Diana'dan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

Güncelleme Tarihi:

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2022 13:59

Günümüzde kraliyet ailelerinin bazı üyeleri, Hollywood'un şöhretleriyle yarışır durumda birçok açıdan. İngiliz kraliyet ailesinin iki gelini Kate Middleton ve eltisi Meghan Markle bunlar arasında öne çıkan ikisi. Tıpkı sinema ya da müzik dünyasının yıldızları, yani magazin figürleri gibi algılanıyorlar genel anlamda. Onlardan önce ise Prenses Diana vardı. Yani hiç kişisel olarak tanışamadıkları ama çok iyi tanıdıkları kayınvalideleri. Ölümünün üzerinden çeyrek asır geçmiş olmasına rağmen, Prens Charles ile evleneceğinin açıklandığı gün elde ettiği şöhretini sürdürüyor. Yani bir başka deyişle tüm dünya ölçeğinde düşünüldüğü zaman Prenses Diana bütün zamanların gelmiş geçmiş en ünlü kraliyet ailesi üyesi. Bu konuda tek rakibi ise yine kendisi gibi trajik bir şekilde hayata veda eden eski Hollywood yıldızı, sonradan Monako Prensesi olan Grace Kelly.

Haberin Devamı

HAYRANLARINI ÇILGINLIĞA SÜRÜKLEYEN İLK KRALİYET AİLESİ ÜYESİ
Fakat modern çağların bu iki ünlü prensesinden yüz yıl önce bambaşka biri vardı. Dünyanın, "rock yıldızı kadar ünlenen, hayranlarını çıldırma noktasına getiren ilk kraliyet ailesi üyesi... " 

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı


DIANA'NIN DA ÖNCÜSÜ: TRAJİK KADER ORTAKLIĞI
Diana ve Grace Kelly'den önce ise tıpkı günümüzün magazin figürü olarak algılanan kraliyet ailelerine bir örnek daha vardı. Hatta onların öncüsü bile diyebiliriz. Yaşadığı dönemde, o günkü iletişim olanaklarını göz önüne alırsak yine de şöhreti dünyayı saran, bir dönemin Avusturya İmparatoriçesi Elizabeth ya da daha çok bilinen adıyla Sisi. Üstelik, kız kardeşinin evlenmek üzere olduğu İmparator Franz Joseph'in gönlünü çalıp onunla hayatını birleştiren, güzelliği dillere destan olan Sisi, tıpkı kendisinden sonraki yüzyılda dünya sahnesine çıkan Diana ve Grace Kelly gibi beklenmedik, trajik bir şekilde hayata veda etti. Yani onlarla "kader ortağı" oldu bir anlamda. 

Haberin Devamı

PAPARAZZİ KURBANI İLK SOYLU: Yeri gelmişken, tıpkı paparazzilerin nefes aldırmadığı Diana gibi Sisi'nin de kendi döneminde güzelliği ile basının ilgisini çektiğini, hayata bakışının, günlük yaşamıyla ilgili ayrıntıların sık sık dönemin gazete sayfalarını süslediğini de ekleyelim. Yani benzetmeyi bir adım daha öne taşırsak; Sisi, kendi yaşadığı yüzyılın ilk paparazzi kurbanı soylusu idi. Avrupa tarihinin en ünlü kraliyet ailesi üyesi olarak tarih sayfalarına adını yazdıran Sissi, son dönemde bir dijital platformda yayınlanan diziyle yeniden gündeme geldi. Hayatı, özellikle de trajik sonu tekrar masaya yatırıldı.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

BABASI YARI DELİ BİR DÜK, ANNESİ AVUSTURYA İMPARATORU'NUN HALASIYDI
1837 yılında Almanya'nın Münih kentinde dünyaya gelen Elizabeth ya da daha çok bilinen adıyla Sisi, Bavyerayı Wittelsbach Hanedanı'na mensup bir ailenin kızıydı.  Babası Maxi, çevresi tarafından "yarı deli" diye nitelendirilen bir Dük'tü. Bu durumu öylesine tehlikeliydi ki bir keresinde bir aile yemeğinde konukların gözü önünde ateşli silahla atış yapınca ailesinden sürgüne gönderildi. Annesi Düşes Ludovika ise dönemin Avusturya İmparatoru Franz Josef'in halasıydı.

ASLINDA ABLASI EVLENECEKTİ: Habsburg Hanedanı'na mensup olan bu aile, o dönemde Avrupa'nın en zengin ve nüfuzlu kraliyet ailelerinden biriydi. İşte bu yüzden de Franz Josef, bütün bekar kız annelerinin, damadı olması için yarıştığı gözde bir erkekti. Nitekim Sisi'nin annesi de bu durumu değerlendirdi. Fakat asıl amacı; asi, kural tanımaz küçük kızı Sisi'nin değil, daha muhafazakar bir kişiliği olan ablası Helene ile Franz Josef'i evlendirmekti. Yine de olaylar böyle gelişmedi.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

HELENE YERİNE SİSİ'YE EVLENME TEKLİF ETTİ
O sırada henüz 16 yaşında olan Sisi'yi görür görmez ona aşık oldu Franz Josef. İlk görüşte aşk! Sisi de onun duygularını karşılıksız bırakmadı. İmparator Franz Josef, annesi Sophie'nin isteğine karşı çıkarak ablası Helene'e değil, Sisi'ye evlenme teklif etti. Sonunda iki genç, evlilik hayallerı yıkılan Helene'in gözyaşları üzerine yuvalarını inşa etti.

Haberin Devamı

HALK ONUN ÇEKİMİNE KAPILDI: Aslında Franz Josef'i kınamak da yersizdi yine o dönemi ele alan tarihçilerin belirttiğine göre. Sisi, döneminin en güzel kadınlarından biriydi. Alışılmışın dışında asi ve vahşiydi. Ata binmeyi seven, çıplak ayaklarıyla çimenlerin üzerinde dolaşan, etrafına yaşam enerjisi yayan bir genç kızdı. Franz Josef ile evlendikten sonra çekiciliği ve karizması halk üzerinde öylesine büyük bir çekim gücü yarattı ki, kısa sürede Avusturya halkının hayranlığını kazandı. Tıpkı, uzun yıllar sonra Diana'nın, sadece İngiliz halkının değil, tüm dünyanın hayranlığını kazanması gibi.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

'YÜZYILIN DÜĞÜNÜ' OLARAK NİTELENDİRİLDİ
Bu arada hemen hatırlatalım... Sisi ile Franz Josef'in 1854'teki evlilik töreni o dönemde "yüzyılın düğünü" olarak nitelendirildi. Sisi; gelinliği üzerinde, gösterişli cam arabasının içinde nikahın kıyılacağı katedrale giderken çevrede toplanan halk, ona çılgınlığa varan bir sevgi gösterisinde bulundu. Bu aşırılığı bastırmak isteyen polis ile halk arasında gerilim yaşandı. Hatta polis, taşkın kalabalığı durdurmak için ateş açtı ve bazı kişiler yaralandı. Sisi ile Franz Josef'in düğününe bu kadar ilgi gösterilmesinin başka bir nedeni daha vardı: Sisi'nin gelinliği. Belirtildiğine göre 30 kilonun üzerinde bir ağırlığı vardı gelinliğin. Öylesine değerli bir kumaşla dikilmiş ve değerli taşlarla süslenmişti ki iddialara göre günümüzdeki değeri 80 bin sterline yakındı.

Haberin Devamı

HALKIN YOKSULLUĞUNDAN ETKİLENDİ VE BİR 'İLK'E İMZA ATTI: Düğünün üzerinden sadece bir yıl geçmişti... Henüz 17 yaşında olan Elizabeth yani Sisi, dünyanın en güçlü kadınına dönüştü. Ama aynı zamanda dik başlıydı. Kendisi göz kamaştıran bir zenginlik içinde yaşarken halkın ise yoksulluktan kıvrandığını fark etti Sisi. Kurallara sıkı sıkıya bağlı kayınvalidesine hatta imparator olan kocasına bile kafa tutan Sisi, gecekonduları ve fabrikaları ziyaret etmeye başladı. Yani günümüz koşullarıyla değerlendirmek gerekirse... Bugün dünyadaki kraliyet ailelerinin halkla iç içe geçtiği, el sıkışıp kısa da olsa sohbetler ettiği ziyaretlerin öncüsü oldu Sisi. Onun bu davranışı, saray çevrelerini dehşete düşürdü. Fakat Sisi'nin halkın gözündeki sempatisini artırdı.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

DAHA ROCK YILDIZLARI ORTADA BİLE YOKKEN
Yani Sisi, artık döneminin en ünlü insanıydı... Fotoğrafları, özellikle de döneminin en ünlüsü olan Franz Xaver Winterhalter tarafından yapılan portreleri ülkenin yer yerindeydi. Dünya bile onu çok iyi tanıyordu. Başka bir şekilde söylersek, Sisi, daha rock yıldızlarının var olmadığı bir devirde tıpkı onlar gibi olmuştu.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

MODA İKONUNA DÖNÜŞTÜ
Kısa sürede bir moda ikonuna dönüştü Sisi. Tıpkı günümüzde Kate Middleton'ın, ondan önce de Diana'nın olduğu gibi. Kadınlar onun giysilerini taklit ediyordu. En çok takip edilen özelliği ise saçlarını süsleme biçimiydi. Uzun saçlarına yerleştirdiği süsler döneminin kadınları tarafından taklit edildi. Sisi'nin çok enteresan bazı zevkleri de vardı. Geceleri yüzüne maskeler takıp böğürtlen toplamak için dışarı çıkıyordu. Bu durum da onun güvenliğinden endişe eden kocası Franz Josef'i kaygılandırmaya başladı elbette. 

Haberin Devamı

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

ŞİŞMAN İNSANLARDAN KORKUYORDU: BELİNİN İNCELİĞİNİ KORUMAK İÇİN KORSESİNİ HİÇ ÇIKARMADI
Sisi'nin, şişman insanlardan korktuğu da biliniyor. Hatta anlatılanlara göre sırf bu yüzden, aşırı kilolu bir kadın olan İngiltere Kraliçesi Victoria ile tanışmak bile istemedi. Kendisi ise son derece ince bir fiziksel yapıya sahipti ve bunu korumak için de elinden geleni yaptı. Özel bir beslenme programı uyguladı, egzersiz yapmayı hiç ihmal etmedi. Hatta yaşadığı saraya, spor salonu benzeri bir alan yaptıran ilk kraliyet ailesi üyesi oldu. Çok ince olan belinin kalınlaşmasını önlemek için Paris'te yapılan korseleri sürekli kullandı. Bu arada Sisi'nin, buzlar içinde banyo yaptığını da ekleyelim.

Haberin Devamı

KAYNANASINA TEPKİ OLSUN DİYE... Bütün bunlara rağmen Sisi'nin hayatından trajediler de eksik olmadı. İlk dünyaya getirdiği çocuklarının ikisi de kızdı. Fakat bu kızlar, kayınvalidesi Sophie tarafından elinden alındı. Sisi ise kızlarına kendisi bakmak ve özellikle de onları sütüyle beslemek istedi. Sözün burasında, o dönemin kraliyet ailelerinde, kadınların çocuklarını süt annelere ve dadılara teslim etmesi gerektiğini hatırlatalım. Çocuklarının kendisinden koparılmasına dayanamayan Sisi, Viyana'yı terk edip ailesinin yaşadığı Bavyera'ya gitti. Fakat "evine dön" emrine karşı koyamadı. Yine de kayınvalidesi Sophie'ye asilik yapmayı sürdürdü. Hep siyah kıyafetler giymeye, halk arasında tütün ürünleri kullanmaya başladı.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

DIANA GİBİ MUTSUZLUKTAN BULİMİYAYA YAKALANDI
Sisi sadece halkın sevgisini kazanması açısından Diana'ya benzemiyordu. Ondan 100 yıl önce mutsuz prenses Diana ile başka bir anlamda da aynı kaderi paylaştı. Yaşadığı ve kendisini boğan hayat yüzünden bulimiyaya yakalandı. Sisi, doğrudan kendi odasına çıkan bir mutfakta hazırlanan hamur işi yiyecekleri tüketip sonra da kendini kusturmaya başladı. 

ÇİFTE MONARŞİ: Bu arada evliliği de sallanmaya başladı. Kocası çok daha muhafazakardı ama Sisi bunun tam tersiydi. Öyle ki Macaristan'ın siyasi özerkliği için bir kampanya yürüttü ve bunun sonucunda Avusturya- Macaristan İmparatorluğu'nun yani ikili bir monarşinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

FOTOĞRAFÇILAR PEŞİNİ BIRAKMADI
Sonra bir adım daha attı... Kocasıyla cinsel hayatını sonlandırıp İngiltere; Fransa, Macaristan arasında faaliyet gösteren liberal bir grubun bir parçası olarak yurt dışında yaşamaya başladı. O gösterişli kıyafetlerini çıkardı, köylü halk gibi giyinmeye başladı. Masaların üzerine çıkıp dans etmek, o dönemde en çok yaptığı şeylerden biriydi. İşte o süreçte döneminin fotoğrafçıları onun peşini bırakmadı. Onlardan saklanmak için çalıların ardına bile saklandı Sisi ama yine de tam olarak kurtulamadı. Bu şekilde tarihin ilk paparazzi kurbanlarından biri olarak da tarihe geçti Sisi.

Bu unutulmaz kişiliği bir kez daha gündeme getiren yapımda Sisi'yi, Türk bir baba ile Alman bir anneden dünyaya gelen Devrim Lingnau canlandırıyor.

YARI TÜRK OYUNCU CANLANDIRIYOR

Bu unutulmaz kişiliği bir kez daha gündeme getiren yapımda Sisi'yi, Türk bir baba ile Alman bir anneden dünyaya gelen Devrim Lingnau canlandırıyor.

YARI TÜRK OYUNCU CANLANDIRIYOR

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

YAŞLANMAKTAN ÇOK KORKUYORDU
Sisi hayatın acı gerçekleriyle henüz 32 yaşında yüzleşmek zorunda kaldı. Yaşlanmaktan çok korkan Sisi, o zamandan sonra bir daha kimsenin kendisini fotoğraflamaması ya da portresini çizmemesi için yüzünü kalın bir tülle örtmeye başladı. Kendisi her ne kadar böyle gizlenmeyi tercih etmiş olsa da döneminde onu bilen, tanıyan erkeklerin yarısı Sisi'ye aşıktı. Bu arada İmparatoriçe bazı aşk ilişkileri de yaşadı.

KRALİYET TARİHİNİN EN GİZEMLİ OLAYLARINDAN BİRİ: Fakat Sisi, o sırada hayatının en büyük trajedisini yaşamamıştı henüz. Tek oğlu ve tahtın varisi Rudolf, bir uyuşturucu bağımlısıydı. Üstelik babasından da nefret ediyordu. Günün birinde Rudolf'un, Mayerling'de kraliyet ailesine ait bir konutta ölü bulunması hem yüzyılın skandalı olarak nitelendirildi hem de Sisi'ye en büyük darbelerden birini vurdu. Rudolf'un yatakta bulunan cansız bedeninin yanında kendisi gibi hayatını kaybetmiş olan sevgilisi de vardı. Olayın boyutu da korkunçtu. Sevgilisini vuran Rudolf'un ta kendisiydi. Önce onu öldürmüş sonra da intihar etmişti. Bu olay dünya kraliyet tarihinin en gizemli olaylardan biri olarak tarihe geçti. Bu skandal dünyayı salladı ama Sisi'ye olan etkisi korkunçtu. Bu olaydan sonra Korfu adasındaki villasına kapandı ve yıllarca takma isim kullanarak dünyayı gezdi. İşte bu sırada da hayatı hiç beklenmedik bir şekilde sona geldi.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı


KESKİN TÖRPÜ, KORSESİNİ DELİP GEÇTİ, KALBİNE VE AKCİĞERLERİNE ULAŞTI
1898 yılının 10 Eylül günü yanında nedimesi Irma Sztáray ile birlikte Cenevre'de yürüyüşe çıkmıştı. Sis, o gün yüzünü gizleyen tülü kullanmayı da unutmuştu. Azılı bir monarşi karşıtı olan Luigi Lucheni onu gördü ve hemen tanıdı. Elinde keskin bir törpü vardı. Sisi'ye doğru yaklaştı ve elineki törpüyü onun göğsüne sapladı. Törpü, Sisi'nin ünlü deri korsesini de aşıp kalbine ve akciğerlerine ulaştı. Sisi, o sırada 60 yaşındaydı ve birkaç saat sonra kan kaybından öldü. Aslında Lucheni; bu tür bir suikast için Cenecre'de bulunuyordu. Asıl amacı Fransa tahtında hak iddia eden Henri Philippe d'Orleans'a suikast düzenleyecekti. Ama o sırada Henri Philippe daha kente ulaşmamıştı. Onun yerine Sisi kurban oldu.

'BUNLAR SON NEFESLERİYDİ': Saldırı, öyle çabuk gerçekleşti ki Sisi ne olduğunu tam olarak anlayamadı bile. Üzerinde sadece küçücük bir kan lekesi vardı. Hemen sedyeyle kaldığı otele taşındı Sisi. Sonra olanları ise otel sahibinin karısı şöyle anlatmıştı: "Sedyede solgun bir yüzle yatıyordu. Gözleri kapalıydı. Odasına getirildikten sonra iki kez derin nefes aldı. Bunlar aldığı son nefeslerdi. Sedyede sanki uyuyormuş gibi yatıyordu, acı çekiyormuş gibi görünmüyordu."

 

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

FENOMENE DÖNÜŞTÜ
Sisi'nin cenaze töreni de döneminin en kalabalık törenlerinden biri oldu. Sonra zaman içinde Sisi bir kültürel fenomene dönüştü. Hakkında yazılan kitaplar, açılan sergiler derken 1955 yılında, Romy Schneider'ın (sağda) efsane imparatoriçeyi canlandırdığı Sissi filmi geldi. Ernst Marischka'nın yönettiği film ile bu ünlü kraliyet ailesi üyesi, ölümünden yıllar sonra yine gündemin ilk sıralarına yükseldi. Sisi'nin Viyana'daki Hofburg Sarayı'nda bulunan spor salonunu ise biri gün içinde yüzlerce kişi ziyaret ediyor. Ölümünün üzerinden geçen bunca zamana rağmen hala onun anısına çiçekler bırakılıyor.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

ÖLDÜĞÜNDE 60 YAŞINDAYDI
Beyazperdede Romy Schneider (yukarıda) tarafından hayat verilen Sisi'yi, birçok açıdan benzediği Diana ve Grace Kelly'den ayıran en önemli özelliği onun, diğer ikisinden daha uzun süre yaşaması oldu. Diana, öldüğünde 36 yaşındaydı. Grace Kelly, 53 yaşında bir trafik kazasına kurban gitti. Sisi ise son nefesini verdiğinde 60 yaşındaydı.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı
Sisi'yi öldüren suikastçi Luigi Lucheni, iki polisin arasında.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı
Sisi'nin uğradığı suikasti konu alan bir illüstrasyon. 

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı
Birçok kişiye göre Sisi'nin döneminde sahip olduğu popülaritenin karşılığı, modern çağlarda Prenses Diana ile Prenses Grace'e yönelik sevgi ve hayranlık oldu. 

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

SISI'DEN UZUN ZAMAN SONRA
Sisi ile kıyaslanan modern çağların Prensesi diana Spencer, 1981 yılında İngiltere tahtının veliahtı Charles ile evlendi. İki çocuk dünyaya getirmesine rağmen kocasıyla bir türlü mutlu olamadı. Sonunda boşandı. Diana, 1997 yılının 31 Ağustos'unda sevgilisi Dodi El Fayed ile birlikte geçirdiği bir trafik kazasında hayatını yitirdi. Diana'nın ölümünün üzerindeki sır perdesi aradan geçen çeyrek asırlık zamana rağmen hala tam olarak kalkmış değil. Galler Prensesi Diana'nın 36 yaşında sona eren hayatı birçok kitaba ve filme esin kaynağı oldu.

Dianadan yıllar önce o vardı: Keskin törpü, incecik belini saran korseyi geçti ve kalbine saplandı

O DA BEKLENMEDİK BİR TRAFİK KAZASINDA ÖLDÜ
Monako Prensesi Grace Kelly de hayati trajik bir şekilde biten kraliyet ailesi üyelerinden biri. Hollywood'un yıldızıyken Monako Prensi Rainier'ye aşık olup evlendi ve Monako Prensesi oldu. Üç tane çocuk dünyaya getirdi. Grace Kelly, küçük kızı Stephanie ile birlikte çıktığı bir otomobil yolculuğunda hayata veda ettiğinde takvimler 14 Eylül 1982'yi gösteriyordu. Grace ise henüz 53 yaşındaydı.

FOTOĞRAFLAR: ALAMY, AVALON

 

BAKMADAN GEÇME!