65 yaş ve üstündekilerde sıkça görülüyor! Peki belirtileri neler?

Güncelleme Tarihi:

65 yaş ve üstündekilerde sıkça görülüyor Peki belirtileri neler
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2020 13:34

Türk Oftalmoloji Derneği Tıbbi Retina Birimi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Özdemir, 65 yaş ve üstündeki bireyleri, gözde meydana gelen ve geri dönüşümü olmayan sarı nokta hastalığı konusunda uyardı.

Haberin Devamı

65 yaş ve üstü bireylerde daha sık görülen sarı nokta hastalığı hakkında bilgi veren Özdemir, maküla ya da bilinen adıyla sarı noktanın, gözün arka kısmında görme işleminin sağlandığı retinada yer alan, keskin ve renkli görmenin sağlanmasından sorumlu küçük bir bölge olduğunu ifade ederek, sarı nokta hastalığının, bu bölgede bulunan, ışığı ve rengi algılayan alıcıların yaşın ilerlemesiyle hasar görmesi sonucu oluştuğunu söyledi.

Kuru tip sarı nokta hastalığı daha sık görülüyor

Özdemir, hastalığın kuru tipinin daha sık görüldüğünü dile getirerek, şöyle devam etti: "Sarı nokta hastalığı özellikle 65 yaş sonrası meydana gelen, geri dönüşümsüz bir retina hastalığıdır. Gelişmiş ülkelerde körlüğün en önemli sebeplerindendir. Yaşlanma, sigara kullanımı, genetik faktörler ve uzun süreli güneş ışığına maruz kalma gibi faktörler hastalığın gelişiminde ön plandadır. Hastalığın, bulgu ve belirti vermeden rutin göz muayenesinde tespit edilmesi mümkün. Bununla birlikte renk hassasiyetinin azalması, düz çizgileri kırık ya da dalgalı görme, ışığa hassasiyet ve merkezi görmede sorunlar gibi çeşitli belirtiler de verebilir. Okumada zorlanma önemli bir başka belirti olarak öne çıkıyor. Tedavide yaş tip sarı nokta hastalığında damarlanmayı ve hastalığın ilerlemesini önlemek için göz içi enjeksiyon (anti-VEGF) uygulaması yapılır. Ancak kuru tip sarı nokta hastalığının günümüzde ilaç veya cerrahi yöntemlerle tedavisi yok. Hastalığın ilerlemesini önlemek amacıyla uygulanabilecek yöntem ise retina için yararlı olan vitamin ve diğer besin takviyelerinin alımı. Bu yaklaşıma da mikronütrisyon adı veriliyor."

Prof. Dr. Hakan Özdemir, mikronütrisyonda verilen besin takviyeleri ve vitaminlerin vücutta çok az miktarda bulunduğunu, bazılarının normal beslenmeyle istenilen dozlarda alınmasının mümkün olmadığını belirterek, mikronütrisyonun sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatan bir yaklaşım olduğunu kaydetti. Bu tedavide göz hekiminin önerisine göre ürünlerin kullanılması gerektiğine işaret eden Özdemir, ayrıca mikronütrisyon tedavisi alan sarı nokta hastalarının hekimlerinin belirlediği periyotlarda muayene olmalarının önemli olduğunu dile getirdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!