Hem sevdalı hem belalı

Belhanda enteresan bir oyuncu. Çok sık yapamasa da, dün attığı gol çok klastı. Senede bir-iki kez de olsa o geçmişteki klasından pasajlar izletiyor İstanbul’da.

Haberin Devamı

Ancak Faslı’nın ilk 11’de başlayıp da hikâyeye direkt tesir etmediği maç olmuyor gibi. Nitekim Gaziantep’in bir korner sonrası bulduğu golde de skorer Djilobodji’yle eşleşen o. Tabii ki o eşleşmenin doğruluğu da tartışılır, ligin havada en etkili stoperini Belhanda’ya tutturmak çok kötü bir karar. Ama Belhanda da yine Belhanda’lığını yapıyor, bir darbeyle partnerini bırakıp golün yapılmasına izin veriyor. Bu da Djilobodji’nin ligde duran toplardan bulduğu beşinci gol oluyor zaten. Belhanda’nın tabelaya estkisi bununla da sınırlı kalmıyor, garip bir pozisyonda Kenan’la itişip sarı kart görüyor. Birkaç dakika sonra bu kez riskli bir geri pası yapıyor ve Ahmet’in atılmasına neden oluyor. “Hem sevdalı, hem belalı” diye attım başlığı ama bu Belhanda’nın sevdası az, belası çok fazla. Gazetelerde var olduğu iddia edilen teklifler gerçek mi bilemiyorum ama Galatasaray’ın bu yaz yapacağı en büyük transfer, Belhanda’yla yolları ayırmak olur bence.

Haberin Devamı

AYKIRI SUMUDICA

Tabii ki dünü sadece Belhanda üzerinden okumak, misafir ekibe haksızlık olur. Marius Sumudica, ligdeki tek yabancı teknik adam. Ligin genel geçer doğrularına da aykırı duruyor. Ana plan olarak genelde 3-5-2’yi tercih ediyor, liberolu futbol oynatıyor, geriye düşmeleri halinde ikinci yarılarda dörtlü savunmaya dönüp vites yükselttiği maç sayısı çok fazla. Dün de maçın öyküsünü 79’da Kana Bıyık’ı çıkarıp savunmayı dörtlüye çevirerek değiştirdi. Yine ikinci yarıda dakikalar ilerledikçe sırasıyla Twumasi, Muhammet ve Furkan’ın girişi ön taraftaki dinamizmi ve kaliteyi artırdı. Sumudica’nın takımı her değişiklikte gelişirken, Terim’in takımının da her oyuncu değişiminde geriye gittiğini söyleyebiliriz rahatlıkla. Linnes, Selçuk, Jimmy ve Sekidika’lı Galatasaray, değişen ve gelişen Antep’e cevap veremediler son yarım saatte. Tabii ki bu bölümü Galatasaray’ın 10 kişi oynadığının, oyuna sonradan girenler ne yaparlarsa yapsın eksik olmanın zorluğunun da altını çizmek gerek.

BAŞAKŞEHİR'E UYGUN DEĞİL

Kasım 2017’de Galatasaray, Gençlerbirliği’ni 5-1 mağlup ettiğinde benzer bir başlık atmıştım: Bu oyun Gençlerbirliği’ne uygun, Başakşehir’e değil. Nitekim Tudor’un Galatasaray’ı, bir hafta sonra Başakşehir’e farklı kaybetmişti. O maçta Tudor, Eren-Gomis’le 3-5-2 oynamış, bir sonraki hafta Başakşehir cezayı kesmişti genç hocaya. Dünkü Gaziantep maçındaki 11’i görünce de benzer bir durum hissettim. Olağanüstü ofansif bir 11 vardı sahada... Orta sahada Emre Akbaba-Belhanda bir arada. Aslında 6 numara rolünde oynayan Seri bile, çok yakın zamanda 10 numara oynuyordu İngiltere’de. Gerçi cezalı duruma düşen oyuncular var ama Terim eğer Başakşehir’e karşı da benzer bir anlayışla çıkarsa, Gaziantep’in kestiği faturanın daha büyüğünü Okan Buruk’un takımı kesebilir. Çünkü onların ‘tamamlanamayan atak çıkışları’ daha efektif. Galatasaray’ın tamamlayamadığı hücumlarda Başakşehir’in koşucu ve kaliteli oyuncuları ile yapacağı çıkışları, Seri-Emre Akbaba-Belhanda orta sahasının kesmesini ummak biraz iyimser. Üstelik stoper rotasyonunuz da oldukça sorunluyken.

Haberin Devamı

DAHA GENÇ VE DİNAMİK

Galatasaray’ın 1 Ekim’de Şampiyonlar Ligi’nde Paris St. Germain’i ağırladığı maçta ilk 11’i şöyleydi: Kalede Muslera. Savunmada Luyindama, Donk, Marcao. Orta sahada Mariano, Nzonzi, Belhanda, Seri, Nagatomo. Hücumda Falcao ve Babel. Bu 11 adamın tam 6 tanesi 1986 doğumlu, yani 34 yaşındalar şu an: Muslera, Mariano, Nagatomo, Donk, Babel ve Falcao… Bugün Galatasaray’ın kadrosu da, dizilişi de radikal biçimde değişmiş durumda. Dünkü ilk 11’in yaş ortalaması 27 civarındaydı mesela. Yani takım, sezon başına göre bayağı gençleşmiş. Tabii ki futbolda her şey kafa kağıdıyla ilgili değil. 37’lik Atiba mı daha genç, 21’lik Güven mi, çok tartışılır mesela. Ancak Galatasaray’ın dönüşümüne bakınca, takımın gençleşmesi bir miktar işe yaramış gibi.

Yazarın Tüm Yazıları