GeriSeyahat 12 gün geçirdim doyamadan ayrıldım
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
12 gün geçirdim doyamadan ayrıldım

12 gün geçirdim doyamadan ayrıldım

Diyarbakırlı Serra Dinçerler (50), Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi mezunu, yıllarca özel sektörde üst düzey yöneticilik yapmış. 2004’te her şeye bir çizgi çekip dünyayı dolaşmaya karar verdi. Fotoğraf ve seyahat tutkusunu birleştirip 50’den fazla ülke gezdi. Özellikle her sene üç ayrı kıtadan yer görmek için çabalıyor. Sonuçta 7 Afrika ülkesini gezdikten sonra geçen hafta çektiği fotoğraflarla İstanbul Galatasaray’daki Galeri Arnas’ta bir sergi açtı: Işığın Gölgesinde Afrika.

MADAGASKAR'DAN EN GÜZEL KARELER 

Sergide Güney Afrika, Zimbabve, Uganda, Tanzanya, Madagaskar ve Mali’den 55 fotoğraf var. Dinçerler’le hem seyahat tutkusunu hem de sergi vesilesiyle Madagaskar’ı konuştuk. “Benim için Madagaskar doğal yaşam, daha çok tebessüm, içtenlik, sadelik ve güneş demek” diyor.

Çok iyi şartlarda çeşitli firmalarda yöneticilik yaparken hayatım için radikal bir karar alıp her şeye çizgi çektim. Çünkü yapmak istediğimle yaptığım farklıydı. Farklı ülkeleri, kültürleri tanımak istiyordum. Bunun için önce hayat yolumu değiştirdim. Ardından eşimin desteğiyle fotoğrafa profesyonel anlamda yoğunlaştım. Seyahatlerim de daha renkli bir hal aldı.

Gezilerimi her zaman doğal yaşama göre şekillendiriyorum. Örneğin Çin’e pandalar, Borneo’ya orangutanlar için gitmeyi hayal ediyorum. Madagaskar’a gitmemin başlıca sebeplerinden biri de lemurlardı. Zaten keşif tutkumla hayvan ve güneş sevgim birleşince Afrika seyahatleri kaçınılmaz olmuştu.

Genellikle her sene üç ayrı kıtadan birer şehir görmek için çaba harcıyorum. Sürekli aynı kıtaya gitmek gezginliği monotonlaştırıyor. Afrika’nın güneyiyle kuzeyi farklı, birbirine yakın ülkelerde aynı havayı koklayabiliyorsunuz. Tabii güneşi de takip etmekteyim. Kışın güney yarım küre ülkeleri öncelik kazanıyor. Kısaca, yedi Afrika ülkesini peş peşe görmedim. Madagaskar’ı da diğerleri ile karşılaştırmak istemiyorum çünkü bir Afrika ülkesi olmasına rağmen orası bir ada ve lemurlar gibi kendine has özellikleri var.
Bunun dışında ilgimi en çok doğal yaşamı, toprakları ve evleri çekti. Afrikalıları hep sevdim. Madagaskar yerlileri de farklı değildi. Son derece içten ve mutlu kişiler. Burada tam 12 gün geçirdim ve hâlâ doyamadığımı söyleyebilirim.

ADADA 18 ETNİK GRUP VAR

Madagaskar’ın iç kısımlarında, özellikle turistik olmayan bölgede konaklama olanakları kısıtlı. Ama her dakikasından keyif aldığımı söylemezsem ayıp etmiş olurum. Şehirlerarası yolları da oldukça dar ve virajlı. Trafiğin hemen hemen yok denilecek kadar az olması geziyi kolaylaştırıyor. Sadece başkentleri Tana’da ülkenin en kalabalık trafiğine rastlanıyor. Küçük şehir ve kasabalardaki dar yollarda ise pek fazla araç yok. /_np/9029/9059029.jpg
Marko Polo tarafından ilk defa ‘Büyük kırmızı ada’ olarak adlandırılan ada, başta Afrika ve GüneyDoğu Asya’nın bir karışımı gibi. Madagaskar, yaklaşık yüz milyon yıl önce Afrika ana karasından ayrılmış, 587 bin 41 kilometrekare yüzölçümü ile dünyanın dördüncü büyük adası olarak anılıyor. 1896’da Fransızlar adayı işgal etmiş ve Fransızcayı resmi dil yapmış. 1958’de kurulan Malagasy Cumhuriyeti, 1960’da bağımsızlığını elde etmiş.

Başkent Tana ise yeşil yüksek topraklar bölgesinin kalbindeki bir tepede gelişmiş bir şehir. Çeltik manzaralarından oluşan bir ovaya hâkim. Halkın temel besini olan pirinç ekimi alışkanlığı muhtemelen beşinci yüzyıldan itibaren adaya ilk yerleşen Endonezya ve Malezyalı göçmenlerin yanlarında getirdikleri tahıllardan kaynaklanıyor. Adada 18 etnik
grup yaşıyor, bunun yanında birtakım beyaz yerleşik halk da var. Nüfusun yarısı Anamist, atalarına tapıyor, kurbanlar sunuyor. Diğer yarısı ise Katolik ve Protestan. Müslümanların sayısı az.

OĞLAK DÖNENCESİ TOLİARA’DAN GEÇİYOR

Madagaskar’ı Tana’nın doğusundaki yağmur ormanlarından oluşan Andasibe-Mantadia Milli Parkı’ndan başlayarak gezmeli. Bu parka giderken yol üstündeki Marozevo Çiftliği’nde mola vererek bu güzel adaya ait değişik kelebek, sürüngen, bukalemun gibi canlıları yakından görebilirsiniz. Parkta lemura dokunacak kadar yaklaşabilirsiniz. Hatta bu sevimli yaratıklar verdiğiniz muzlardan memnun kalırlarsa omzunuza, sırtınıza çıkabilir. Bundan sonra doğudaki kanal boyunca bir tekne turu yapıp iç kesimlere geçebilirsiniz.
Madagaskar denince herkesin aklına genelde muhteşem plaj tanımlaması geliyor ama bence plaj görmek için bu kadar uzun bir seyahat yapmaya gerek yok. Çünkü ülkemiz bu konuda yeterince zengin.

Bir başka ilginç, görülmesi gereken bölge adanın güney ve batısındaki Baobab Ağaçları Bölgesi. Seyahatimin çok kısa bir bölümü de Madagaskar’ın deniz kıyısında bulunan ve üzerinden oğlak dönencesinin geçtiği, güneyin en büyük şehri olan Toliara’daydı. Şehirde ilginç bir deniz kabukları pazarı var. Yollar boyunca Aloes bitkilerini, sütleğengilleri (yaprakları kalın ve suya ihtiyaç duymayan bitkiler) ve Mangrov (tropikal yapıdaki bir iklimde, tatlı su ile deniz arasında yaşayan) ağaçlarını gördük.

HİÇ YABANİ DEĞİLLER

Madagaskar benim için doğal yaşam, medeniyetin olmadığı yerde daha çok gülümseme, içtenlik, sadelik ve güneş demek. İnce uzun, kızıl toprakla sıvanmış evleri hoş bir manzara oluşturuyor. Yol boyunca, oranın zenginlik göstergesi hörgüçlü öküz “Zebu” sürülerini görmek, pirinç tarlasında çalışanlarla selamlaşmak, konuşmaya çalışmak gerçekten çok enteresan. Her biri çok içten ve cana yakın. Çocuklar dünyanın her yerindeki gibi. Fotoğraf çekerken ya size utangaç utangaç bakıyor ya da komiklik yapmaya çalışıyor. Verdiğiniz bonbonlar da onları mutlu ediyor. Deniz kenarına indiğimizde bir köy ziyaret etme fırsatım oldu. Toplu halde çamaşır yıkayan kadınlar pek de bizi umursar görünmedi. Köyde denize açılmakta olan erkekler ise poz bile verdi. Madagaskarlılar asla yabani değil.

Yerli halkın temel besini pirinç. Biz de iç kesimlerde farklı biçimlerde pişmiş Zebü eti eşliğinde bolca pirinç yedik. Rastladığımız iyi restoranlarda, kaldığımız otellerde Fransız mutfağı ağırlıktaydı. Kıyı kesiminde yiyebileceğiniz nefis deniz ürünleri bulunuyor.

False