkına varması, karşı cinsi ayırt edebilmesi gibi olguların bütününü kapsar. Çocuğun doğumuyla birlikte başlayan bu süreç, çocukların ilerleyen yaşlarında keşif ve merak duygusuyla birlikte ortaya çıktığını ifade eden Psikolog Sena Karabiber, konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Haberin Devamı

Çocuğun doğumuyla birlikte başlayan cinsel kimlik gelişim süreci, çocuk 3 yaşına geldiğinde keşif ve merak duygusuyla birlikte su yüzüne çıkar. Böylece çocuğun oyun arkadaşı, oyun ve oyuncak tercihleri şekillenmeye başlar. Kendi bedeninin farkına varan çocuğun oyun arkadaşı seçimi genelde kendi cinsinden olur ancak karşı cinsi seçmesi de son derece normaldir. Bu dönemde evcilik, doktorculuk gibi hayal gücüne dayalı bedeni keşfe yönelik oyunlar çok sık görülür.

Çocuk, ilgi ve isteği doğrultusunda cinsiyet ayrımı yapılmaksızın her türlü oyuncakla oynayabilir. Örneğin; erkek çocuğun oyuncak bebekle oynaması son derece normal karşılanması gereken bir durumdur. Kendini oyuncak bebeğin babası, abisi, arkadaşı rollerine koyarak oyunlar oynayabilir. Bu durumu engellemek çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını sınırlar.

Haberin Devamı

Cinsel kimlik gelişiminde ailenin rolü ne olmalıdır?

Ailelerin, kadın ve erkek davranışlarıyla ilgili verdikleri yönergeler, anne baba ilişkileri ve bununla birlikte ev içinde iş bölümü yapılması çocuklarda sosyal cinsiyet kimliğinin temellerini oluşturur. Örneğin; çocuk babanın da yemek, temizlik, ütü gibi işlerde aktif olarak rol alabileceğini; annenin de çalışıp para kazanabileceğini, gerektiğinde tamir gibi güce dayalı işleri yapabileceğini bilmelidir. Bu sağlıklı bir kimlik gelişimi için oldukça önemlidir.

3 yaş sonrasında çocuklarda ebeveynlerine benzeme duygusu ön plana çıkar. Erkek çocuklar babayla, kız çocuklar anneyle özdeşim kurarlar. Bu dönemde kız çocukların annenin takılarını takması, makyaj malzemelerini merak etmesi, erkek çocuklarının babanın tıraş makinesiyle oynamak istemesi, tamir aletlerini kurcalaması gibi durumlar çok sık gözlenir.

Çocuğun bedenini tanımasına izin vermek, vücudunun bölümlerini anlatmak, özel bölgelerinden bahsetmek ebeveynlerinin görevidir. Böylelikle çocuk hem başkalarının bölgeleriyle ilgili sınırları hem de kendi bedenini korumayı öğrenir.

Çocukların sordukları sorulara nasıl yaklaşmak gerekir?

Çocukların ailelerine cinsellikle ilgili sorular sorabilmesi için güçlü bir güven bağı oluşturmak gerektiğini unutmayalım. Yaşlarına uygun bir şekilde tüm sorularını cevaplamak ve her zaman doğru bilgiyi vermek sağlıklı bir cinsel kimlik gelişimini beraberinde getirir.

Haberin Devamı

Çocuk ailesinden cevap alamadığı takdirde ailesiyle bu tür konuları konuşmaması gerektiğini, bunun utanılacak ve saklanacak bir konu olduğunu düşünür. Böylelikle bu soruların cevaplarını başka yerlerde aramaya başlayabilir. Bu durum çocuğun güvenilir olmayan kaynaklardan yanlış bilgiler edinmesine sebebiyet verir. Bu nedenle bu tür soruları son derece olağan ve normal karşılamak, bunu çocuğa hissettirmek gerekir.

Nasıl cevap vereceğinizi bilemediğiniz sorularda duymazlıktan gelmek yerine bu soruyu cevaplamak için düşünmeniz gerektiğinden bahsedebilir ve doğru bilgiyi öğrenerek çocuğunuza en kısa zamanda dönüş yapabilirsiniz. Eğer çocuk yaşının üstü seviyede bir soru ile karşınıza geliyorsa, bunu konuşmak için henüz erken olduğunu söyleyerek zamanı geldiğinde mutlaka konuşabileceğinizi anlatabilirsiniz.

Haberin Devamı

Soruları cevaplarken göz teması kurmak ve sabırla soruları dinlemek önemlidir. Bu esnada çocuklar için yazılmış olan cinsel kimlik gelişimine yönelik kitaplardan faydalanabilir ve kendi hayatınızdan örnekler verebilirsiniz.

Soruları cevaplamadan önce çocuğun gerçekten ne öğrenmek istediğini anlamak çok önemlidir. Ben nasıl oldum diye soran bir çocuğa “Kendinin nasıl dünyaya geldiğini mi merak ediyorsun, yoksa bebeklerin nasıl oluştuğunu mu soruyorsun?” gibi bir yaklaşımla asıl öğrenmek istediğine odaklanmak gerekir.

BAKMADAN GEÇME!