GeriSeyahat Afrodit’in bir istiridyenin içinden doÄŸduÄŸu kıyılar: KUZEY KIBRIS
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Afrodit’in bir istiridyenin içinden doÄŸduÄŸu kıyılar: KUZEY KIBRIS

Afrodit’in bir istiridyenin içinden doÄŸduÄŸu kıyılar: KUZEY KIBRIS

Kıbrıs’ın kuzeyine, Afrodit’in efsanevi güzelliÄŸini yansıtan kıyıları ve altın kumları görmeye gidiyorum. Mitolojiye göre Afrodit, bu kıyılarda, köpüklerin sürüklediÄŸi bir istiridyenin içinden doÄŸmuÅŸ ve altın kumlar, bir tül gibi yüzünü örtmüş... Girne’den GazimaÄŸusa’ya doÄŸru, adanın ruhuna aykırı, kutu kutu binaların yanından geçiyorum. Adanın başına gelebilecek en kötü ÅŸeylerden biri kötü yapılaÅŸma olmalı. Bu yapıların arasında birçok emlakçı gözüme çarpıyor. Özellikle Ä°ngilizler adadan yoÄŸun bir ÅŸekilde ev satın alıyorlar. Ancak bir konser salonuna ya da sanat galerisine rastlayamıyorum. Birkaç gençle konuÅŸmuÅŸtum, adanın kültürel kısırlığından ÅŸikayetçiydiler. Kriz halindeki bu adada yaÅŸadıkları ambargolu zamanlardan kurtulup dünyaya açılmanın özlemini çekiyorlardı. Bugün genç nüfusun en yoÄŸun olduÄŸu yerlerden biri GazimaÄŸusa. 25 bin öğrencisiyle, adanın en büyüğü, DoÄŸu Akdeniz Ãœniversitesi burada. Ãœniversiteye Ä°ran ve Afrika’dan gelen öğrencilerin yanısıra bu yıl ilk defa güneyden de gelenler olmuÅŸ. MaÄŸusa’nın pastaneleri, kafeleri gençlerle dolu. Son birkaç yıldır, eÄŸitim sektöründen elde edilen gelir turizm sektörünü geçmiÅŸ. 1974’ten sonra Türk tarafında kalan ve büyük ekonomik avantaj saÄŸlayan bölgelere raÄŸmen bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kiÅŸi başına düşen milli gelir yılda dört bin dolar. Adanın narenciye deposu Güzelyurt, Mesarya Ovası, ihracatın yoÄŸun olduÄŸu MaÄŸusa Limanı, Akdeniz sahillerinin en güzellerinden olan Girne ve adanın en görkemli tesislerinin olduÄŸu ancak bugün atıl durumdaki Maraş’a raÄŸmen hálá tam anlamıyla bir refah yok. Güneydeyse, ambargosuz bir yaÅŸam ve AB’ye üyelik, kiÅŸi başına düşen milli geliri yılda 14 bin dolara çıkarmış.TÃœRKLERÄ°N VE RUMLARIN BÄ°RARADA OLDUÄžU KÖYBir cezveye benzeyen Kıbrıs adasının sapı, Karpaz Yarımadası. Kuzey Kıbrıs’ın bu en bakir bölgesi, doÄŸuya adeta Suriye’ye uzanıyor. 1974’ten beri hemen hemen hiç el deÄŸmemiÅŸ... Uçsuz bucaksız ovalar, ıssız köyler, tek tük kulübelerin bulunduÄŸu, kaplumbaÄŸaların yumurtlamak için seçtiÄŸi sakin kumsallar var. Büyük bir bölümünde elektrik yok. Yabani eÅŸeklere, koyun sürüsünü güden bir çobana rastlayabiliyorsunuz. Adanın en güzel günbatımları burada. Az ziyaret edilen ve kitle turizminden alabildiÄŸine uzak bu bölgede, aynı zamanda Türklerle Rumlar’ın birlikte yaÅŸadıkları köyler var. Karpaz bölgesindeki halkın büyük çoÄŸunluÄŸu Türkiye’den buraya göç etmiÅŸ. Burada daha çok çiftçilik yaygın. Zeytinyağı fabrikasında çalışan Selver, Ankaralı. 1974’te, çocukken ailesiyle bu topraklara yerleÅŸmiÅŸler. ‘’Toprağımız çok’’ diyor, bir taraftan da meÅŸhur kara Karpaz zeytinyağını kutulara yerleÅŸtiriyor. Sipahi köyünde Türk göçmenler ve 10- 12 kadar Rum aile yaşıyor. Türk göçmenlerin çoÄŸu Trabzon’dan geldiklerinden Rumca biliyor ve komÅŸularıyla iletiÅŸim kurabiliyorlar. Eski sütunlu taÅŸ evler, diÄŸer derme çatma evlerin yanında farkedilmeyecek gibi deÄŸil. Dipkarpaz da Rumlar’ın evlerini terk etmediÄŸi köylerden. Köyün Rum kahvesinde, Türklerle Rumlar toplanmışlar, telaÅŸsız bir gün geçiriyorlar. Tabelalar Rumca ve Türkçe. Yürüyerek okula giden çocuklar, önce Türk bakkalın, sonra da kilisenin önünden geçiyorlar. Kilisenin çan kulesiyle caminin minaresi birlikte gökyüzüne yükseliyor. 1975’te Çorum’dan gelen yaÅŸlı bir Türk, kızını asla bir Ä°ngiliz’e vermeyeceÄŸini ancak bir Rum’la evlenmek isterse, bunun ‘’onun bileceÄŸi iş’’ olduÄŸunu anlatıyor. Ne var ki bugüne dek köyde, Türklerle Rumlar arasında üç evlilik olmuÅŸ ve hepsi de boÅŸanmayla sonuçlanmış. Ä°ki halkın gençleri birbirlerinden Rumca ve Türkçe öğrenmiÅŸler. CEZVENÄ°N UCUNA DOÄžRU Dipkarpaz’ın en gizemli yerlerinden biri, Ayios Philion kilisesinin olduÄŸu ıssız kıyı. Buradaki tek tesis, MaÅŸallah Bey’in oteli Oasis. Dipkarpaz’da yaÅŸayan MaÅŸallah Bey, Girne’de bir restoranda çalışırken, lokantaya gelen bir Ä°ngiliz turistin isteÄŸi üzerine, onu bu bölgeye getirmiÅŸ. Turist o gün ona bu ücra yerde bir otel açma fikrini vermiÅŸ. Denizin kokusunun bütün duvarlarına sindiÄŸi bu küçük otel, hurma aÄŸaçlarının arasında adının çaÄŸrıştırdığı gibi bir vaha. Cezve sapının en ucuna, yani Zafer Burnu’na doÄŸru, bu kez rüzgarların mucizelere, mucizelerin de yolculara eÅŸlik ettiÄŸi bir yer var; St. Andreas Manastırı... Burası, ‘’mucizeler yaratan’’, ‘’rüzgarın hakimi’’ ve ‘’yolcuların koruyucusu’’ olan Apostolos Andreas’a adanmış. Bir balıkçı olan Andreas, Ä°sa tarafından Hıristiyanlığı yaymak için papazlığa çaÄŸrılır. Efsaneye göre, Andreas Kudüs’e bir yolculuk yapmaktadır. Kaptanın gözü kördür ve yolculuk sırasında suları biter. Andreas, kaptanın gözlerini tedavi eder ve bugünkü manastırın olduÄŸu yerde su bulur. Kaptan, Andreas’ı ödüllendirmek isterse de o bunu kabul etmez. Bundan etkilenen kaptan ve mürettebatı, Hıristiyanlığı benimser. Bugün bu manastır, hem Kıbrıslı Türkler, hem de Rumlar tarafından kutsal sayılıyor ve Apostolos Andreas özellikle göz hastalıklarını tedavi eden bir aziz olarak biliniyor. SolmuÅŸ siyahlar içindeki yaÅŸlı Rum kadın, tek bir kelime etmeden kiliseyi açıyor. Kilisenin loÅŸ ışığında, bordo bir perdeye iÄŸnelenmiÅŸ, metalden göz, kulak, el, çocuk, kadın, erkek tasvirleri parlıyor. Ayrıca mumdan yapılmış eller, bacaklar hatta bütün bir insan vücudu bile var. Manastıra gelemeyenlerse adaklarını baÅŸka bir yolla gerçekleÅŸtiriyorlar. Bir ÅŸiÅŸeye zeytinyağı koyup, en yakın yerden denize atıyorlar. Ä°nanışa göre, rüzgarlara hükmeden aziz, zeytinyağıyla dolu ÅŸiÅŸeleri er ya da geç manastırdaki rahiplere ulaÅŸtıracaktır. Günbatarken, Kemal’in Yeri’nde şömine yakılmıştı bile. Güneyden gelen ev yapımı kırmızı ÅŸarap kadehlere dökülüyordu. Balıkçı Hasan Efe, restorandan içeri girdi, rüzgardan biraz sarsılmıştı. Adanın üç ay süren kışının 50 gününün fırtınalı geçtiÄŸini en iyi balıkçılar bilir. Hasan, BoÄŸaz’da hem balıkçılık yapar hem de benzin vapurlarını baÄŸlar. ‘’Herkesin iki iÅŸi vardır burada’’ diyor, sonra da restoranın sahibi Rahme Hanım’a dönerek, ikisinin de yıllardır alıştığı gibi, birlikte balık sepetine eÄŸiliyorlar. Bir ağızdan ‘’ahtapotya, subyas, kurkunas...’’ diye balıkların Rumca isimlerini sıralıyorlar. Rahme Hanım, iÅŸini biliyor, taze balıktan baÅŸka bir ÅŸey almıyor. Hasan güneyden buraya göç etmiÅŸ. ‘’ÇocukluÄŸumdan beri yedi kere dolaÅŸtım bu denizleri’’ diyor. Mevsimine göre bu denize özgü, mineri, soka, hoppa gibi balıkları da satıyor. Rahme Hanım, restoranın bir ucundan diÄŸer ucuna giderken, iki hafta önce müzik eÄŸitimi için Londra’ya giden oÄŸlunun yaÅŸgünü için kendisine gönderdiÄŸi, kocaman buketteki gülleri koklamadan edemiyor. OÄŸlu, Rum tarafındaki bir arkadaşına rica etmiÅŸ, o da buraya kadar getirmiÅŸ. Rahme Hanım, ailesiyle güneyden buraya göç ettiÄŸinde 17 yaşındaymış. Ä°yi Rumca biliyor. Biraz da bu nedenle güneyden çok müşterisi oluyor. Ulueller 10 yıl önce Ä°ngiltere’den dönüp, kumların üzerindeki dikenli aÄŸaçları temizletip burayı BoÄŸaz’ın en popüler restoranlarından biri haline getirmiÅŸler. ‘’İçen Halkın Partisi’nin baÅŸkanıyım’’ derken, yüzümdeki ifadeyi tartıyor Hasan Bey. Gülmeye baÅŸlıyoruz. ‘’EÄŸer’’ diyor, ‘’Klerides ve DenktaÅŸ ekmek kadayıfı yiyeceklerine karşılıklı viski içselerdi, Kıbrıs meselesine daha uzlaÅŸmacı bir çözüm bulabilirlerdi.’’BEN OLSAYDIM BUNLARI YAPARDIMKarpaz Yarımadası’nı bisikletle dolaÅŸmakYabani çiçekleri ve orkideleri tanımak için doÄŸa yürüyüşlerine katılmakUçları seviyorsanız, adanın en doÄŸusu Zafer Burnu’na kadar gitmekOtello Kulesi’nden MaÄŸusa limanını seyretmekAltınkum plajının ıssızlığında yürümekDikenli tellerin ardından, Maraş’ta zamanın nasıl durduÄŸunu görmekAyios Philion’da liman kalıntıları arasında ÅŸnorkelle yüzmekLala PaÅŸa Camii’nin Gotik mimarisine hayran olmak n FotoÄŸraflar: Reyan TUVÄ° Kutup DALGAKIRAN KUZEY KIBRIS TURÄ°ZM TANITMA & PAZARLAMA DAÄ°RESÄ°REYAN TUVÄ° SEYAHAT SORULARINIZI CEVAPLIYORReyan Tuvi, Hürriyet Seyahat’in ilk sayısından itibaren sizin için bütün Türkiye’yi adım adım gezdi ve yazdı. Yeni yıldan itibaren ise bu birikimini sorularınıza vereceÄŸi cevaplarda kullanacak. Yapmayı düşündüğünüz ya da yapmakta olduÄŸunuz seyahate dair sorularınızı ona sorabilirsiniz. Ama unutmayın bu bir ÅŸikayetler sayfasından çok, yolculuÄŸunuza dair öğrenmek istediklerinizden ibaret bir sayfa olacak... Reyan Tuvi’ye rtuvi@hurriyet.com.tr adresinden ya da 0212 677 04 21 numaralı fakstan ulaÅŸabilirsiniz..Â
False